İşte o röportajın tamamı:
Türkiye güzeli seçildiğinizde 18 yaşındaydınız. 23 yıldır magazin dünyasının içindesiniz. Geçen zamanı nasıl özetlersiniz?
- İçinde macerası olan, biraz romantik-komedi barındıran, bazen komik, bazen acı...
Bir yanda sağlıklı beslenen, spor yapan, diğer tarafta magazin gündeminden düşmeyen bir kadın var...
- Yemek ve pilates yapan, anne olan Ebru benim. Oğlak burcuyum. Dışarıdan güçlü görünüyorum. Aslında aşırı duygusalım. Ana haber bülteni, Türk filmi, hatta çizgi film izlerken bile ağlayan biriyim. Bir yandan da iyi bir sevgiliyim. Ve aşkı seviyorum.
Aşk, hayatınızın önceliği mi o halde?
- Aşk insanın enerjisini yüksek tutan bir şey. Ama önceliğim değil. Hayat, olması gerektiğinde bana bir şekilde aşkı getiriyor.
İlk evlendiğinizde 20 yaşındaydınız. Erken yaşta evlendiğiniz için pişman oldunuz mu?
- Hayır. 18 yaşından beri çalışıyorum. Hep kendi ayaklarımın üzerinde durdum. Yaşam şartlarım ne olursa olsun... İster evli, ister hamile, ister bekâr olayım, hep çalıştım. Bu yüzden 23 yıldır varım.
Harun Tan’la evliliğiniz de çok çalıştığınız için mi bitmişti?
- Duygular değişebiliyor. Büyüyoruz. O yaşlardaki düşüncem ve aldığım lezzet başka. Şu an her şey daha lezzetli ve güzel.
Hakkınızda bilinen en büyük yanlış ne?
- Yemeğimi kendim yaparım. “Güzel, havalı, ünlü... Evde çorbasını kendi mi yapıyor, yoğurdunu kendi mi mayalıyor” diye şaşırıyorlar.
'ÜNLÜ OLDUĞUM İÇİN İKİ KAT FİYAT ÇEKİYORLAR'
‘Türkiye’nin en seksi kadınları’ listelerinde adınız geçerdi. Geçmişe bakınca bu şimdi size ne hissettiriyor?
- Her güzel kadın seksi değil. Bu çekicilikle ilgili. En önemlisi bakımlı ve temiz olmak. Mesela ben her ay hamamdayım.
Güzellikten çektiniz mi?
- Evet. Güzel olmak gerçekten zor. Özellikle boşandıktan sonra güzel olmak, bekâr, üzerine bir de ünlü olmak çok zor. “Merhaba” dediğin kişiyle bile hemen adınız yazılabiliyor.
‘Güzellik başa bela’ sözü sizin için geçerli o zaman...
- Evet, doğru. Ama ünlü olmak da çok zor. Ben küçük yaştan beri ünlüyüm ve kendi kendimi yönetmeye çalışıyorum. Bazen yanlış işe ya da yanlış ilişkiye girebilirsin. Birçok normal insan bunları yaşıyor. Onlarınki bilinmiyor. Ama ünlü olduğun için hayat zorlaşıyor. Mesela bir yere gittiğinizde iki katı fiyat çekiyorlar. Ünlü olmanın maddi-manevi bedeli ağır.
Bugün imkânınız olsa yine ünlü olmayı seçer miydiniz?
- Enerjimde bu var. Bu bir ışık. Yine ünlü olmak isterdim, bununla baş edebiliyorum, savaşçı bir yanım var.
Magazin artık canınızı acıtmıyor mu?
- Alıştım artık. Bir dönem “Çocuğunu kilo almamak için yedi aylıkken doğurdu” diye yazdılar. Böyle bir haberi hangi kadın göğüsler?
İşin aslı neydi?
- Bebek sadece 10 gün erken doğdu, yoldayken suyum geldi.
Çocuk da normal doğdu.
Bir süredir Uğur Akkuş’la birliktesiniz. Bu aşk size nasıl geldi?
- Hiç beklemediğim anda geldi. Yalnızdım, çocuklarımla ilgileniyordum. Bir iş toplantısında tanıştık. İşte çalışmanın faydaları (gülüyor)!
İlk görüşte aşk mıydı?
- Tanıdıkça birbirimizden hoşlandık.
Sizi ilk kez teknede çekilmiş fotoğraflarınızla yan yana gördük. Hemen sonra Uğur Bey’in evli olduğunu öğrendik. Perde arkasında neler yaşandı?
- Benim tanıştığım kişi; dört yıldır boşanma aşamasında olan, yalnız yaşayan, hafta sonu çocuklarını alan bir babaydı. Aksini görsem beraber olmazdım. Hiç kimse beni kandırmadı. Zaten ilk gün avukat yoluyla, “Biz üç aydır beraberiz ve benim her şeyden haberim var” diye açıklama yaptım.
İnsanlar sizi yuva yıkmakla eleştirdi...
- Ben kimsenin yuvasını yıkmadım. Uğur’un benden önce de başka birlikteliği olmuş. Ama o isim ünlü olmadığı için duyulmamış. Ben anneyim, yanlış bir şey asla yapmadım, yapmam.
O dönemi nasıl atlattınız?
- Bu Türkiye’de sosyolojik bir sorun. Boşanamayan insanlar evlerini ayırıp hayatlarını boşanmış gibi sürdürüyor. Çünkü boşanamamanın birtakım maddi ve manevi sebepleri oluyor. Tabii çok üzüldüm, ağladım. O dönemde babamın rahatsızlığı nüksetti. Uğur’un annesi rahatsızlandı. Biz hem onun çocuklarını hem benim çocuklarımı düşünerek sustuk.
Yakında evleneceğiniz söyleniyor. Nasıl evlenme teklif etti?
- Yemekte yüzüğü çıkardı, “Ömrümün sonuna kadar benimle olur musun” dedi. Çok duygulandık. Ama henüz bir tarih almadık.
Şiddet gördüğünüz yazıldı...
- Hayatım boyunca kimseden şiddet görmedim.
'BENİ AYAKTA TUTAN PİLATESTİ'
“Mankenden pilates hocası mı olur mu” diyorlardı. Fıstık gibi de oldu. Hayatın içindeki iniş ve çıkışlarımda, yaşadığım bütün olumsuzluklarda beni mental anlamda iyileştirip ayakta tutan pilatesti. Bunun üzerine beş kitap, 10 DVD çıkardım. Şimdi de bana Türkiye’nin her yerinden fotoğraflar geliyor. Pilates topu olmayan bir ocak yok. Sekiz yıldır da ‘Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’ sözcüsüyüm. Onlarla birlikte ‘Rüyalar ve Maskeler’ isimli bir dans gösterimiz var.
'ZAYIFLATTIĞIM, BOYLARINI UZATTIĞIM, BOŞANMAKTAN VAZGEÇİRDİĞİM KADINLAR OLDU'
Sağlıklı beslenme ve spor takıntısı hayatınızın hangi noktasında başladı?
- Dokuz yaşımda bile kütüphanelerde elmanın, havucun içinde ne vitamini olduğunu araştırıp notlar tutardım. O zamanlar, “Bu çocuk herhalde doktor olacak” derlerdi. Hep meraklıydım, hep zayıftım. Hatta küçükken bana kilo aldırmaya çalışırlardı.
‘Ebru Şallı ile Zinde Kal’ isimli programınız yarın başlıyor. Neler olacak programda?
- Hafta içi her sabah 08.15’te yayımlanıyor. Program pilatesle başlıyor, arkasından doktorlarla sağlık üzerine sohbet ediyoruz, bazı tarifler veriyoruz. Aralarda güzellik tüyoları da oluyor.
Sadece bir televizyon programı izleyerek zinde kalmak mümkün mü?
- Tabii. Kadınlar yıllarca televizyonda beni izleyerek pilates yaptı. Zayıflattığım, boylarını uzattığım, boşanmaktan vazgeçirdiğim kadınlar oldu. Panik atakları yok ettik. Bu yüzden pilates tuttu, bu bir nimet...
'BURUN DIŞINDA MÜDAHALE YOK'
Instagram’da bir fotoğraf paylaştınız. Arkanızda duran kapılar yamuktu. Orada gerçekten Photoshop’un dozunu mu kaçırdınız?
- Gerçekten öyle bir şey yapmadım, zaten ihtiyacım da yok. Birileri var olan fotoğraflarımı alıp bunları yapıyor ve sunuyor, onların kim olduklarını da bulduk. Bu kadar söyleyeyim.
Yüzünüzde estetik müdahale var mı?
- Burun dışında hiçbir müdahale yok. Benim yüzüm her zaman şişman, gördüğün gibi kırışıklıklarım da var. Halkın arasında yaşamayı seven biriyim, beni sokakta görenler bazen şaşırıyor, “Çocuk gibiymişsin, hiç de havalı değilmişsin” diyorlar.‘Ebru Şallı ile Zinde Kal’ hafta içi her gün 08.15’te Kanal D’de.