Dinleyicim uyduruk değil sapasağlam!
Hayko Cepkin, uzun zamandır hayalini kurduğu “Beni Büyüten Şarkılar Vol.1”i hayranlarına sundu. Kült olmuş, bir dönemin acılarını, mutluluklarını dillendiren bu şarkılar Hayko ile yeniden hayat bulmuş. Tanıdığım en delikanlı, en doğal ve en deli adam Hayko ile yeni albümünü konuştuk.
Neden böyle bir albüm yapmaya karar verdin yeni besteleri yayınlamak yerine?
On bir yıl önce yaptığım bir röportajda böyle bir albüm yapacağımı demiştim. Sevdiğim şarkıların yer aldığı bir albüm yapmak istiyordum. Sözümde durdum, tek özelliği o.
Telifini almakta en zorladığın parça hangisi oldu?
Hiçbirinde zorlanmadım. Çünkü kim benim o şarkıyı okuyacağımı ve düzenleyeceğimi duysa ‘Aslanım benim, helal olsun’ dedi. Demek ki çok seviliyorum. (Gülüyor)
Türler arasında müzik yaparken müzisyenlerin ya da dinleyicinin sana inanmasını sağlayan şey neydi?
Doğallığım, başka hiçbir şey değil. Doğal olmayan görüntümün altında muhteşem bir doğallık var. (gülüyor) Oyun oynamıyorum. İlk etapta birine çok garip gelsem bile beni tanıdıktan sonra beni benimsiyor. Bu kural benim hayatımda hiç değişmedi. Çocukluğumdan beri aynı şeyi yaşadım. Uyduruktan değil sapasağlam bir seyirci kitlem var. Çünkü emek verdiler bana.
İSTANBUL’DAN TAŞINMAK BENİ ÜRETKEN YAPTI
Annelerin bile seni sevmesini sağlayan kırılma noktası ne oldu?
Televizyon programları, röportajlarım, kendimi iyi ifade edebiliyor olmam. Neysem onu söylüyor ve onun karşılığını da görüyor olmaları. Türkiye’de bir projenin ya da ismin sevilmesi şahsın şahsiyetini kabul etmekle başlıyor. Şahsı seviyorsan, o işi de seviyorsun. Beni dinleyemeyen birçok insan da var. Ona rağmen beni sevdiklerini söylüyorlar.
Hem şehirlerin arka sokaklarında hem de sosyetik insanlar seni dinliyor. Çizgileri de kaldırıyorsun…
Yelpazem çok geniş. Bunun olmaması için de bir sebep yok. Bir politikacının yapamadığını ben konserlerimde yapıyorum. Çeşit çeşit insan konserimde birleşiyor.
Selçuk’ta Varil Camping’i açtın. İstanbul’dan taşındıktan sonra sakinledin mi? Mesela yaratım sürecine nasıl yansıdı?
Kafamı dinliyorum. Yaratım sürecini çok etkiliyor. Fikir üretebiliyorum, düşünebiliyorum, stüdyoda vakit geçirebiliyorum, enstrümanın başına oturabiliyorum. Hepsine vakit ayırabiliyorum. Planlı bir adamım zaten ama İstanbul dışına taşınmak çok işime yaradı.
BAZI SÖZLER CİDDİYETSİZ GELİYOR
Yeni nesilde ilham veren şarkılar var mı?
Ön plana çıkmamış bir sürü grup var. İmkanlarından dolayı seslerini asla duyuramayacaklar. Çünkü çok kalıplaşmış bir müzik piyasası söz konusu. Kim olduklarını söylemem ama…
Kült olacak şarkılar görüyor musun?
Piyasada herkes ekmeğine bakıyormuş gibi gözüküyor. Sözlerin çok kuvvetli olduğunu düşünmüyorum. Yeni bir trend var, konuşma dili ile şarkı yazmak. Bazıları çok iyi yapıyor bunu, bazısı da çok saçma geliyor. Yaşımla alakadar olabilir bu durum da… Onun için her seferinde biraz daha irdeleyerek bakıyorum yeni şarkılara. Bazı sözler çok ciddiyetsiz geliyor.
Hala müzik dinleyip, keşfediyor olman da önemli…
İşte İstanbul’dan taşındığımdan beri durum böyle oldu. Orada araştırmaya da başladım eskisi gibi… Farklı farklı müzikler keşfediyorum. Kendime vakit ayırıyorum, bu en güzel şey.
İNTERNETTEN KONSER VERMEM
Geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiğin ‘Bebelere Balon’ konserin çok önemliydi…
Bu serileri arttıracağız ki yeni nesil de bizi izlesin. Mekanların şartlarına göre projeler üreteceğiz. Matine suare gibi bir şey oldu. Bu sene devamı da gelecek.
‘İnternetten konser verilmez’ fikrine de katılıyorum mesela…
Sosyalleşmenin en güzel yanı konserlerdir. Terleyerek konser izlemek, izleyicilerin birbirine çarparak şarkı söylemesi çok önemli. Bilgisayardan konser izleyip, “Çok güzeldi” demek bana suni geliyor. Direndiğim yere kadar direnip böyle bir şey yapmayı düşünmüyorum.
Gittiğin en iyi konser hangisiydi?
Muse’u ilk kez canlı izlediğim zaman çok etkilenmiştim. Manowar’ı izlemek de etkileyiciydi.
HAYKO CEPKİN’İN ALBÜMÜNDE YER ALAN ŞARKILARIN ANILARINI VE ÖNEMİNİ SORDUK...
İŞTE HAYKO’DAN ŞARKILARIN ANILARI
Ben İnsan Değil Miyim: Çocukluğum… Dayım Fransa’dan ilk kez gelmişti. Dayımla sekiz yaşımdayken tanıştım. Fransa’da yaşamış olduğu için gurbet acısıyla durmadan İbrahim Tatlıses dinliyordu. O vesile ile bu şarkıyı çok dinledim. Bana dayımı ve onun gurbet acılarını anlatır. Bu şarkıyı hayal ettiğim gibi yaptığım için çok memnunum.
Aldırma Gönül: Babamın beni uyuturken söylediği parçadır. Beşiktaş marşı olarak da tribünde kullanılır.
O Çeşme: Çocukken Zeki Müren’i plaktan çok dinledim. ‘O Çeşme’ çocukluğumdan beri benim için doom metal niteliğinde bir parçaydı. Melodilerin özünü bozmadığım için memnunum.
İtirazım Var: Bülent Ersoy’dan dinlediğim en ağır ve en içten şarkıdır. Şarkı içerisinde şiir okuma kısmını ilk olarak bu şarkıda duymuşumdur.
Ağla Sevdam: Ağır Roman filmini seyrettiğim ilk andan itibaren bu şarkı beni mahvetmiştir. Psikolojim bozulmuştu ve filmi çok beğenmiştim. Ardından film müziklerini edinip evde durmadan çalmıştım.
Issızlığın Ortasında: Moğollar müzik ekolünün içerisinde büyüdüm. Tam çocukluğum, Anadolu rock dönemi...
Neydi Günahım: Sebahat Akkiraz dinlediğim dönemler. Bu şarkıda curanın bu kadar sert çalınması beni etkilemiştir. Çok uzun süre dinleyip, paylaşmışımdır. Düzenleme yaparken isteğimin dışında benden endüstriyel bir beste çıktı. Ama sevdim bu halini.
Yuh Yuh: Bu şarkı üzerine pek çok düzenleme yapılmıştır. Hiçbirini beğenmedim. İyi bir düzenlemesini olmasını istemişimdir. Ne yapılırsa yapılsın asla Selda Bağcan’ın yorumunun üzerine geçilemeyeceğini düşündüğüm bir şarkı. Siyasi gibi gözükür ama hiç alakası yoktur. Aşık Mahsuni ‘Kim üstüne alınıyorsa ona yapışsın’ dediği çok önemli bir parça.
Nem Kaldı: Yine çocukluğumu anlatır. Geçmişimle alakalı, benden en çok beklenen türden bir şarkı.