Derya Tuna sessizliğini bozdu
Tatlıses'le uzun süre önce birlikteliğini noktalayan Derya Tuna'dan çok özel açıklamalar...
Yıllardır objektiflerden, kameralardan ve röportajlardan kaçan Derya Tuna Sözcü'den Yüksel Şengül'e konuştu.
Etiler'deki Tatlıses Kebap'ın başına geçen oğlu İdo'nun yanında olan Derya Tuna, bu özel günlerini, sunduğu farklı lezzetleri, yanından hiç ayrılmadığı oğlunu ve 'O konuya hiç girmeyelim' dese de bir dönem hayatının en büyük aşkı olan İbrahim Tatlıses’i anlattı.
Yıllardır Tatlıses Kebap, Etiler’de hizmet veriyor. Ancak Derya Tuna, oğlu İdo’yla birlikte bu gözde restoranın başında şimdi ve gördüğümüz kadarıyla pek çok yenilik yapılıyor.
"CAMLARI DUVARLARI BEN TEMİZLEDİM"
Tatlıses Kebap dört yıldır burada hizmet veriyor. Elbette insanlardan tutun da aşklara kadar her şeyin eskidiği gibi mekanlar da eskiyor. Bu nedenle bu mekanı a’sından z’sine kadar iki üç haftalık bir süre içinde yeniledim. Tabağından çanağına, dekorundan masasına kadar her şeyini. Yılbaşı gecesi mekan tamamlanmasa da rezervasyon yaptıran hatırlı müşterilerim için kapıları açmak durumunda kaldım. Temizlik firması, tadilat sürerken iş yapamayacağını söyleyince iş başa düştü ve camları, masaları, duvarları ben temizledim.
Bu mekana kadın eli değdiğini hissettirmek istiyorsunuz.
(Gülüyor) Evet, kadın elinin değdiği her şey güzelleşir. Bütün kadınlar dekoratördür, zevk sahibidir.
Buradaki kebaplar bile daha bir güzelleşecek demektir.
Bu konuda asla tevazuya gerek yoktur. Bizim lahmacun, çiğ köfte ve kebabımızın bir benzerini bulmak mümkün değildir. Lezzet, hijyen ve sunum konusunda iddialıyız.
Mutfağı denetliyor musunuz?
Her sabah ilk işim mutfağa girmektir. Çünkü her sabah tüm malzemeler Tatlıses mekanlarına servis yapan merkezden gelir. İstanbul’da bununla birlikte 5 tane Tatlıses Kebap var. Etinden sebzesine kadar her şey günlüktür burada.
Derya Tuna bize bir kebap sunsa, tanıtımını yapsa, tarifini verse.
Urfa mutfağından patlıcanlı kebap favorimdir. Malzemesi, kıyma, patlıcan ve tuz. Yağlı ve bol tuzlu kıymayı iyice yoğurmak gerekiyor. Sonra onları bir dilim kıyma, bir dilim patlıcan şeklinde şişe geçiriyoruz. Bütün hüner kıymaların şişte kalması ve dozunda pişirilmesidir.
Çiğ köfte için neler söylemek istersiniz?
Urfalılar eli terleyenin yaptığı çiğ köfteyi yemezler. Altın kuralı budur çiğ köftenin. Malzemesini herkes bilir. Kırık buzla yoğurulur. Biz etsiz, bulgurla yapıyoruz. Etli çiğ köfte yapılırsa, yarım saat içinde yenilmesi gerekir. Çünkü sonrasında bakteri üretir, sağlıksızdır. Bu nedenle her yerde çiğ köfte yenilmez. Bizim burada sunduğumuz, yumurtalı çiğ köftedir. Bol tereyağı içinde çırpılan yumurta pişirilip çiğ köfte hamuruna ilave ediliyor. Urfalılar ve bilenlerin tercihidir bu.
Gelelim lahmacuna…
Size yemin ederim, Tatlıses lahmacun bağımlılık yapıyor. Çiğ köfteyle lahmacunun reçetesi, formülü İbrahim Bey’dedir.
İbrahim Tatlıses en çok hangi kebabı sever?
İbrahim Bey eti sever, kebabı sever, acı biberi sever.
Duvarlarda buraya gelen ünlülerin fotoğrafları vardı.
Ben o ünlü fotoğrafları kaldırdım. Çünkü o kadar çoktu ki, duvarlar görünmüyordu. Aksesuarlarıma yer açıldı şimdi. İbrahim Bey’le İdo’nun baba oğul fotoğrafını koyacağım.
İmparator ve prensinin fotoğrafı… Ana kraliçe de bu mekanın hakimi olduğuna göre mesele yok…
Ben bu ana kraliçe tanımlamasına bir açıklık getirmek istiyorum. Evet, ana kraliçeyim ama oğlumun ana kraliçesiyim. Bunun kanıtı da İdo’nun sol omuzundadır. Kraliçe tacı ve altında Derya yazan bir dövmesi var. Aynı omuzun altında benim, kolunda da İbrahim Bey’in resimleri bulunuyor.
Zaten ‘ana kraliçe’ tanımlamasını İbrahim Bey dillendirmişti.
Oysa İbrahim Bey’in 4 tane kraliçesi var, yani 4 tane kızı: Melek Zübeyde, Şanlıurfa’da Gülden’le Gülşen ve yeni doğan Elif Ada. Ben oğlumun ana kraliçesiyim.
"İBRAHİM BEY DOSTUM DA OLAMAZ DÜŞMANIM DA"
Muhteşem Yüzyıl’da izliyoruz, Kanuni Sultan Süleyman’ın pek çok gözdesi var ama Hürrem zirvede ve tek…
(Gülüyor) Hürrem olmak istemiyorum. Bakın, İbrahim Bey’le 27 yıl çok güzel bir beraberlik yaşadım. İyiki birlikte olmuşum, çünkü bu beraberlikten İdo oldu. Ama sonradan o kendine başka bir hayat yolu çizdi. İbrahim Bey benim dostum da olamaz, düşmanım da olamaz.
Hiç mi konuşmuyorsunuz?
Mecbur kalırsam konuşurum ama öyle bir mecburiyetim olmadı.
Bu mekanın patronu olarak gelmiyor mu buraya?
Gelir elbette. Ama konuşmuyoruz. Kimse benden ona eski bir dostu gibi davranmamı beklemesin.
Derya Hanım, şu an İbrahim Bey şu kapıdan girse ve “Ana kraliçe gel hayatımıza yeni bir sayfa açalım, seninle beraberliğimizi de nikah masasına taşıyalım” dese.
Her şey zamanında güzel. O güzellikler yaşandı ve bitti. Ben de o da noktayı koyduk. Bizim en önemli ortak noktamız İdo’dur. Allah ona da bana da oğlumuza da sağlık versin.
İbrahim Bey’in sağlığı nasıl?
Bunu İdo daha iyi biliyor.
İdo: Babamın sağlığı her geçen gün iyiye gidiyor. Maşalllahı var.
Albüm çalışması ne durumda?
Hazırlıklar sürüyor ve hiç acele etmek istemiyor. Bir dönem hatırlıyorum da, pek çok kişi “İbrahim Tatlıses benim önümü kesiyor” diye yakınıyordu. Şimdi o kişiler neredeler? Babam köşesine çekildi ve o kişiler niye onun tahtına kurulamadılar! (gülüyor). Demek ki, İbrahim Tatlıses’in yerine geçmek imkansızmış.
Derya Hanım, oyunculuğu hiç mi özlemiyorsunuz?
İki hafta önce bir film teklifi aldım, kabul etmedim. Bildiğiniz gibi İbrahim Bey’le 4 film yaptım, onlar da bana yeter. Hem sahne hem oyunculuk defterini kapattım. Tekrar kamera önüne geçmem için beni çok heyecanlandıracak bir rol olması gerekir.
İdo artık bir delikanlı olduğuna göre kafanızda bir gelin modeli olmalı.
İdo’nun birlikte olacağı kız, öncelikle helal süt emmiş olmalı. Yüzünden çok kalbi güzel olsun.
İdo: Evlilik benim için çok erken.