Çocukların kıyafetlerini değiştiriyoruz!
Milliyet yazarı Songül Hatısaru, oyuncu Hande Ataizi'yle enflasyon rakamları üzerine ilginç bri sohbet gerçekleştirdi.
Oğlu 16’ncı ayına giren Hande Ataizi, çocuk kıyafetlerinin pahalılığından yakınıyor. Eskimeden küçülen giysilere verilen paraya acıdığını söyleyen Ataizi, “Evde enflasyonu arkadaşın çocuğunun kıyafetleriyle düşürüyoruz” diyor
İşte o röportaj:
Hande Ataizi enerjisi hep çok yüksek biri. Çok da zeki, olayları sloganlaştırma yeteneği her zaman dikkatimi çekmiştir. “Diziler neden bu kadar izleniyor?” soruma mesela, 10 akademistin bir araya gelse saatlerce tartışacağı ve bence bulamayacağı bir tespitle cevap veriyor: “Asgari ücret 5 bin TL olmadığı sürece biz bu sektörden daha çok uzus süre ekmek yeriz.” Hande’yi dinlerken bu kadar sıcak, eğlenceli, hayat dolu biri olmasına karşın bu zeka kokan esprili yaklaşımı mı onunla ilgili snop biri algısı yaratıyor diye düşünmeden edemiyor insan. Belki de snop imajı, bu toprakların böyle düşündüğünü pat diye söyleyen, mavra yapan, eğlenmediği masalara network uğruna oturmayan bir kadın olmasından kaynaklanıyor.
Metroya yakın ev seçti
Eğlenerek yaşamayı merkeze almış. Röportaj bitiminde, “Leon’a bez almam gerekiyor” deyince kalkıp Makro’ya bez, mama, ıslak mendil almaya gittik. Hiç çekinmeden fiyatları inceledi, üçü bir arada paketleri aldı. Rumeli Caddesi’nde metronun dibinde oturuyor.
Ev ararken toplu taşıma araçlarına yakınlığı ilk sıraya koymuş. “Öyle üç saat arabayla gidemem, daral gelir bana trafikte” diyor. Her daim metroda görmek mümkün bu nedenle onu. Türkiye’nin en iyi giyinen, en iyi eğlenen ama en önemlisi en iyi oyuncularından birisi. ‘Mum Kokulu Kadınlar’ filmindeki performansına kimse yaklaşamadı. Şimdilerde üç kuşak kadının hikayesini temel alan Kanal D’de yayınlanan ‘Hayat Mucizelere Gebe’ dizisinde oynuyor. Canlandırdığı karakteri çok seviyor. Beymen Brassaire’de buluştuk, Nişantaşı’nın çok kalabalık olmadığı günde sokağın keyfini çıkardık ve hayatı konuştuk.
Enflasyon şaştı, 5 beklerken 9’a yaklaştı. Sizin evde durum ne?
Bizde Leon enflasyonu esiyor. Bez, mama, kitap, derken evin bütçesinde baş köşeye kuruldu onun ihtiyaçları. İnsanlar, biz sanatçı olduğumuz için bunlar alışveriş yapmaz, ekmeğin, biberin, domatesin fiyatını bilmez diye düşünüyor. Ama 18 yaşımdan beri tek başıma yaşıyorum, evin ekonomisinden de hep tek başıma sorumlu oldum. İnsan tek başına yaşayınca ister istemez, elindeki sınırlı bütçenin hesabını yapmak zorunda kalıyor. Eğer alışverişe ben değil evdeki ablamız çıkıyorsa arkasından defalarca sesleniyorum, bak bebek bezinin 64 adetli olanını al, o 49 lira, daha ucuza geliyor diye. Paranın kıymetini bilen biriyim. Cimrilik boyutunda asla değilim ama tutumluyumdur. Zaten bir memur ailesinde yetiştim, bizim hep böyle aman kızım ay sonu, alamayız, ay başında alırız gibi bir durumumuz vardı.
Son yıllarda özellikle daha bir silkelendim, hayatımı küçülttüm. Şu birkaç senedir yaşadığım, mesela metroyu kullandığım hayat bana daha cool geliyor. Nişantaşı’nda oturuyorum, gittiğim yerler belli. Uzak bir yere gideceksem metro denen bir şey var ve müthiş keyif alıyorum binmekten.
Evdeki enflasyona gelince çocuk kıyafetleri çok pahalı. Ona acıyorum mesela, çok hızlı büyüyor, çok az giyiyorlar. Kaldı ki ben Leon erkek çocuk gibi eşofman altını giysin, üzerine montunu alsın, öyle dolaşsın istiyorum. Benzer yaşta çocukları olan arkadaşlarım, mesela bir arkadaşım doğuma elinde iki valizle geldi. Spor ayakkabı almışım, tulum, kazak almışım, Leon giymiş bir ay, e şimdi ben de dolabındaki kıyafetleri sürekli toparlayıp sevdiğim arkadaşlarıma veriyorum. Anneler arası bir dayanışma var aramızda. Marka tulumlar, kaşmir kazaklar hep böyle dönüyor aramızda. Bundan yüksünmemek lazım. Hakikaten gereksiz harcama. Biz evde enflasyonu arkadaşın çocuğunun kıyafetleriyle düşürüyoruz!