Çeşme’de gerçek İtalyan lezzeti
Limonaia, 150 yıllık bir zeytin ağacının gölgesinde İtalyan yaşam tarzını ve atmosferini Alaçatı’ya getirdi. Asırlık bir bahçeye, ruhunu katan mekanın şefi Roberto Galli, restoranın kurucuları Burcu Kıratlı ve İtalyan ortağı Giulio Saetta’dan Limonaia’nın hikayesini dinledik.
Limonaia Restoranı’nı açmaya nasıl karar verdiniz?
Burcu Kıratlı: Uzun yıllardan beri yurt dışında yaşıyordum. Bunun son 5-6 yılı da İtalya’da geçti. Annem Limonaia Oteli devralınca benim yönetmemi istedi. Bu da benim Türkiye’ye dönmeme neden oldu. Bu arada, Alaçatı’ya ilk kez geçen yaz gelmiştim ve bu yaz ise yaşıyorum. Otelin yanında restoran olmaya çok uygun büyükçe bir bahçe görünce buranın mutlaka restoran olmasını istedik. Giulio ile birlikte bu gördüğünüz nefis bahçeyi restorana çevirmek için kolları sıvadık. Giulio’nun İtalya’da restoranları var hatta şefimiz Roberto da o restoranlardan birinde çalışıyor. Cavalli ailesinin ortağı olduğu Floransa’daki Tabarin’in şefliğini yapıyor aynı zamanda. Tabarin yazları kapalı olduğundan biz de bu fırsatla Roberto’nun nefis yemeklerini Limonaia’da sunma şansını yakaladık.
Limonaia için nasıl bir mönü oluşturdunuz?
Roberto Galli: Limonaia bir İtalyan restoranı ve mönüsü de klasik ve modern İtalyan lezzetlerinden oluşuyor. Mönüyü oluştururken İtalya’nın öne çıkan lezzetlerine yer vermeye çalıştık. Bu bazen eski bir anne tarifi örnek midye, bazen ise modern bir yorum oldu. Mönümüzde kısa sürede sevilen çok sayıda lezzet ön plana çıktı.
Öne çıkan lezzetleriniz neler?
Roberto G: Limonaia’nnın mutfağında her yemek özel ve farklı… Ceviche, midye, ahtapot salatası, kalamar, ev yapımı ravioli, linguine ve risotto… Deniz levreği ve mönünün en iddialı sürprizi ise taze karabiber, biberiye ve sarmısak ile marine edilerek masaya gelen ince dilimlenmiş “Carpaccio” bir diğer ismiyle “Robespierre”… Robespierre’in öyle müdavimleri oldu ki her akşam özel olarak bunu yemeğe gelen misafirlerimiz var. Kadehte sunulan “Limon Sorbet”, bitter çikolata, portakal aroması ve kahve çekirdeklerinin lezzet kattığı “Arabica”, frambuaz sosunun eşlik ettiği şeftali ve pancarlı kekle sunulan nefis “Sgroppino”, beze, krema sos, kiraz ve zencefilin nefis uyumu ile “Meringata” ise tatlı mönümüzün vazgeçilmezlerinden…
Aperitivolar ön plana çıkıyor
Limonaia’yı farklılaştıran özellikler neler?
Roberto G: Limonaia, “Aperitivo” ile başlayan bir İtalyan yemeğini fine dining ile birleştiriyor. Bu önemli özelliği ile de farklılaşıyor… Bildiğim kadarıyla “Aperitivo” Türkiye’de çok yaygın değil. Aperitivo’nun sabit bir mönüsü yok, o gün elimizde ne varsa onu çıkartıyoruz. Nefis bir akşam üstü içkisi ile yemeğe keyifli bir hazırlık süreci yapıyoruz. Lezzet severlerin; bruschetta, nefis İtalyan peynirleri, hafif atıştırmalıklar ile yemek öncesinde keyifli zaman geçirmelerini amaçlıyoruz.
Doğal dokuyu hiç bozmadık
Limonaia ismi nereden geliyor?
Burcu K: Limonaia, İtalyanca’da limonların kışın saklandığı yer anlamına geliyor. Biz de Sicilya’nın limon bahçelerine duyduğumuz aşkı Alaçatı’ya taşıdığımızdan hem otele hem de restorana bu ismi vermeyi istedik. Bahçemizde bir sürü limon ağacı var ve daha da dikmeyi düşünüyoruz. Önümüzdeki yıllarda Limonaia, içindeki limon ağaçları ile doğal bir limon bahçesine dönüşecek gibi duruyor. Biz burada hem mönüsü hem de dekorasyonu ile Alaçatı’nın doğal yapısına uygun lezzetli bir mekan oluşturmaya çalıştık.
Biraz da restoranın dekorasyonundan bahseder misiniz?
Burcu K: Limonaia’nın dekorasyonunu içinde bulunduğumuz bahçenin doğal yapısına uygun olarak düzenledik. Limon ağaçlarımızın dışında bahçemizin tam ortasında bir de 150 yıllık bir zeytin ağacımız var. Ağacı Urla’dan özel bir sistemle buraya getirdik. Bahçemizi o kadar çok sevdik ki her geçen gün daha da güzelleşiyor ve mekanla bütünleşiyor. Zeytin ağacının etrafında ise yine doğal yapıya uygun olarak sedir oturma grupları şık masalarımıza eşlik ediyor. Bunların haricinde oldukça keyifli kamelyalarımız ve açık bir barımız var.
