Gazete Vatan Logo
MagazinÇapkın, muzip, dobra...

Çapkın, muzip, dobra...

Ödüllü oyuncu ve yorumcu Demet Tuncer, “Kaytan Dudak” müzikal stand-up gösterisiyle sahne alıyor. Tuncer bu gösterisindeki hikayelerinde seyirciyi yer yer ağlatacak çokça da güldürecek

Çapkın, muzip, dobra...

Eğitimini Amerika da tamamlayan İstanbul doğumlu dizi ve tiyatro oyuncusu Demet Tuncer’i Atv’de yayınlanan Çocuklar Duymasın adlı dizide tanıdık. 2003 Dublin Uluslararası Edebiyat ödülünü alan Orhan Pamuk’un Benim Adım Kırmızı adlı eserinde geçen Ester karakterinin BBC radyosunda seslendirdi ve birçok müzikalde rol aldı. 2010 yapımı sinema filmi Yahşi Batı’da ise İngiliz bir kadını canlandırdı. 17 Ocak’ta Garajistanbul Sahnesi’nde Kaytan Dudak adlı müzikal stand-up gösterisine başlayacak Tuncel ile yeni gösterisini ve projelerini konuştuk...

Kaytan Dudak projesi nasıl oluştu?

Evet, insanlara dokunmayı seviyorum. Kimilerinin kalbine, kimilerinin keşkelerine, kuşkularına, meraklarına, sorularına, dertlerine, yalnizliklarina, bezmişliklerine, unutulanlara, eskiye, yeniye, hüzüne ve bol kahkahayla “bizlere” dokunuyorum. Bugüne kadar yer aldığım, kabul ettiğim her projeyi severek benimseyeek, sindirerek ve her şeyden önemlisi eğlenerek yapıyorum. Benim için en büyük kriter once benim keyif alıyor olmam. Seneler içinde benim profesyonelliğim gelişirken asla bırakmadığım amatör ruhum hep var oldu. Ben aynı oyunu 500 defa da oynasam gelen seyirci farklı olduğundan inanın yine yeni bir şeyler üretebiliyorum... Sorunuzun cevabına gelirsek, Kaytan Dudak, yaşamdan gözlemlediğim, radyo programlarımdan dinleycilerden topladığım hikayelerin harmanlanmasıdır aslında. Müzikal tiyatro oyuncusu olmak maalesef ne müziği oyunculuktan ne de oyunculuğu müzikten ayırtıyor size, ikisi de olmazsa olmazınız. Ben konser vermeye başladığımdan beri hep oyunculuğumu da kattım sahneye. Seyircinin enerjisine, beklentisine göre her zaman güzergah değişebilmeliydi.

Haberin Devamı

Çapkın, muzip, dobra...

Ülkemizde çok da örneği görülmeyen bu müzikal- komedi...

Senelerce biriktirdiğim öykülerden, hayat hikayelerinden, kendimin ve insanların pişmanlıklarından, mutluluklarından ve komik durumlarından çıkan ve beni bu yola sokan tek şey vardı, o da müzikle hikayeleri buluşturmak, hikayeleri uygun şarkılarla süslemek ve uyumlu bir müzikal kokteyl yapmaktı. Hikayeleri anlatırken kişileri de ister istemez canlandırmam olayı stand up tadına çekti, eh müzik de var, o zaman sanırım biz yeni bir kulvar açıyoruz dedik ve “müzikal stand-up” şovuna start verdik. Kaytan Dudak içinde birçok karakteristik özelliği barındırıyor. Çapkın, muzip, dobra, hem erkek, hem kadın, zeki, hazır cevap, ağzı iyi laf yapan, hikayesi bol, çözemediğiniz bir tılsımı olan, ilginin odak noktası bir kadını çağrıştırıyor.

Haberin Devamı

Kaytan Dudak...

Bu zamana kadar hep erkeklerin penceresinden dinledik hikayelerimizi. Ben şimdi bir kadının gözünden sazı elime alıyorum.

Annelik zenginlik kattı

Annelik o kadar çok zenginlik kattı ki... En önemlisi bana zamanın ne kadar değerli olduğunu öğretti.

Seyirci zekidir, sizden ne beklediğini çok iyi bilir...

Peki bu fikre nasıl yönlendiniz?

İlginçtir, aslında beni Kaytan Dudak fikrine yönlendiren seyirciler oldu. Bana gelen bütün sunum işlerinde artık hep “şov” yapar mısınız, şarkıyla çıkabilir misiniz, orkestranızla da bir şeyler yapar mısınız talepleri geldikçe biz de bu sağlamayı yapmış olduk. Seyirci o kadar zekidir ki, o zaten sizden önce size görür ve sizden ne beklediğini bilir. Ben konserlerde hikayeler, karakterler yapmaya başladığımda baktık ki insanlar dinlemeye, izlemeye başladı ve 90 dakikalık performans oldu size üç saat... Dedik doğru yoldayız, devam...

Haberin Devamı

İzleyiciyi de içine katan interaktif bir gösteri. Doğaçlama mı gerçekleşiyor?

Yaptığım her şeyde insanlarla etkileşimim var. Uluslararası resmi devlet sunumundan tutun da özel gecelere kadar benimle geçirdikleri zamanın samimi olmasını istiyorum, asla laubali değil ama samimi... Ben doğaçlamaları çok sevsem ve tercih etsem de (her gösteride yeni seyirci, yeni replikler yeni etkiler, tepkiler oluyor) gösterinin omurgasını çıkartmak, ışık tasarımı, sahne tasarımı, styling, ses tasarımı için yazılı çizili bir metin olması şart. Bakıldığında sahnede şarkı söyleyen ve hikaye anlatan bir kadın var sadece gibi gözükebilir ama aslında söylenenlerin yüzde 90’ı çok iyi çalışılmış hazırlanılmış...

Haberin Devamı

Sahnede hem şarkı söylemeye hem de oynamaya bayılıyorum!

Sahnede hem şarkı söylemek, hem de oynamak en zorudur ve ciddi bir konsantrasyon gerektirir.

Sahnede hem şarkı söylemeye hem de oynamaya bayılıyorum! Sanırım küçüklüğümden beri çok seviyorum! İlk repertuar parçam “Kara basma iz olur”dan beri hep beni seyretsinler, onları eğlendireyim arsızlığı var! Ben hayalinin peşinden koşan ve onları gerçekleştirebilen, hayalindeki işi yapabilen nadir şanslı insanlardanım. Kaçımız okuduğumuz mesleği icra ediyoruz, kaçımız içimizdeki sesi öldürmedik. Ailelerimiz, toplumun dayattığı kutucuklara uyum sağlama adına içimizdeki sesin peşinden koşmayı çoktan bıraktık. Her yaptığım projede, sahnede, her alkışta, şükrediyorum...