Gazete Vatan Logo
MagazinCannes'da bol çekişmeli bir yıl

Cannes'da bol çekişmeli bir yıl

69. Cannes Film Festivali, bugün Woody Allen’ın yönettiği Café Society ile açılıyor. Önümüzdeki 10 gün ise önceki birkaç yılla karşılaştırıldığında, çok daha merak uyandıran yarışma seçkisinin egemenliği altında geçecek

Cannes'da bol çekişmeli bir yıl

Sinema gündemini Hollywood’dan uzaklaştırma gücü en yüksek film etkinliği olan Cannes Film Festivali, bu ayrıcalığını hem sanat sinemasını manşetlere taşıyarak hem de sektörün vitrini olma görevini üstlenerek kullanıyor. Dünyanın en prestijli film festivali, bugün Woody Allen imzalı Café Society ile açılırken, gelecek günlerde festival sohbetlerinin ilk maddesi olacak yarışma filmleri şimdiden kafa karıştıracak kadar iddialı. 22 Mayıs’a kadar devam edecek festivalin ana yarışma programında yer alan 21 film arasında, hangisinin Altın Palmiye’ye uzanacağı her zamankinden daha da belirsiz. Zira yarışmada, Cannes’ın yeni ve eski müdavimleri olarak Dardenne Kardeşler, Ken Loach, Andrea Arnold, Xavier Dolan gibi yönetmenlerin yeni filmlerinin yanı sıra; bir süredir festivale uğramayan emektar sinemacıların ve önceki filmleriyle tozu dumana katmış parlak isimlerin de filmleri bulunuyor. Bazı filmler söz konusu olduğunda, ne ile karşılaşacağımızı aşağı yukarı tahmin edebiliyorken, özellikle yarıştaki üç kadın yönetmenden biri olan Alman Maren Ade’nin Toni Erdmann’ı, Brezilyalı Kleber Mendonça Filho’nun Aquarius’u ve 2007’de 4 Ay, 3 Hafta 2 Gün ile Altın Palmiye kazanan Romen sinemasının güçlü ismi Cristian Mungiu’nun Bacalaureat’ı merak seviyesini ikiye katlıyor.

Haberin Devamı

Uzun filmler

Bu yılın ilginç özelliklerinden biri de, yarışma filmleri sürelerinin çoğunlukla iki saatin üzerinde olması. Yarışmanın en uzun filmi, 2 saat 53 dakikayla Sierranevada. Bu sene yarışmada Romanya’yı temsil eden ikinci yönetmen Cristi Puiu, bu konuda elini korkak alıştırmamasıyla meşhur. Puiu’nun filmini, 2 saat 42 dakikayla Toni Erdmann ve Andrea Arnold’ın yönettiği American Honey takip ediyor.

Marion Cotillard yine eli boş mu dönecek?

Yarışmayı oyuncular açısından ele aldığımızda, karşımıza çıkan liste hayli zengin. Nedense Cannes’dan henüz En İyi Kadın Oyuncu ödülü alamamış Marion Cotillard iki filmle birden yarışıyor. Bu filmlerden Mal de pierres, romantik bir dönem filmi olarak ikinci planda. Ön planda, Cannes’ın pek sevdiği genç yönetmen Xavier Dolan’ın Juste la fin du monde’u var. Ancak o filmde de Cotillard’ın tek başına kendini gösterebileceği bir alan yok gibi görünüyor. Bakalım şeytanın bacağını kırabilecek mi? Paul Verhoeven filmi Elle’in yıldızı Isabelle Huppert, Dardenne Kardeşler’in yönettiği La fille inconnue’da oynayan Adèle Haenel, Dolan’ın filminin başrolündeki Gaspard Ulliel ve Jeff Nichols’ın ilk dönem filmi Loving’de rol alan, yönetmenin demirbaşlarından Joel Edgerton’ın performansları da merak konusu. Haenel’in, Fransız sinemasının yeni yıldız adayı olduğunu ekleyelim. Bu Dardenne Kardeşler filmi, onu kolayca uluslararası arenaya da taşıyacaktır. Ayrıca oyuncu ödülleri söz konusuysa, yarışmadaki Pedro Almodóvar filmi Julieta’yı da aklımızın bir köşesinde tutmamız şart. Almodóvar’ın 20. filmi olan Julieta’da, Emma Suárez ve Adriana Ugarte, aynı kadının farklı yaşlardaki versiyonunu oynuyorlar.

Haberin Devamı

Tahminin temkinlisi makbul

Geçen yıl, Altın Palmiye alacağını kimsenin aklından bile geçirmediği Dheepan, ödüle uzanarak ağızları bir karış açık bırakmıştı. Bu yıl ise geçen yılkine oranla daha çekişmeli, daha zengin ve iddialı bir yarışla karşı karşıyayız. Tahmin yürütmek her zamankinden riskli. Şimdi bütün gözler, Mad Max: Fury Road ile yönetmenlik kariyerinde ikinci baharını yaşayan George Miller’ın başkanlığındaki, oyuncuların ağırlığı açıkça hissedilen Cannes jürisinin üzerinde…

Haberin Devamı

Cannesda bol çekişmeli bir yıl

Türkiye’den ‘Albüm’ de festivalde

Yan bölümlerden Eleştirmenler Haftası kapsamında gösterilecek Albüm, festivalde Türkiye’yi temsil edecek tek film. Mehmet Can Mertoğlu’nun ilk uzun metrajlı filmi, 2013’te !f İstanbul ile Sundance Enstitüsü’nün ortaklaşa düzenlediği Senaryo Yazım Atölyesi’ne kabul edilen projelerden biriydi. Filmin başrollerinde Şebnem Bozoklu ve Murat Kılıç’ı izleyeceğiz.

Kristen Stewart’ın yılı

Fransızlar’ın Ve Perde ile çok sevdikleri ve César ödülü alan ilk Amerikalı oyuncu olan Kristen Stewart bir başka Olivier Assayas filmi, Personal Shopper ile arz-ı endam ediyor bu kez. Moda dünyasında geçen bir hayalet hikayesi olarak tanımlanan film, Stewart’ı kariyerinde bir adım yukarı taşıyabilir. Oyuncuyu, aynı zamanda açılış filmi Café Society’de de izleyeceğimizi not düşelim. Açılış filmi olarak bir Woody Allen filminin seçilmesi, festival yönetiminin bu konuda pek risk almak istemediğini açık ediyor. Zira ne kadar sıradan olursa olsunlar, Allen filmleri genelde sivri eleştirilerden ve sert yorumlardan uzakta, güvenli bir alanda salınıyorlar. Üstelik son 10 yıldır yönetmenin filmlerinde, yıldız statüsündeki genç aktrisleri tercih etmesi, Cannes’ın meşhur Kırmızı Halı’sı için de iyi haber. 30’ların Hollywood’unda geçen Café Society’nin kadrosunda Stewart’ın yanı sıra Blake Lively, Jesse Eisenberg ve Steve Carell de var.

Haberin Devamı