Burçin Terzioğlu'ndan olay açıklama: Tacize uğramıştım!
'Yalancı' dizinde rol alan güzel oyuncu Burçin Terzioğlu, bomba açıklamalarıyla olay oldu.
Yalancı, Hükümsüz, Menajerimi Ara, Kurşun, Hakan Muhafız ve Poyraz Karayel dizileriyle son yılların başarılı isimlerinden 41 yaşındaki Burçin Terzioğlu, Hürriyet gazetesinden Hakan Gence'ye çarpıcı itiraflarda bulundu.
‘Yalancı’ dizisinin senin gözünden derdi nedir?
Her gün yeni bir taciz, tecavüz, hatta cinayet haberiyle gözümüzü güne açtığımız bir dünyadayız. Bazen hak arayışının yerini bulduğu, bazen bulamadığı bir düzende, çığlık atmadığı ya da atamadığı için rızası olduğunu söyleyen, ‘O saatte ne işi varmış orada’ diyen kötü ruhların arasında savaş verme çabasıyla seçilmiş bir proje ‘Yalancı’. Bu tip olayların genellikle eğitim düzeyi düşük kesimlerde yaşandığı düşünülür. Biz tecavüz gibi korkunç bir olayı gerçekleştiren vicdanı, ruhu kirli insanların her yerden, her statüden, her meslekten çıkacağını göstermek istedik aslında.
KARAKTER SENİ NASIL ETKİLEDİ?
Deniz’in, yaşamış olduğu şeyin gerçekliğinden şüphe duymadığı ama yapılan yanlışı ispatlayamadığı bir felaket geliyor başına. İnsanlara inandırmaya çalışmak, bu savaşın içinde suçlu hissettirilmek korkunç bir çaresizlik. Özellikle ilk bölüm benim için çok zordu.
Hayatında hiç isteğin dışı bir davranışa maruz kaldın mı?
Deniz’in yaşadığına benzer anlamdaysa ‘hayır’. Ama geçmiş yıllarda daha toy ve bunun bir suç olduğunun farkında değilken setlerde mobbing’e ve sözlü tacize uğramıştım. İnsanlar da sessiz kalmamız yüzünden hadlerini aşıp normalleştirmişlerdi. Artık öyle değil ve olmamalı.
Sen Deniz’in yerinde olsan nasıl bir karar verirdin?
Ben hep mücadeleyi seçtim zaten. Biz göz önünde kadınlar olarak susarsak, bizi örnek alıp savaşma gücünü bulabilecek kadınlara kötülük yaparız.
Bu hikâyeyle kadın olmak üzerine neleri sorguladın?
Sorgum değişmedi. Benim sorgularım hep vardı, o yüzden bu projeyi seçtim. O yüzden ‘Hükümsüz’ dizisinde ezilmiş, haksızlığa uğramış, cinayete kurban gitmiş kadınların haklarını savunan bir avukatı canlandırdım. Kız çocuklarının okutulduğu, kadınların kimseye ihtiyaç duymadığı, maddi olarak özgürlüklerine sahip oldukları, onlara sadece kadın oldukları için susmaları, üremeleri, boyun eğmeleri gerektiğinin söylenmediği bir yaşam düşlüyorum. ‘Kadın hakları’ söyleminin ihtiyaç duyulmadığı bir ülkede, herkesin eşit haklara sahip bir dünyada yaşamayı hak ettiğimizi düşünüyorum. Ben sadece kadınların değil, LGBTİ bireylerin eşitliğine ve özgürlüğüne de inanıyorum. Doğaya, insana, her türlü canlıya saygı duyan insanlarla yaşamak, öyle insanlar tarafından yönetilmek, öyle insanlarla yaşlanmak istiyorum. Aksi çok acımasız ve kirli geliyor.