Bosna’da yaşananlar kabusum oldu
Cahit Gök, şimdi TRT’deki “Mavi Kelebekler” dizisiyle izleyici karşısında.
“Ezel”de canlandırdığı Kenan Birkan rolüyle adını duyuran Cahit Gök, şimdi TRT’deki “Mavi Kelebekler” dizisiyle izleyici karşısında... Gök, Bosna savaşının ve o savaşın gölgesinde yaşanan dramatik olayların ekrana taşındığı dizide Marko adlı bir Sırp gencini oynuyor.
Dizide canlandırdığınız karakterden bahsedebilir misiniz?
- Marko, savaşçı kimliğiyle tanınan amcası Radovan tarafından askeri bir disiplinle yetiştirilmiş, fakat buna rağmen müzik yapmayı tercih etmiş, Boşnaklar ve Hırvatlar’la dostça yaşayan bir Sırp genci... Kendini bildi bileli Aida’ya aşık fakat o bunu bilmiyor. Aşkını çok derinlerde yaşıyor ve bunu şarkılarıyla yansıtıyor. Ama 1991’de dıştan gelen uyarılarla başka bir karaktere dönüşüyor.
Bu projeyi kabul etmenizdeki en önemli neden neydi?
- Bosna’da çok ciddi bir soykırım yaşandı ve buna bütün Avrupa sessiz kaldı, olayların üstü örtüldü. Üstelik bunları herkesin gözü önünde yaptılar. NATO askerleri bile seyirci kaldı. Yugoslavya’nın dağılması sonrası bütün askeri güç Sırplar’ın elindeydi, yine de halk inançlarıyla her şeyin üstesinden geldi. Ta ki Sırplar Srebrenica katliamını yapana kadar. Bu bir direniş hikayesi, beni en çok çeken de o oldu.
Bu projeyle, yaşanan bazı gerçeklerin anlatılması ve unutturulmaması açısından bir misyon üstlendiğinizi düşünüyor musunuz?
- Bir televizyon dizisi yaptığımız için olayları tüm gerçekliğiyle anlatamayacağımızın farkındayım. Fakat ben bu sanatın gücüne inanıyorum. Yaşananları direkt gösteremesek de, böyle bir misyon üstlendiğimizi düşünüyorum.
ONLAR ONURLU VE İNANÇLI İNSANLAR
Diziye başlamadan önce Bosna’da yaşanan bu dramın ne kadarını biliyordunuz?
- Ayrıntı bilmiyordum. Bu olaylar olurken, ben 11 yaşlarındaydım. Ama çok küçük olmama rağmen, o olaylarla ilgili defalarca kabus gördüğümü söyleyebilirim. Proje bana geldikten sonra ise Bosna’da yaşananlarla ilgili ne kadar kaynak varsa araştırdım.
Bosna’da da çekimler yaptınız. Orada neler yaşadınız, neler hissettiniz?
- Bence bu iş adına yaptığımız en güzel hareket, kalkıp Bosna’ya gitmemiz, orada yaşananları onlardan dinlememiz, onların yüzlerini görmemizdi. Birkaç tane kasaba gezdik, insanlarla sohbet ettik. Çoğunun vücudunun çeşitli bölgelerinde yara ve kurşun izleri vardı. Yine de hayat enerjileri, yaşama bağlılıkları yüzlerine yansıyordu. Onlar onurlu ve inançlı insanlar..
Siz dizide bir Sırp’ı oynuyorsunuz. Nasıl tepkiler alıyorsunuz?
- Beni en çok insan olması ilgilendirdi. Çünkü Marko, olaylara Sırp, Boşnak veya Müslüman gözüyle bakmıyor. Marko, sadece yaşananlara bakıyor. “Biz ne yaşıyoruz, bizim yaşadıklarımıza sebep olan şeyler neler?” diye düşünüyor. Zaten bunların gerçekliği ilerdeki bölümlerde Marko’yu önüne geçilemez bir güç haline getirecek. Çünkü kahramanlar zaten böyle yerlerden, duygulardan, durumlardan beslenir. Beni en çok etkileyen Marko’nun adalet duygusuydu.
ŞARKI SÖYLEMEK İÇİN GECE GÜNDÜZ ÇALIŞTIM
“Ezel”den sonra burada da sizi bıyıklı ve sakallı görüyoruz, bilerek mi kesmediniz yoksa rolle ilgili olduğu için mi?
- Aslında saçımı epey kısalttım. Ayrıca o zaman sadece bıyıklarım vardı, sakallarım yoktu. Tipimin aynı olduğunu düşünmüyorum.
Dizide rol gereği gitar çalıp şarkı söylüyorsunuz. Kendi sesinizi mi kullandınız?
- Evet, kendi sesimi kullandım. Dizide söylediğim şarkı bana işe başlamadan çok kısa süre önce geldi. O yüzden çok fazla zamanım olmadı şarkıyı çalışmaya... Gitar çalıp, şarkı söyleyebilmek için 15 gün geceli gündüzlü çalıştım.
Dizi Sapanca-Kırkpınar’da çekiliyor. Buradaki halkın ilgisi nasıl?
- Çok yoğun bir çekim programımız olduğu için buradaki insanlarla çok fazla zaman geçiremiyoruz. Çok yüksek konsantrasyon gereken bir iş bizimki çünkü... Buraya Bosna’ya geliyormuş gibi bir konsantrasyonla geliyorum ve çekimlerim bitene kadar da ıstanbul’a dönmüyorum. Eğer set yedi günse yedi günümü burada geçiriyorum, ıstanbul’a gidip gelerek duygumu bölmüyorum.
MAVİ KELEBEK BİR MUCİZE
Dizinin adının “Mavi Kelebekler” olması hakkındaki düşünceniz nedir? Mavi kelebeklerin öyküsünü biliyor muydunuz?
- Evet biliyordum. Sizce de bu bir mucize değil mi? Avrupa’nın ve tüm dünyanın gözleri önünde 2. Dünya Savaşı’ndan sonraki en büyük katliam yaşanıyor. Çocuklar ve erkekler öldürülüyor, kadınlar toplama kamplarına götürülüp defalarca tecavüze uğruyor. Bir ırk tümüyle yok edilmeye çalışılıyor. Tarihi yok olsun diye kütüphaneler bombalanıyor. Bunların savaş suçu kabul edilebilmesi için öldürdükleri sivil halkın cesetlerine ulaşılması gerekiyor. Mavi kelebek mucizesi işte burada doğuyor. ınsan cesetlerinin oluşturduğu bir kimyayla yetişen tek bir bitki çeşidi... Ve bunlara konan tek bir canlı: Mavi kelebekler. O canlılar herkese toplu mezarların yerini gösteriyor.