Biz nerde yanlış yaptık?
Türkiye’nin Eurovision’da son 10 yılda aldığı en kötü sonuç, müzik adamlarını da ikiye böldü..
Şarkı sempatikti ama...
-Garo Mafyan: Yarışma komşuluk ve siyasetle alakalı olursa sonuç bu olur işte. Halbuki şarkı sempatikti. Eurovision’un müzikle alakası olmayan bir yarışma olduğunu düşünüyorum. Geçen senenin birincisini hatırlayan var mı mesela. Katılan grup kaybetti diye kötü müzisyenler mi oluyor, birinci olsak iyi mi olacaklardı? O grup yıllarca çalışmaya devam edecek ama Eurovision’u kazananların çoğu yoktur piyasada, bitmiştir.
Sahne şovu karışıktı
-Ali Rıza Binboğa: Yayın ekibi yüzünden şarkının ana teması insanlara doğru iletilemedi. Live İt Up aynı zamanda da şarkının melodik ana temasıdır. Bu yüzden de solist bu nakaratı söylerken ekranda mimikleri tam olarak izleyenlere gösterilmeliydi. Bir de sahne şovu çok karışıktı. Orada her şeyi göstermek istemişler. Bir yandan ışıklar patlıyor, bir yandan dünyanın içine bir jimnastikçi kız koymuşlar, ne yaptığı belli değil. Bu da şarkıyı ön plana çıkartmıyor.
SMS’leri satın aldılar!
-Bülent Özveren: Yılların Eurovision sunucusu Bülent Özveren NTV’yi şunları söyledi: “Biz de başkaları gibi, 1-2 milyon tanıtım fonundan ayırıp, puan toplayabiliriz. Küçük ülkeler var 20 bin nüfuslu, minik ada ülkeleri var. Mesela Malta’ya gidersiniz SMS’leri alırsınız. Örneğin Azerbaycan bunu yapıyor. Bunu duyduğun için söylüyorum ve bence doğrusunu yapıyorlar.”
Bu şarkı şarkı değil ki!
-İlhan Şeşen: Ben şarkıyı sevmediğimi söylemiştim. Bu yüzden de çocuklar biraz hadlerini aşarak hakarete varan şeyler söylediler. Ortada şarkı yok. Güzel olan bir şey inkar edilemez. Bu şarkı şarkı değildi, melodisi yok, antipatik. Ayrıca da bu tip şovlara karışmak istemem ama bir izleyici olarak o arkadaki kızın olağanüstü hareketleri böyle bir şovda izleyiciyi rahatsız ediciydi. Çocukların şovu da kötüydü. Bana göre esas olan şarkıdır.
-Naim Dilmener: Çok şaşırtıcı bir sonuç. Çünkü ne kadar kötü olursa olsun - ki şarkımız iyi bir şarkıydı - sonuçta bizi destekleyen gurbetçilerimiz var. Bu sene şarkıların genel ortalaması çok çok düşüktü. Seyrettiklerimin arasında en derli toplu, en düzgün olanlardan biri bizimkiydi. Yüksek Sadakat’in çıkamaması hakikaten şaşırtıcı. Hakkımızı yediler diye bir şeye inanmam fakat bütün dünya üzerinde tuhaf bir gidişat var. Demek ki iyi şarkıya kimse prim vermiyor.
Sonuç çok vahim
-Michael Kuyucu: Burada suçlu başta TRT olmak üzere bu yıl yarışan herkestir. TRT’nin rock tutkusuna bir anlam veremiyorum. Türkiye 1975’ten beri iki yıl hariç her yıl yarışma finalinde katıldı. Sadece 1979’da İsrail- Arap savaşı sebebiyle kendi isteğiyle finalden çekilmişti. Bir de 1994 yılında finale katılamamıştı. Çünkü 1993 yılında Burak Aydos “Esmer Yarim” adlı şarkı ile küme düşmüştü ve Türkiye 94’de finallere katılmamıştı. O yılın dışında Türkiye’siz bir final hiç olmadı. Bu sonuç Gülseren’den de vahim bir sonuçtur. n Zehra ÇENGİL
3 favoriden biriydik
-Kutlu Özmakinacı (Grubun kurucusu): Sonuçta bu bir yarışma. Kazanmak da var, kaybetmek de. Geçen senekilerden tek farkı en zor gruplardan birine düştük. Politik yaklaşımlar çok belirli rol oynuyordu. Bu bir türlü müzik yarışmasına dönüştürülemiyor. Bülent Özveren’in de dediği gibi 19 ülkeden 17’si tarihlerinde hiç bize oy vermemiş. İmkansızı başarmak gibi bir şeydi. Şarkımız da başaracak kadar iyiydi. 3 favori vardı; Norveç, Ermenistan ve biz. Müzikal anlamda favoriydik. Ne yazık ki başkaları çıktı. Eurovision biraz daha müziğin yarıştığı bir platform olmalı, sınırların önyargıların yıkıldığı bir ortama dönüşürse iyi olur. Bu grubu geçsek süreç lehimize işleyecekti. Bu gruptan çıkmak deveye hendek atlatmak kadar zordu Bülent Abi’nin dediği gibi.
- Kenan Vural: (Solist) Ben size bir anekdotla cevap vereyim, yarı finalden 2 gün önce Yunan delagasyonundan bir arkadaş geldi, senden bir iyilik rica edeceğim dedi. Bana bir kolye verdi ve saklamamı istedi. Annesi 4 sene önce ona iyi şans getirmesi için vermiş. Sıkı sıkı ellerime tutuşturdu. Ben aslında anladım ki temsilimizle, mütevazılığımızla, müziğimizle insanların saygısını ve sevgisini kazandık. Herkes derece bekliyordu ama biz işimizi layığıyla yaptık.
“Nihat Doğan’a nasıl hesap vereceğiz”
Yüksek Sadakat’in finale yükselememesi sosyal paylaşım sitesi Twitter’ın da gündemindeydi. Yorumlar komikti:
-YGS aradı, Yüksek Sadakat’ın puanlarını yanlış hesaplamışlar, finalde yarışacakmış.
-Yüksek Sadakat’e Eurovision şifrelerini vermemişler.
-Demek elediniz bizi ha... O halde: “KURTLAR VADİSİ EUROVİSİON” geliyor.
-Ardı ardına gelen skandallardan sonra şimdi de “Yüksek Sadakat” şoku. Acaba ülkeyi bize emanet eden Nihat Doğan’a nasıl hesap vereceğiz.
-Yüksek Sadakat’ın ilk şarkısını dinlediğimiz zaman “Belki üstümüzden 30 ülke geçer” diye mırıldanmıştım, haklı çıktım.
-Tamam Yüksek Sadakat elendi belki ama yarı finale kadar çıktı adamlar bu da bir başarı!
-Finaldeki ülkelerin ellerinde çikolatalar, püskevitler.. Yüksek Sadakat da soruyor; anne bize neden oy yok diyor, anne biz neden elendik diyor.
“Allah’ın tokadı yok...”
Ünlü isimler de Yüksek Sadakat’ı Twitter’da şu sözlerle değerlendirdi:
-Şebnem Bozoklu: Ah Atiye diyorum. Susuyorum.
- Demet Akalın: Yüksek Sadakat popçulara laf etmişti gitmeden!! Allah’ın tokadı yok diyeceğim ayıp olmaz değil mi:)
-Armağan Çağlayan: Nihat Doğan adadan dönünce hepimizin intikamını alır Yüksek Sadakat’tan. Siz nasıl üzersiniz benim milletimi der! Bir de döver! Rahat olun.
-Işın Karaca: Harbiden elendik mi? Yüksek Sadakat’a geçmiş olsun.
Metin Arolat: Ne yani diğer şarkıların tümü bizim şarkımızdan daha mı iyiydi? Yok böyle saçmalık.
-Kenan Doğulu: O kadar büyütülecek bir şey yok. Önümüzdeki maçlara bakalım.
Sertab Erener: Şanssızlık oldu. Yüksek Sadakat için üzüldüm çünkü ellerinden geleni yaptılar.