Belgeselin 'rock starları' aynı projede...
Türkiye’de belgeselin üç önemli ismi, Nebil Özgentürk, Can Dündar ve Coşkun Aral, bir araya gelerek etkileyici bir projeye imza attı: Biz-Kültür Yolcuları.
Denizbank sponsorluğunda bir araya gelen üçlünün amacı, her bölümde ünlü sanatçı, yazar ve düşünce insanlarının da katılımıyla, Anadolu'daki kültürel çeşitliliğin yaşadığı farklı coğrafyaları tanıtmak. Sözcü yazarlarından Nilay Örnek bugünkü köşesinde, belgeselin ilk bölümü için Üsküp'te gerçekleştirilen çekimlere katılıp izlenimlerini aktardı.
Örnek, belgeseli şu sözlerle anlatıyor: "Her biri 45’er dakikalık 10 belgesel ile 205 sayfalık bir kitaptan oluşan proje, bize ‘biz’i, köklerimizi, kardeşlerimizi anlatıyor. Her bölümde Türkiye’nin bir ya da birkaç yerine gidilip oranın hikâyesi, iyi bilenlerden dinleniyor. Ve üç isim, bunu yaparken egolarını bir yana bırakıyor; yargıç değil dinleyici oluyor. Belgesel tepeden bakmıyor; sayısal veri, tarihi bilgi yüklemesi yapmıyor."
Ara Güler'den Yaşar Kemal'e, Fazıl Say'dan Zülfü Livaneli'ye kadar pek çok tanınmış ismin konuk olacağı belgeselle ilgili Örnek'in izlenimleri şöyle:
Belgeselin üç atlısı bir projede
Yakın dost da olan Nebil Özgentürk, Can Dündar ile Coşkun Aral bir araya geldi ve Türkiye’nin dört bir yanına giderek ‘Biz-Kültür Yolcuları’ adlı bir belgeseli hayata geçirdi. Ünlü sanatçı, yazar ve düşünce insanlarının katılımıyla Türkiye’nin ‘biz’lik bir yer olduğunu da gösterme çabasıyla… Türkiye’de belgeselin üç rock starı, Nebil Özgentürk, Can Dündar ile Coşkun Aral, bir araya gelerek Denizbank sponsorluğunda çok etkileyici bir projeye imza attı: Biz-Kültür Yolcuları.
Her biri 45’er dakikalık 10 belgesel ile 205 sayfalık bir kitaptan oluşan proje, bize ‘biz’i, köklerimizi, kardeşlerimizi anlatıyor. Her bölümde Türkiye’nin bir ya da birkaç yerine gidilip oranın hikâyesi, iyi bilenlerden dinleniyor. Ve üç isim, bunu yaparken egolarını bir yana bırakıyor; yargıç değil dinleyici oluyor. Belgesel tepeden bakmıyor; sayısal veri, tarihi bilgi yüklemesi yapmıyor.
‘AĞIR ABİ’ TAKILAN YOK
Şikâyet etmeden, bir birliktelik duygusuyla, umutla söylüyor sözünü. Balkanlardaki göçün acısı, neşeli türkülerle hafifletiliyor, “Açın halinden TOKİ ne anlar” diyen Romanlar’ın müziğine danslar eşlik ediyor. Ne Can Dündar, ne Nebil Özgentürk, ne de Coşkun Aral ‘ağır abi’ gibi takılıyor… Çok uzun zamandır dost olan bu üç isim, pek de alışık olmadığımız bir belgesel tarzında, her konunun doğal ortamındaki keyifli sohbette ağırlıyor sanki bizi ve konu ettikleri Türkiye’yi. Arka planında da çok iyi bir ekibin çalıştığı belgesel çok yakında gösterilecek, kanalı ise bugün yarın belli olacak.Üç büyük belgeselci, her bölümde dört ya da beşinci bir yolcuyu da alıyor yanına… Bir tek ‘Suyun Öteki Yanı’ yarı yurtdışında; o da en ‘içli’ biçimde. “Cumhuriyeti kuranlar Balkanlardan geldi” diye düşünülmüş, yol Rumeli’ye düşürülmüş. Ayşe Kulin, bölümün zihin açıcı dördüncü yoldaşı. Suzan Kardeş de kimi zaman kahkahaları, kimi zaman yaşaran gözleri, Balkan türküleri ve “Bir cami sayesinde Müslümanlığımı, bir okul sayesinde Türklüğümü korudum” gibi cümleleriyle bölümde. ‘Kuruyan Sulukule’ bölümünde ise Burhan Öcal, dans ve raks var.
ARA GÜLER’DEN YAŞAR KEMAL’E...
Yaşar Kemal’le dengbejler yani Kürt edebiyatının sesli, sözlü ozanları, Ara Güler’le Ermeni ustaları konuşuluyor. Zülfü Livaneli ile Artvin’de Livane Kalesi’ne çıkılıyor, Fazıl Say’la Adalar kültürünün izi sürülüyor. Musa Eroğlu ile Erenler diyarına uzanılıyor; Ahmet Özhan’la eski fasıllar yad ediliyor. Belgeselin müziğini de yapan Kardeş Türküler ile Mardin’de, Erol Parlak ve Kubat’la Kırşehir’de Abdallar diyarında, Garo Mafyan’la ise Van Gölü’nde (hem de gölün ortasında piyanosuyla) buluşuluyor.
Biri kültür dünyasının insanlarını yudum yudum tanıtmış, diğeri dünyayı ayağımıza getirmiş, bir diğeri de siyasi tarihi belgeselleriyle bizleri etkilemiş biri… Nebil Özgentürk, Coşkun Aral ile Can Dündar bu belgeselde hem dostluklarından, hem de daha sevgi dolu ve gülümseyen bir Türkiye umuduyla neşeliler… İlk gösterimin yapıldığı Üsküp’teki ‘selfi’lerden de, kamera arkası görüntülerinden ve belgeselin etkileyici kitabından da bu anlaşılıyor.
Banka müdüründeki ses, değme şarkıcıda yok!
Bir grup gazeteci, ‘Biz-Kültür Yolcuları’ belgeselinin ilk bölümünü, esin kaynağı olan yerde izlemek üzere Makedonya’nın başkenti Üsküp’teydik haftasonu. Gümülcine’de iki dönem milletvekilliği yapmış (her Meclis’e böyle adamlar lazım) Galip Galip’in akordeonu ve Suzan Kardeş’in sesinden Balkan Türküleri dinledik.
Nebil Özgentürk’ün sesinin güzel, repertuvarının da geniş olduğunu biliyorduk da projenin sponsoru Denizbank’ın Genel Müdürü Hakan Ateş’te bir ses var; öyle böyle güzel değil! Bu arada kamera arkası görüntülerden anlıyoruz ki, Deniz Kültür ekibi projeye sadece maddi destek değil gönül de vermiş; çekimlere gitmişler.
Yemek programı yapması gereken adam Coşkun Aral
İtiraf ediyorum küçük bir Coşkun Aral sapığıyım! Ne zaman bir araya gelsem, yamyam kabilelerden savaş anılarına, anlattığı her şeyden etkilenip ‘az işi olduğu için’ (!) ona yeni işler öneriyorum. Hastası olduğum İz TV’nin belgesellerinden DVD yapsın, anılarını yazsın vs derken kesin kararlarımdan biri yemekle ilgili bir şeyler yapması.
Dünyanın dört bir yanında yüzlerce ilginç lezzet tatmış, belgesellerine bir şekilde ‘tat’ katmış, kendisi de muhteşem yemek yapıyor, tarif de veriyor. Yereli, doğalı, doğalın nerede yetiştiğini de biliyor, füzyonu da kuvvetli. Buzdolabında kalanlardan yeni şeyler yaratma konusunda da 10 numara. Bana bal ve mantar önerileri verdi; “Antep’te Şirvan Usta’ya git, keme mantarıyla yağlı kıymayı zırhtan geçirerek yaptığı kebaptan ye” de dedi. Daha ne olsun!