Balon star, karton karakter olmayacağım!
‘Kara Ekmek’ dizisinin yakışıklı ve başarılı oyuncusu Alican Albayrak yeni projesinden özel hayatına ilginç açıklamalar yaptı.
Kara Ekmek’te nasıl bir rol oynuyorsunuz?
Dizide Ahmet Belenoğlu’nun gayri meşru çocuğunu oynuyorum. Sonradan ortaya çıkıp ailenin başına bela oluyor.
Diziye taze kan olarak girdiniz, ilgi nasıl?
İlgi çok güzel. Ben girmeden önce de revaçta bir diziydi, takip ettiğim bir diziye girmek güzel oldu.
Bir dram tabi ki, konusundan bahsedebilir misiniz biraz bilmeyenler için.
Zengin bir ailenin oğlunu oynuyorum. Nişanlısı o oğlan tarafından yanlışlıkla öldürülünce, yerine geçen varoş bir kızla birlikte olaylar gelişiyor. Bu şekilde şu anda 17. Bölümü çekiyoruz..
Kadroda kimler var?
Özlem Yıldız, Engin Hepileri, Ushan Çakır, Altan Erkekli, Gülçin Santırcıoğlu, Elifcan Ongurlar başrolleri paylaşıyor. Ben de böylesine değerli oyuncularla aynı dizide yer aldığım için çok mutluyum.
Sonradan dahil olduğunuz için set ortamında zorluk çektiniz mi?
Hayır hiç çekmedim. Çok yardımcı oldular, çokta sıcak bir ekip. İlk günden aile gibi olmuş bir ekibin arasına katıldığımı hissettim. Çok büyü keyifle çalışıyoruz, her hangi bir sıkıntı yok.
Bu kaçıncı diziniz oldu Alican Bey?
6’ncı dizim ‘Kara Ekmek’. Öncesinde, ‘Diğer Yarım’, ‘Uçurum’, ‘Derin Sular’, ‘Şüphe’ ve ‘İnadına Yaşamak’ var.
NEJAT İŞLER’E BAYILIYORUM
Kendinize örnek aldığınız oyuncular var mı?
Örnek aldığım birileri yok, beğendiğim oyuncular var. Nejat İşler’e bayılıyorum mesela! Muhteşem bir oyuncu. Çok yetenekli bir adam. Örnek alma konusunda da tavrım şöyledir; birini örnek alarak bir iş yapılmaz. Örnek alırsanız o insan kadar olabilirsiniz… Tarzını beğenmek başkadır, esintiler taşımak başkadır, dokunuşlar başka şeyler ama birini örnek aldığınızda kopyası olursunuz! Her zaman taklitler asıllarını yaşatır, o yüzden kendi tarzınızı bulmak zorundasınız.
Yabancılardan var mı?
Yabancılardan Brando’nun oyunculuğunu çok beğeniyorum.
Benzettikleri oluyor mu birisine?
Yok, pek karşılaşmadım şimdiye kadar.
‘Kara Ekmek’ dizisinin ismi de ilginç... Ekmeğin zor şartlar altında kazanılmasını mı anlatıyor?
Yok, anladığım kadarıyla, Özlem Yıldız’ın oynadığı “Asiye” karakterinin hayatının yalan bir hayat olduğuna dikkat çekmek istenmiş… Bence güzel bir adı var.
Oyunculukta bundan sonraki hedefleriniz neler, beyazperde de görebilecek miyiz sizi?
İnşallah. Ben henüz sinema filmi çekmedim. Hedeflerimden birincisi sinema filminde yer almak, beyazperde de olmayı çok isterim!
Komedi yapmaktan büyük keyif alıyorum
Proje seçerken komedi, dram, korku diye bir ayrımınız var mı?
Kesinlikle öyle bir ayrımım yok ama hangisini yapmaktan daha çok keyif alıyorsun dersen komedi yapmaktan daha büyük keyif alıyorum.
Sosyal medyada fanlarınız çok.
Sağolsunlar çok seviyorlar. Bu biraz da sosyal medyayı aktif kullanmamla alakalı. Arada fanatikler olsa da sevilmek güzel duygu. Aslında fanatik ötesi gruplar da çıkıyor, şu tubist, bu tubist diye… Fanlarla ağabey, kardeş, arkadaşça bir diyalog var aramızda. İlk projem günlük dizi “Derin Sular” çekilirken iddiam şuydu; balon star, karton karakter olmayacağım! İnsanların ulaşabileceği, dirsek temasında olabileceği, tv’de ki insana dokunabilecekleri bir adam olacağım diye bir iddiam vardı ve bunu da sosyal medya sayesinde gerçekleştirdiğime inanıyorum. yüzde 3’ü , yüzde 4’üyle iletişime geçmemize rağmen bu yönde doğru yolda ilerlediğime inanıyorum.
Ne güzel, halktan biri gibisiniz. Bazen 15, 20 tane kamera çekse ben de havalanır mıydım diyorum.
Havalanacak bir şey yok. O da meslek, bu da meslek… Bence bu profesyonellik durumu, ben mesleğimi yapıyorum ve para kazanıyorum. Bir demirci nasıl ki bütün gün demir dövüp eve gittiğinde karısından ‘bugün iyi iş yaptın bravo’ diye alkış beklemiyorsa, benim de alkış beklememem gerekiyor.
Çok hırslıyım, dişimi geçirdim mi bırakmam!
Benim tanıdığım ünlü insanlar çok hırslılar, siz de hırslı mısınızdır?
Ben çok hırslı bir adamımdır, hatta önünüzde görebileceğiniz en hırslı adamlardan bir tanesiyimdir, dişimi geçirdim mi bırakmam. Ama egolu olmakla hırslı olmak arasında dağlar kadar fark var. Daha doğrusu kavram kargaşası yaşamayalım. Egolu olmak ile şımarık olmak arasında dağlar kadar fark var. Ego başka bir şey, şımarmak başka bir şey. Şu mesleği yapacaksanız, egolarınız biraz şişmiş, biraz kendinize hakim olmak durumundadır ama şımarmak bambaşka bir şey.
Nasıl çapkın birisi misiniz?
Flörtözüm! (gülüyor)
Yani gelgeç aşklar mı daha çok?
Şöyle bir şey var; çok bebiş ciciş bilinen bir adam değilim. Görünen köy kılavuz istemez! Yalan söylemenin manası yok. Çok da öyle aman aman çiçek böcek günlük ilişkiler yaşamıyorum açıkçası ama öyle aşık olmadan da hiçbir şey olmaz!
Her şeyin başı aşk!
Aynen öyle, aşk olmadan hiçbir şey olmaz. Bu sadece insana karşı duyulan bir aşk değil, mesnevi aşkı da olabilir, hayata duyulan aşk olabilir… Aşk olmadan nefes bile alamazsın… Düşünsene bir şeye karşı heyecanlanmıyorsan nasıl yapacaksın. Zul olur yani…
Aşkın tarifini herkese soruyorum. Size göre aşk nedir? ‘Aşk bir sudur, iç iç kudur’ diyenler de var..
Bunu hiç düşünmemiştim. Okuldan dönüşte yolu ezberlersin ve kendiliğinden ayakların seni götürür ya… İlişkide de ayakların kendi kendine götürüyorsa o aşktır işte… Çünkü o kendiliğinden götürüyor seni, sen gitmiyorsun!
Yani rutine biniyor...
Yani rutine binmek değil de... (gülüyor) İstem dışı gelişen bir şey işte… Ayaklarının kendi kendine götürmesi de istem dışıdır! Birini seviyorsan hiç düşünmeden o yolda istem dışı gidersin.
Aşk her şeyi yaptırır insana değil mi?
Evet. Bir yoldur istemeden girersin… Daha doğrusu istesen de istemesen de girersin.