'Balkon görüntüsü hafızalardan silinmeyecek'

Berrak Tüzünataç'ın 'gizli çekim' iddiasıyla bireysel başvuruda bulunması üzerine söz konusu görüntüleri değerlendiren Anayasa Mahkemesi'nin, "yakınlaşma anlarının dışarıdan görülebilmesi nedeniyle muhabirin haber yapması anlaşılabilir bir durum" şeklindeki kararının yankıları sürüyor.

Habertürk gazetesi'nden Esin Övet'in, "Ünlüler Bu Kararı Dikkatlice Okumalı" başlıklı yazısı şöyle:

"Bitmeyen mevzu, tartışma. Ünlülerin özel hayatı ne kadar haber olmalı? Ünlülerin özel hayatının içine ne kadar girmeliyiz? Tabii işim bu olduğu için çıkan bazı kararları da didik didik okuyorum. Anlamaya çalışıyorum. Anlamadığım, çözemediğim noktada işi bilenlere sorup öğrenmeye, anlamaya çalışıyorum. Ün ve şöhret gömleğini giymiş herkesin de bunu yapmasını bekliyorum.

Önceki gün Resmi Gazete’de bir haber yayınlandı ki bence hem biz haberciler hem de ünlüler için çok iyi bir örnek teşkil ediyor. Berrak Tüzünataç ile Şahan Gökbakar’ın 14 Temmuz 2010 tarihinde kabataş’ta evin terasında yakınlaştığı anları hatırlarsınız. İşte Berrak Tüzünataç o görüntülerin gizlice çekildiğini ve itibarının zedelendiğini söyleyerek 23 Temmuz 2010’da mahkemeye başvurdu. Ancak reddedildi. Daha sonra Yargıtay’a giden Berrak Tüzünataç yine ret kararı alınca, bu kez de Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.

Anayasa Mahkemesi yakınlaşma anlarının dışarıdan görülebilmesi hatta dışarıya taşması nedeniyle başkaları tarafından görülebileceğinden şikâyet etme hakkının olmayacağı kanısına vardı. Ve belli bir hayran kitlesine sahip Gökbakar ile Tüzünataç arasında yaşanan yakınlaşmayı muhabirin haber yapmasının anlaşılabilir bir durum olduğunu belirtti.

BOŞUNA MEŞGUL EDİLMEMELİ

Tabii mevzu çok derin. İşin içinden çıkılmaz. Biz bunu yıllarca tartışacağız. Ancak şu var ki ünlü isimlerin mahkemeleri boşuna meşgul etmemeleri gerektiğini düşünüyorum. Berrak Tüzünataç ve Şahan Gökbakar olayı ciddi bir örnektir. Ün ve şöhretin getirdiklerine bunu da eklemeleri ve kabul etmeleri şart.

HEPSİ ÇOK FARKLI

Ben de bunun üzerine gazetemizin avukatı Zişan Kasar Yıldırım’ı arayıp Berrak Tüzünataç olayıyla benzerlik taşıyan Sezen Aksu’nun teknede çekilen görüntüleri sonrasında mahkemeye başvurup kazandığını, Sertab Erener’in yine tekne görüntülerinden dolayı kaybettiğini hatırlattım. Aralarındaki farkı örnek olarak anlatmasını istedim. Avukat Zişan Hanım şunları şöyledi:

- Berrak Tüzünataç olayında Anayasa Mahkemesi şöyle ifade ediyor: “Kendisi özen göstermemiş özel alanına, gazeteciler neden göstersin?”

- Sertab Erener olayında durum çok farklı. Sertab Erener tekneden kendi özel görüntülerini İnstagram’da paylaştı. Daha sonra gazeteci görüntüleyip haber yaptı. Kendi özel alanını zaten açıyor. Özel alan kalmıyor.

- Sezen Aksu ise kendini korumaya, haber olmamaya çalışıyor. Orada haberciler özel hayat alanına saygı duymadan haber yapmaya çalışıyor.

- Anayasa Mahkemesi’nin kararında kamuya mal olmuş kişilerin mahrem alanlarının dar olduğu vurgulanıyor. Teraziye koyarak dava açmaları gerekiyor. Özellikle Berrak Tüzünataç olayında terazinin kantarının topunun kaçırıldığını düşünüyorum. Balkonda açıkça yaşıyorsun ve bunun haber yapılmasından rahatsız oluyorsun.

HAFIZALARDAN SİLİNMEZ

Bazı fotoğraflar, görüntüler, olaylar vardır ki hafızalardan silinmez. Berrak Tüzünataç ve Şahan Gökbakar’ın balkon görüntüsü de aynen öyle. Silinmeyecek, unutulmayacaktır. Üzerinden 7 sene geçmiş olayın görüntüleri hâlâ gündeme geliyorsa, bu şahısların 'Ünlü olabilirim ama benim de haklarım var' tadında davranmasıdır ki tabii ki haklılar. Ancak ün ve şöhretin bedeli, getirdikleri diye de bir gerçek var ki bunu yok edemeyiz.

Bu yüzden onların da 'Ben ünlüyüm, artık yeter, gazetecileri istemiyorum' demeden önce üstlerine düşen görevleri yapmaları ve ona göre davranmaları gerektiğini düşünüyorum. O yüzden de mahkemeye gitmeden önce iyice araştırmalarını tavsiye ediyorum."