Tabuları yıkan kadınlar vardır. İlham verirler, düşündürürler, sinirleri hoplatırlar, tepkilerden çekinmezler, burunlarının dikine giderler. Duvara tosladıklarında tek başlarına ayağa kalkmayı bilirler. Bayıldığım kadınlar hep bu grubun içinden çıkar. Zeynep Casalini de onlardan biri. Şimdi yeni parçası ‘Köprüler’ ile müzik listelerini zorluyor.
- Köprüler, epey hüzünlü bir ayrılık şarkısı. Dinlediğim an “Tahsin Berk’i unutamadı mı acaba” diye düşündüm…
Boşanalı iki yıl oluyor. Büyük bir aşktı bizimkisi… Ayrılık acısını tam atlatamadım. Bu parça, ruhun yarasından yazıldı. Yani doğru düşünmüşsün…
Sözler Çağlar Yerlikaya’nın. Ben ona ‘manevi oğlum’ diyorum. Sözleri getirdiğinde hüngür hüngür ağladım, “Beni nasıl bu kadar iyi tanıyabilirsin?” diye bağırdım.
- Boşanma kararı verdiğinizde hala aşık mıydınız?
Aşk tüketilmemişti. Zaten öyle birkaç yılda tükenen şeyin adı aşk olmaz.
- “Aşkın ömrü üç yıl” diyorlar ama…
Üç yılda biten aşk değil, seks. İnsanlar bunu birbirine karıştırıyor galiba. Aşk tutku ve nefret arasında gelir gider. Deli gibi seversin, sonra aynı şiddette nefret edersin.
- Seks bitince aşk da bitmez mi?
Şöyle diyelim: Ten teması bitmemişse ayrılmak çok daha zor olur. Büyükler, “Ne olursa olsun yatakları ayırmayın” nasihati verirdi, bu doğru bir nasihat.
Hayatta her şey hızla dönüşüyor ama ne olursa olsun bedenleri ayırmamalısın. Rüya görürsün uyanıp sevgiline sarılırsın... Ağlayarak uyanırsın, yakınlaşırsın. Aynı yatakta kalmak önemlidir.
“Aşk cepte durmaz”
- Siz neden boşandınız?
Bir süre sonra erkekler ilişkiyi cepte görmeye başlıyor. Hayatlarındaki kadını göz ardı ediyor. İlişkiyi bitiren de işte bu ‘elde var bir’ duygusu…
İşine çok fazla koşturup, evdeki hayatını unutuyorsan finale gidersin. Aşk cepte durmaz, o her zaman dikkat ve öncelik ister.
- Tahsin Bey Köprüler’i dinledi mi?
Benden gizli dinliyor ama alıyorum haberlerini! Onu hayatımdan çıkarmam, her şeyden öte çocuğumun babası. ,
- Hala biten ilişkinizin yasını tutmanızdan, son zamanlarda çıkan ‘yasak aşk’ haberlerinin doğru olmadığını anlıyorum...
Bir sevgilim varsa onu elinden tutarım ve herkesin önüne çıkarırım. Aşkımı saklayacak bir kadın değilim. O haberler tam saçmalıktı; arkadaş bile değildik.
Birlikte müzikle ilgili projeler yapacaktık ama o çirkin haberlerden sonra iş ilişkimiz de rafa kalktı.
- Bu ‘yasak aşk’ yüzünden çocuğunuz Daphne’nin velayetini kaybedebileceğiniz bile yazıldı...
Böyle bir şey olabilir mi Işıl? Hangi devirde yaşıyoruz? Böyle bir aşk olsa bile bunun kızımın velayetiyle ne ilgisi olur? Tahsin’le bu konuyu konuşmadık bile! Saçma sapan haberler…
- Magazinden hoşlanmıyor musunuz?
Magazin gülü şarkıcılardan değilim, olmayacağım da… Ben dinleyicimle biraz daha çaba isteyen bir yolla buluşuyorum. Beni sevenlerin bana gelmesi, Zeynep ne yapıyor diye bakması gerekiyor.
Ben onlara müzik dışı yollardan ulaşmıyorum çünkü… Bu da buluşmamızı biraz meşakkatli ama değerli kılıyor. “Boşanmak çoçuğa zarar vermez”
- Boşanma Daphne’ye zarar verdi mi?
Boşanmanın çocuğa zarar verdiğini düşünmüyorum. Boşanmamış birçok insanın çocuğu, boşanmış ailelere göre daha sağlıksız.
Çocuk, boşanmanın kendisinden değil; boşanmanın yönetilememesi sonucunda ortaya çıkan durumlardan etkilenir. Daphne, 5,5 yaşında ve ikimizin hayatını da biliyor. İstediği zaman babasının yanında, istediği zaman benim yanımda oluyor.
- Bu kadar kesin konuşmak doğru mu?
Çocuklarım çok sağlıklı olacak, diye bir iddiam yok. Daphne, ergenlikte ne yaşar bilmiyorum. Benim çocuğum da ergen olacak ve 20’li yaşlarında kafayı yiyecek. Yesin zaten! Böyle büyüyor insan. Büyük kızım Ceren 24 yaşında. Haklı olarak 24 yaşın deliliklerini yaşıyor. Ceren beni çok eğitti. Ona müteşekkirim.
“Ekolojik çocuk yetiştiriyorum”
- Siz vegansınız. Ya çocuklarınız?
Ceren ara sıra dolduruşa gelip hamburger, pirzola yiyor. Daphne hiç et yemedi. Doğduğundan beri vejetaryen olarak yetişti.
- Doğumdan itibaren böyle beslenmenin hiç zararı yok mu?
Yok. Çocuğun et yemesi gerektiği algısı sektörel bir durum. Biz ölmüş herhangi bir hayvan yemiyoruz. Daphne, üç yaşına kadar anne sütü içti. Sonra da badem sütüyle devam etti. Vegan değil, vejeteryan.
Keçi peyniri ve tereyağ yiyor. Onları da Bodrum’da kendi köylümüzden alıyoruz, hayvanın sömürülmediğine emin olduğumuz için… Sadece bu yüzden bile asla metropolde yaşamam. Bizim eve marketten de pek bir şey girmez.
- Çok katısınız…
Sucuk görünce bile içimden ağlamak geliyor. Birkaç saat önce “mee” ya da “möö” diyen bir hayvanı yiyemem. Yiyene pek bir şey demiyorum. Ama önemsediğim insanlar fast food yedikleri zaman çıldırıyorum. Vücudumuz çöplük değil!
Zeynep Casalini’nin ailesi de kendisi kadar ünlü. Annesi Deniz Türkali, babası şarkıcı Ernesto Casalini, dedesi Vedat Türkali, dayısı Barış Pirhasan.
IŞIL CİNMEN / POSTA
