“Annem bana her zaman ‘Kendine dön’ der”
Fotoğraflar: Şahin Tuhan
“Karadayı” dizisinin genç oyuncusu Leyla LydIa Tuğutlu, “İçimdeki Ses” adlı komedi filminde başrol oynuyor. Fırsat buldukça hem yoga hem de meditasyon yapan Leyla Lydla Tuğutlu, vizyona girecek filmini Formsante’ye anlattı
Güzellik yarışmasıyla önü açılan genç yeteneklerden biri de Leyla Lydia Tuğutlu. Alman bir anne ve Türk bir babanın kızı olan Tuğutlu, her iki kültürün de tüm olumlu yönlerini almış. Farklı kültürleri görerek büyüyen Leyla Lydia Tuğutlu, bu sayede insanlara karşı daha hoşgörülü olmayı öğrendiğini anlatıyor. Om Yoga stüdyosunda buluştuğumuz Tuğutlu’ya asanaları yaparken annesi de eşlik etti, biz de fotoğrafladık.
“Karadayı” dizisiyle birlikte yıldızınız parladı. Teklif size nasıl geldi?
Miss Turkey güzellik yarışmasından sonra kanaldan bana bir teklif geldi. Deneme çekimi yapıldı ve olumlu dönüşler oldu. Ben de diksiyon dersi aldım. O proje olmadı ama sonrasında sunuculuğa başladım. Beş yıldır Habertürk’te HT Klüp programıyla birlikte bir program daha sunuyorum. Oyunculuk yarışmadan bir sene sonra başladı. “Es-Es” dizisinde rol aldım ve inanılmaz keyifli bir işti. Ama tabii ki asıl çıkışım “Karadayı”yla oldu. İlk defa bu kadar uzun soluklu bir işteyim. Gurur verici, güzel bir şey tabii ki. Zor bir sektörün içerisindeyiz ama iyi bir ekip olduğu zaman üstesinden gelebiliyorsunuz.
Bir yandan tanınırlığınız da artmıştır. İlgiye alıştınız mı?
İlgiye alışmak hemen olmuyor tabii. Dışarıdayken insanların tepkileri beni bazen şaşırtıyor. Yolda beni “Songül” diye çağırıyorlar. Önce üstüme alınmıyorum sonra dizide oynadığım aklıma geliyor ve hemen kendimi toparlıyorum. Şimdiye kadar hiç olumsuz bir şey yaşamadım ve bu ilgi hoşuma gidiyor.
İnsanları hemen bir sınıfa koymam
Türkiye’de bazı kalıpları kırmak zor olabiliyor. Geçtiğimiz yılla birlikte sizin gibi yurt dışında yetişmiş oyuncuların hakimiyeti söz konusu; Meryem Uzerli, Kerem Bürsin gibi. Sizce neden onlar tercih ediliyor?
Daha doğal ve daha rahat oluyor olabilirler. Aslında karşılaştırma yapmak doğru olmaz ama kendi açımdan neysem oyum. Her iki kültürün de iyi taraflarını almaya çalıştım. Farklı kültürleri görmüş insanların biraz daha önyargılardan uzak olduğunu düşünüyorum. Çünkü farklı hayat stillerini, tarzlarını görüyoruz. Mesela insanları hemen bir sınıfa koymam, önce herkesi olduğu gibi kabul ederim. Oyunculuk egoyla olacak bir iş değil, doğallık çok önemli. Diğer türlü inandırıcılığını kaybedersin.
Vücut stres içindeyse kontrolsüz kilo veriyor
Stresten kilo aldınız diyelim, bu kilolardan kurtulmak için formülleriniz var mı?
Aslında tam tersi ben kilo veriyorum. Mesela film çekimi sırasında bir yandan dizi çekimleri de sürüyordu. İki farklı karakteri oynamak ve setler arası gidip gelmek gerçekten çok yorucuydu. İster istemez kilo veriyorsun. Vücut stres içindeyse kilo da veriliyor.
Sette saatlerce çalışabilmek için enerji gerekiyor
Bu arada ne kadar zamandır yoga yapıyorsunuz?
Aslında yogayla pek aram yoktu, annem sayesinde başladı. Yoga annemin hayatını değiştirdi. Panik atağı, uçak korkusu vardı. Bir şirkette yöneticiydi eskiden. Sonra etrafında yoganın mucize bir şekilde değiştirdiği hayatları görünce o da beyaz yakalı hayatını geride bıraktı ve yoga eğitmeni olmaya karar verdi. Şimdi burada Om Yoga’ya ortak oldu ve hayatının büyük bölümünü yoga oluşturuyor.
Yoganın sizin hayatınıza katkıları da oldu mu?
Yoga ruhen insanları olumlu anlamda değiştirebiliyor. Annem tüm korkularını yendi, kendine daha fazla güvenmeye ve daha fazla kendiyle ilgilenmeye başladı. Onun değişimi bize de yansıdı tabii. Büyük şehirde yaşadığımız için hayatlarımız çok kaotik. Bu hengame içerisinde kendimizi unutuyoruz. Bir işi yaparken, sıradaki üç işi düşünmeye başlıyoruz. Yoga ve meditasyon, bu kargaşanın içerisinde kendine ayırdığın zamandır. Annemin bana öğütlediği en önemli şey günde 10 dakika da olsa meditasyon yapmam. Her zaman bana “Kendine dön, kendini düşün” der. Hem kendi hem de başkalarının yükünü taşıyoruz omuzlarımızda. Özellikle kadın olarak her şeyi detaylı düşünüyoruz, bunlar bize ekstra sorumluluk olarak geri dönüyor. Omuzlarımız kasılıyor, başımız ağrıyor. İşte bu yüzden yoga çok önemli, yüklerimizden arınıp, rahatlatmamıza yardımcı oluyor. Buraya korseyle gelip, yogadan sonra korsesiz özgürce çıkıp giden insanlar var. Yurt dışında yoga derslerini sigorta karşılıyor; tıpkı fizik tedavi gibi. Burada hala bir din veya tarikat gibi görülüyor, bu algıyı değiştirmek lazım.
Düzenli spor yapabiliyor musunuz?
İş konusunda çok disiplinliyim ama spor konusunda olamıyorum maalesef. Eğer çekimler çok erken saatlerde başlamıyorsa yürüyüş yapıyorum. Yogaya devam etmeye çalışıyorum, pilatese de yeni başladım. Spor çok önemli, spor yapmadan insan kendinde güç bulamıyor sanki. Saatlerce çalışabilmek için kasların güçlü, enerjinin yüksek olması gerekiyor. Bu da ancak sporla oluyor.