Anadolu rock sevenler konsere gelsin!
Beyrut’ta bir blues barın önünde tanışan Nader Mansour ve Eddy Ghossein’in kurduğu The Wanton Bishops, yenilenmiş ekibi ile bir kez daha ülkemizde! Grup bugün İstanbul’da Salon IKSV sahnesinde olacak. Grubun liderliğini ve vokalistliğini üstlenen karizmatik müzisyen Nader Mansour, müziklerinin son dönemdeki tavrını anlattı.
Grubunun bugün geldiği yer için neler hissediyorsunuz? Hafızanızdaki en taze, ilginç anı nedir?
Kesinlikle harika hissediyorum. Bundan çok değil henüz birkaç sene önce yanlışlıkla bir kavga ile başlayan rüya, bugün bütün dünyayı turlayan bir rock’n roll grubuna dönüştü. Aklımdaki en taze anı ise, geçtiğimiz yaz Glastonbury Festivali’nde ısmarlama takım elbiselerle çamur içinde kalmıştım.
Bir grubun parçası olarak müzik yapmanın avantaj ve dezavantajları neler?
Gerçekten rock’n roll müzik yapmanın avantajlarını mı anlatmamı istiyorsun. Şöyle diyelim o zaman; aklında hayal ettiğin tüm her şeyi 5 ile çarpabilirsin. Dezavantajlarına gelince, bir ilişkinin sunabileceği samimiyeti ve istikrarı kaçırıyoruz. Birisi seni, senin kendini tanıdığından daha çok tanıdığında işler zorlaşıyor. Ama genel olarak, bulunduğum yerden, tek ve özgür olduğum için çok mutluyum.
Hiç sizi dinlememiş birine, yaptığınız müziği anlatmak zorunda kalsaydın nasıl anlatırdın?
Yaptığımız müziği tarif edecek tek kelime Lübnan Rock’n Roll’u. Artık rock müzik yapan Lübnanlı bir grup değiliz. Yepyeni bir tarz yarattığımızı söyleyebilirim. Ama yine de Lübnan Rock’n Roll’u diyorum ben buna.
Kültürel kafa karışıklığı şarkılarda
İstanbul konserinizde konuşalım biraz da... Bizi ne gibi sürprizler bekliyor?
Anadolu rock seven, Selda Bağcan, Moğollar, Ersan ve Dadaşlar, Cem Karaca, Edip Akbayram, Erkin Koray sevenler bizim sahne şovumuza da bayılacaktır. Müziğimiz; 60 ve 70’li yıllarda Orta Doğu’da yapılan muhteşem müzikten çok fazla izler taşıyor.
Yepyeni video klibiniz ‘Hitman’e bayıldık. Çekimler nasıl geçti?
Çok sevindim beğenmenize. Bu şarkıyı yazarken, aklımda çok fazla eğlence vardı. Bütün bu eğlenceyi 2 gün içine sığdırmak zordu ve çekimler oldukça stresli geçti diyebilirim. Andreh Chammas isimli bir arkadaşımız yönetmenliğimizi yaptı. Muhteşem oyuncu kadrosuna çok teşekkür etmem gerekiyor, onlar sayesinde harika bir video’ya sahip olduk.
Yayınladığınız son EP’niz Nowhere, Everywhere’den bahseder misiniz?
Bütün Lübnanlılar gibi kültürel açıdan kafamız karışık ve bir kimlik arayışı içindeyiz. Sanırım bütün bu duyguları EP’ye yansıttık.
Sürekli seyahat halindesiniz. Yorucu turneler arasında kafanızı nasıl boşaltıyorsunuz?
Lübnan’ın dağları arasında küçük bir kasaba var Zahle-Ferzol adında. Huzur bulmak için oraya gidiyorum. Ailem ile vakit geçirmek, ev yemekleri yemek, bol bol uyumak ve doğada açık havada koşmak çok iyi geliyor.
