AKP'liler dekolte giymemi istemiyorlar
Mankenlikten şarkıcılığa uzanan fırtınalı bir yaşam hikayesi... Demet Akalın herşeyi Vatan'a anlattı
Yaşadıkları üzerinden yıllar geçti ancak hala herkes ona karşı "vah vah" gibi bir tutum içinde. Evlendi, ayrıldı, eski eşi sevgilisi oldu ancak "aldatılan ve terk edilen kadın" imajından bir türlü kurtulamadı. Oysa o eski defterleri kapatmış. Artık ne "Bittim, Şerefsiz tarzı" şarkılar istiyor ne de insanların yolda durdurup "Aynısı benim de başıma geldi, üzülme kızım" demesini... Bu yüzden duyduk duymadık demeyin, Demet Akalın'a artık böyle şeyler söylemeyin!.. Gözlerimle gördüm, o gerçekten çok mutlu...
- Başarılı, çok güçlü ve kendinden emin görünüyorsun. Ama çocukluğunda yaşadığın trajik olaylar var...
Hayat hikayeme baktığınız zaman aslında tam bir film. 75 yılının ilk trafik kazası annem, babam, teyzem ve nişanlısının yaptığı kazaydı. Yeni yıl için İstanbul'a gidiyorlardı. Dönerken bir ağaca çarpıyorlar. Babam ve teyzem orada ölüyor. Annemi de öldü diye morga koyuyorlar. Yılbaşı olduğu için doktorlar da dahil olmak üzere herkes sarhoş tabi. Kafaları bir dünya. Dayılarımdan bir tanesi annemin ölüsünü almak için hastaneye gidiyor ve "Kardeşimi son bir kez görmek istiyorum" diyor. Tesadüfen annemin yaşadığını görüyor. Sonra annem hayata dönüyor. Ben o zaman 2 yaşındayım. Ben de bakımsızlıktan hastanede mermer taşlarda yatmaktan zatürre oluyorum.
- Sonra?
Anneme 6 ay kadar babamın öldüğü söylenmiyor. Çünkü annem babamla çok severek evlenmiş. Hatta annemi babamdan önce İranlı bir şeyh bile istemiş. Ondan sonra da Sefa Sirmen annemi istemiş. Sefa Sirmen o zaman tüpçüymüş. Annem "Benim tüpçüyle ne işim olur, tüpçüye mi varacağım" diyerek onunla evlenmeyi kabul etmemiş. Anneme "Keşke evlenseydin şu an Sefa Sirmen'in kızıydım" diyorum. Düşünsenize Mustafa Sirmen ile şu anda kardeş olabilirdik. Ama annem babama çok aşıkmış. İşin ilginç yanı babamın ailesi de annemi istememiş.
İSMİMDEN NEDEN NEFRET EDİYORUM?
- Erkeğin ailesi tarafından istenmeme durumu sana pek yabancı değil galiba?
(Gülüyor) Annemle babam bu sebepten dolayı alelacele evlenmiş. Babamın ailesinden kimse düğüne gelmemiş. Annem resmen istenmeyen gelinmiş. Sonra ben dünyaya geliyorum. İsmimi de sevmememin sebebi şuradan geliyor: Babaannem babama telefon açıyor. "Ben sana burada hemşire bir kız bulmuştum. Sen bu kızla değil benim istemediğim bir kızla evlendin. Bari dünyaya gelen kızına o hemşirenin adı olan Demet'i koy" diyorlar. Demet isminden nefretliğim o zamandan geliyor. Ama ne olursa olsun ismimin soyadımın bana uğur getirdiğini düşünüyorum.
- Kızlar annelerinin kaderini yaşar derler...
Bunu ben de duyardım ve bu beni hep korkuturdu. Evet annemle aramızda benzer durumlar var. Ben de zamanında istenmeyen gelindim. Ama şimdi Oğuz'un ailesi bana tapıyor.
- Anne-kız ilişkileriniz nasıl?
Ben çok içine kapanık bir kızdım. O benim sosyal olmam için her şeyi yapıyordu. Mankenlik kursuna da beni annem yazdırdı. Çünkü ben normal bir kız değildim. Millet üniformasını kıvırıp mini yaparken ben eteğimi dizimin altına kadar uzatıp üzerine bol hırkalar giyerdim. Çok utangaçtım. Bunun sebebi de 'aman anneme laf gelmesin'den kaynaklanıyordu.
KAYNANALARA KENDİMİ SEVDİREMEDİM
- Güzel olduğunu ilk ne zaman keşfettin?
Okulun en yakışıklı çocukları bana çıkma teklifleri etmeye başlayınca anladım. Mankenlik kurslarına gidip gelirken Aşkın diye bir çocuk vardı. Aşkın da Aşkın'dı! Sonra onunla çıkmaya başladık. Onun da annesi beni istemedi. Bu annelere niye kendimi sevdiremedim bunu da anlamıyorum. Sonra biz kendi aramızda sözlendik. SAT komandosu olmak için okula yazıldı. Hatta Kardak krizinde Kardak kayalıklarına çıkan ilk askerlerden biri de Aşkın. Gerçi Oğuz "Ben araştırdım o çocuk o çocuk değil" diyor ama Aşkın o kayalıklara çıkmış yani lütfen.. (Gülüyor)
- Manken olmanı annen mi istedi?
Bizim oturduğumuz sokakta Ayşe abla diye kadın vardı. Bir ayağı İstanbul'daydı. Anneme bu kızı sen manken yap dedi. Bunun üzerine annem beni 'Yaşar Alptekin Mankenlik Kursu'na yazdırdı. Kursa Tolga Savacı da geliyordu. O zaman onlar acayip büyük şöhretler. Tolga Savacı'yı görünce deliriyordum, elim ayağım titriyordu. Yaşar Alptekin o zaman Gönül Yazar ile çıkıyor. Kurs bittikten sonra ben annemleri bekliyorum. Herkes gidiyor bir tek ben kalıyorum. Bir gün kapı açıldı içeriye Gönül Yazar girdi. Üzerinde kürk. "Ahhh Yaşar nerede" deyip kürkün önünü bir açtı içinde bikini var. Dışarısı buz gibi. 'Yaşar Bey yukarı' dedim. O günden sonra Gönül beni kıskanmaya başladı. Hatta Gönül gelince beni odalara saklarlardı.
HINCAL ULUÇ'UN SWEETHEART'IYDIM
- Mankenliğin zirvesinde bir de suratına patlayan balon hikayesi var...
Babam annemle birlikte İstanbul'a gitmeden önce bana yılbaşı hediyesi niyetine bir balon bir de çikolata vermiş. Herhalde bu sebepten dolayı balonları çok seviyordum. 92 yılında mankenlik yaparken doğum günümü kutlamak için Levent'te bir bar kapattık. Her tarafın balon olmasını istedim. Helyumlu balonlardan bir tanesi elime alıp mumla söndürmek istedim. Terminatör gibi bir alev topu kollarıma yüzüme yapıştı. Ama gaz yanığı hemen belli olmazmış. Sadece saçlarımın yanıktan yukarıya çekildiğini hissetim. Hemşire arkadaşım Gülay Pınarbaşı bana penisilin yapıyor ve beni eve götürüyorlar. Hastaneye götürmüyorlar çünkü görünürde bir şey yok. Sabah bir kalkıyorum. Bütün vücudum simsiyah. O zaman Hıncal abi(Uluç) vardı. O zaman ki sweetheart'dı bendim. Beni hemen hastaneye götürdü.
- Yüzünü gördüğünde ne hissetin?
Yüzümü her gören "ayyy geçmiş olsun" diyerek suratını buruşturuyordu. Kimse iyileşeceğine inanmıyordu. Çünkü görüntü olarak Frankeştayn'ın gelini gibiyim. Ama ben iyileşeceğime hep inandım.
ARTIK "ŞEREFSİZ" TARZI MESAJLI ŞARKI İSTEMİYORUM
- Babasız büyümenin sen de yarattığı en büyük tramva ne oldu?
Sevgililerime o kadar düşkünlüğüm, onlarda baba şevkati arayışım babasızlıktan kaynaklanıyor. Ne olursa olsun onların ufak kızı olmak istiyorum. Benim hayatımda hiçbir zaman baba ağırlığı olmadı. Anneannem hala beni "vah vah benim kadersiz kızım" diye seviyor. Anneanne 'Çok mutluyum' diyorum ama o bunu söylemekten vazgeçmiyor.
- Yaşadıklarının üzerinden yıllar geçti ama sana karşı "vah vah" durumu hiç değişmiyor.
Bazen teyzeler, genç kızlar beni çevirip "Aynısı benim başıma geldi, üzülme", "Çok acılar yaşadın nasıl ayakta kaldın" diyorlar. Mesela beni Oğuz ile birlikte görünce "Allah aşkına bu kızı bırakma" diyorlar.
- Bırakılıp gidilen kadın imajı yapıştı üzerine...
İnsanlar sadece bir olayımda beni öyle gördüler. Ondan sonra beni insanlar hep mutlu görmek istiyor. Bu yüzden söz yazarlarıma "Ben artık mutlu aşk şarkıları istiyorum" dedim. "Bittim, şerefsiz" tarzında mesajlı şarkı istemiyorum dedim. Ama şu anda müzikte hayal bile edemeyeceğim bir noktadayım. Bu işe para kazanmak için başlamıştım ama şu an geldiğim noktaya inanamıyorum.
EMRAL AVŞAR'IN HAKKINI ÖDEYEMEM
- İlk kim elinden tuttu?
Sevgili Emral Avşar. O zaman sadece güzel bir mankendim. O beni sağolsun bütün kadrolara sokardı. O zaman güzel kadın masası vardı. Assolistlerin altında genç ve güzel kadın kontejyanından sahne alıyordum. O zaman bana şarkıların 1 numara olacak, üst üste ödül alacaksın deseler inanmazdım. Benim için o zaman Hülya Hanım'ın (Avşar) kulisinde dedikodu yapmak daha çok hoşuma gidiyordu.
- Şarkıcı olmak gibi bir iddian yok muydu?
Küçükken vardı. Gölcük'deki evimizin en üst katında türkücü Bediha Akartürk oturuyordu. Bir gün ona Sezen Aksu gelecek ve merdivenlerden inerken benim sesimi duyup keşfedecek derdim. Üç ay önce Sezen Aksu'nun evine gittim. Hastaydı, üzerindeki beyaz saten geceliklerle merdivenlerden aşağı indi. Benim için tam bir film karesiydi bu kare. Gölcük'deki halim aklıma geldi.
- Şarkılarınızda genellikle "eski sevgiliye mesaj, sitem, beddua" var.
"Unuttum" albümü için böyle bir şey söylebilirsiniz. O albüm o zaman cuk oturmuştu. Ama sonraki albümlerimde yakın geçmişimle ilgili şarkılar yapıldı. Mesela "Mucize" Oğuz ve benim için yazılmış şarkı. Çünkü birbirimize olmayacak şeyler söyledik ama yine de bir mucize gibi barıştık. Şarkılarımı lütfen bir insana mal etmeyin. Evet eskiden bunun suyunu çıkartan söz yazarları oldu. Basket potalı şarkı sözleri bile yazıldı. Doğuş "ipe ipe" diye bir şarkı yazmış, bana getirdi. 'Doğuş bu şarkıyı ben okuyamam' dedim.
- Bu işte minnet borçlu olduğunuz kim var?
Mankenlik adına Yaşar Alptekin bir de Atilla Saral. Atilla ile bizim hiç bozulmayan bir arkadaşlığımız var. O zaman Harika Avcı ile çıkıyordu. Harika ile buluşacağı zaman bana çağrı yap derdi. Harika'yı kıskandırmak isterdi. Şarkıcılıkta ise Emral Avşar'ın hakkını ödeyemem.
ZAMANINDA AYIP AYIP LAFLAR ETMİŞİM
- Bir dönem "Aldatılarak terk edilen kadinlarin" simgesi olmuştun..
Bu durum benim için değişti ama insanlar buna inanmak istemiyor. Geçen gün kadının biri "O hüzün suratından hala gitmemiş yavrum" dedi. Habuki ben çok mutluyum. O yıllar buğulu, ben hatırlamıyorum. İnsanı yaşadıkları çok olgunlaştırıyor, büyütüyor. Yaşadıklarımı iyi ki yaşamışım diyorum. Yaşamasaydım şimdi ben de evli barklı vasat bir hayat yaşayacaktım. Her şerde bir hayır vardır. O zaman bana yaşadıklarım şer gibi geliyordu ama şimdi hayır diyorum.
- O döneme ait kızgınlıkların da bitti mi?
Şimdi utanıyorum o zaman ayıp ayıp laflar etmişim. O zaman çocukmuşum gerçekten.
- Sanat camiasında sana en büyük yanlışı kim yaptı?
Ummadığın kişiler abuk sabuk konuşuyor. Bu yüzden benimle dost olanlarla konuşuyorum.
TATLISES 1 NUMARAYIM DİYE KISKANIYOR
- Şarkıcılıktaki başarının sırrı ne?
Sıcaklığım ve şarkılarımın herkese ulaşması. Haftalardır 1 numarayım. Albümüm çıkarken "Şarkılar yarışsın" dedim. Benim şarkılarım dışında birbiriyle yarışan şarkı yok. İbrahim Tatlıses kaç haftadır geride. İbrahim Tatlıses bile çıkıp benimle ilgili bir şeyler söylemiş.
- Tatlıses'in rahatsız olduğu konu ne?
İbrahim Bey biraz kıskançtır. Ben şimdi 1 numarayım, çok satıyorum ya bundan rahatsız olmuştur. Benim şarkılarımı Tatlıses'in anlaması mümkün değil zaten. Bunu anlayabilecek bir tarzı yok. Ben gençlere yönelik pop müzik yapıyorum. İbrahim Bey polemik çıksın diye benimle ilgili bir şeyler söylemiş ama ben türkücülere bile prim vermek istemiyorum. Bu kişi İbrahim Tatlıses bile olsa. Ben şarkı seçmekte ve üzerime yakıştırmakta 1 numarayım.
- Tatlıses'in son albümü için ne düşünüyorsun?
Benim nacizane fikrim sayın Tatlıses artık Best of yapsın. Onun için en hayırlısı o. Bir sürü slow şarkı yaptı ama üzerine olmadı.
- Albümündeki şarkıları kim seçiyor?
Şarkılarımın hepsini ben seçiyorum. Bu albüm için sadece sanatçılar değil sıradan insanlar da bir sürü söz gönderdi. Onları bile dinledim.
- Senin için de gece kulübü şarkıcısı, sabun köpüğü şarkıların yorumcusu diyorlar...
Böyle diyenlere eyvallah diyorum. Ama bunu yapamayanlar da var. Ben her sene bu sabun köpüklerinden çıkartıyorum. Sebebim, Afedersin, Helal olsun, Esmer Yarim sahneye çıktığım zaman hala isteniyor.
- Eskiden gece kulüplerinde canlı müzik yapılırdı fakat bitti. Bunda mahalle baskısının etkisi var mı?
Bu durum devlet politikasıyla aynı gidiyor. Sigara yasaklanıyor yakında içki yasaklanacak o yasaklanıyor bu yasaklanıyor. Bunun hükümetle ilgisi var. Belki de gece kulüplerini bitirmeye çalışıyorlar. Böyle böyle yaparak daraltmaya çalışıyorlar. Başımızdakilerle ilgili olarak biraz ufalıyormuşuz gibime geliyor. Bunun ekonomiyle de ilgisi var tabii. Amerika da bile kriz var. İnsanlar parasızlıktan evlerini satıyor.
- Direk sana yapılan bir baskı var mı?
Ben AKP'nin bir sürü festival işine gidiyorum. Benden sadece "dekolte giyinmeyin" diye rica ediyorlar. Ben de onlara saygı duyuyorum ve o kararlarını sıcak karşılıyorum. Benim aileme bakacak olursan sülalemin İsviçre'de yaşayanları çok modern. Ama diğer yarısına gelince.. Mesela kuzenimin kocası bayramlaşmalarda elini vermiyor.
- Bu yüzden mi "kapanmak bana çok yakışıyor" gibi açıklamalar yapıp başını kapattın?
Bir festivalde bana eşarp verdiler ben de onu başıma takıp o açıklamayı yaptım. Bunu devletle alakalı olarak söylemedim. Bu bana yakışıyor anlamında söyledim. Ben belli bir zümrenin sanatçısı değilim. Benim için önemli olan üniversite konserleri.
EVLİYKEN PİJAMA GİYİYORSUN
- Aynı adamla hem evlilik yaşadın hem de boşanıp sevgili kaldın. Cinsellik evliyken mi yoksa şimdi mi heyecanlı?
Evlilik değil herhalde. Çok az evli kaldım ama öyle düşünüyorum. Evli olunca pijamalarla oturuyorsun. Olmuyor yani. (Gülüyor).
- Hayatına aldığın erkek senden daha mı güçlü olmalı?
Ben maço erkek seviyorum. Bana hükmedemeyen bir adamı ben ne yapayım. Öyle bir adam istemem.