Gazete Vatan Logo
Magazin10. yılda göbek attırmaya devam

10. yılda göbek attırmaya devam

10. yılda göbek attırmaya devam

Mutlu olmaya, hayata daha pozitif bakmaya ihtiyacımız olduğumuz bir dönemdeyiz. Kolektif İstanbul, bol göbek atmalı ‘Acımadı Yine’ klibi ile bu enerjiyi fazlasıyla veriyor. Grubun kurucularından Fransız Richard Laniepce ile yeni albümlerinin ilham kaynaklarını konuştuk.

Albüm ve şarkı isimlerinin konulmasına nasıl karar veriyorsunuz?

Biz gerçekten sahnede yaşayan bir grubuz, her şey konserlerde şekilleniyor. Albümlerde de ağırlık sahnede zaten çaldığımız şarkılardan oluşuyor. Parçaların isimleri de kendi aramızda kullandığımız takma isimler aslında. Stüdyoda şekillenen bestelerin isimleri de o anın ruhuyla ortaya çıkıyor, ya bestelerken ya da grupla prova ederken. Bu albüme de Pastırma Yazı dedik. Ünlü Fransız şansonu L’ete Indien’in oldukça Alaturka bir yorumunu çaldık. Adı da Pastırma Yazı oldu. Bu şarkı da albüme adını verdi. Her şey de kendiliğinden oldu. Öyle saatlerce düşünmüyoruz galiba.

Bu sene 10. yılınızı kutluyorsunuz. Bu 10 yıl içerisinde en keyif aldığınız, unutamadığınız konseriniz hangisiydi?

Haberin Devamı

Bu on yıl içerisinde çok seyahat ettik, onlarca farklı ülkede konserler verdik, festivallerde, konser salonlarında, gece kulüplerinde, sokaklarda çaldık. Çok güzel insanlarla tanıştık, çok özel anlar paylaştık. Tek bir konseri seçebilmemiz imkansız. En heyecanlandığımız konser Montreux Caz Festivali oldu. En coşkulu konserimizi Sao Paolo’da çaldık. En güzel danslar Afrika’da, Cotonou’da edildi.

10. yılda göbek attırmaya devam

EN ÇOK EĞLENDİĞİMİZ ALBÜM OLDU

Yeni çıkacak albümünüz “Pastırma Yazı”nı diğer albümlerinizden farklı kılan özellikler neler?

Her şeyden önce kaydederken en çok eğlendiğimiz albüm oldu, orası kesin. Aynı zamanda kayıt sürecinde en çok aksaklığın ve gecikmenin de yaşandığı albüm. Kolektif’i uzun süredir takip edenler bu albümün gerçek bir 10. yıl albümü olduğunu fark edecektir. Albümdeki şarkılar ikiye ayrılıyor; bir kısmı sahnede uzun süredir çaldığımız, yani çaldıkça pişen şarkılar; diğerleri de stüdyoda şekillenenler. Son dönemde çalmak istediğimiz ya da artık kaydetmek istediğimiz şarkıları birleştirerek oluşturduk Pastırma Yazı’nın repertuarını. Diğer albümlerden farklı olarak bu defa stüdyoda çok vakit geçirdik, düşündük, taşındık ve tüm oyuncaklarımızla oynadık. Funk standartlarıyla oynadık, longalara daldık, Hamamcı Teyze’ye epik, lirik altyapılar hazırladık, ilk defa Fransızca şarkılar çaldık... Ceylan Ertem’in sözlerini yazdığı “Acımadı Yine”de, aslında bir Bulgaristan türküsü. Oldukça da oynak bir şarkı, yani alıştığımız Ceylan Ertem şarkılarından farklı. Kalpazan Havası ise 2014 yılında kaybettiğimiz Selim Sesler’e küçük bir veda bizim için... Kendisi ilk albümümüz Balkanatolia’da bize dünyanın en güzel sololarından ikisini hediye etmişti.

Haberin Devamı

10. yılda göbek attırmaya devam

FARKLI GELENEKLERDEN GELİYORUZ

İlham aldığınız müzik ya da kültürler neler?

Kolektif’in en önemli ilham kaynağı düğünler. Daha genel haliyle de geleneksel müzikler. Beni buraya getiren şey bir anlamda Bröton müziği oldu. Gaydanın izini sürerken kendimi Balkanlarda, sonra da İstanbul’da buldum. Gruptaki herkes de farklı müzikal geleneklerden geliyor ve biz müzikal anlamda birbirimizi çok besliyoruz. Türkiye-Bulgaristan-Fransa üçgeninde konumlanıyoruz.

Haberin Devamı

Beğendiğiniz müzisyenler kimler?

Fetiş müzisyenim Stian Cartensen, grubum da Farmer’s Market. Ama müzik konusunda biraz geniş bir repertuara sahibim. Benim için en büyük ozan George Brassens’tır. Gerçek bir Barok müzik tutkunuyum ve Marin Marais, Johann Sebastian Bach gibi deryalarda saatlerce kaybolurum. Ornette Coleman’dan, Charlie Parker’dan bahsetmeden geçemem. Alim Qasimov’u canlı dinlediğimde tüylerimin diken diken olduğunu inkar edemem. Mamar Kassey ve Fela Kuti’yle en uzun yollar kısalır. Yeni kuşakta etkileyenler ise Too Many Zooz, Hiatus Kaiyote.

Hepimiz sahnede piştik

Grubun solisti olan eşiniz Aslı Doğan’ın sesini nasıl keşfettiniz?

Biraz zorla şarkı söylettik ona. Sesinin tonunu hep çok yakıştırıyordum bazı şarkılara. İlk albümde zorla girdi stüdyoya, sonra zamanla alıştı tüm bu dünyaya. Önce sadece bir iki şarkı söylerdi konserlerde, şimdi trompet bile çalıyor bizimle. Sahnede pişti kısacası.

Haberin Devamı

Müzik belgeseli çekmek istemişsiniz. İlerde bu hayaliniz gerçekleşir mi?

Müzikal kültürlerin belgelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Müzik belgeselleri mutlaka yapmak istediğimiz bir şey ve hayatımın bir bölümünü bu çalışmalara ayırmak istiyorum. Hayatım boyunca zaten müziğin ve müzisyenlerin peşinde seyahat ettim. Bu yolculukları kayıt altına almak istiyorum.

Grup arkadaşlarınızla nasıl tanıştınız?

Biz üniversiteden sınıf arkadaşlarıyla kurulmuş bir grup değiliz. Hepimiz başka yerlerden, başka müzikal kültürlerden geliyoruz. Bizi buluşturan şey de İstanbul’un müzik sahnesi oldu.