‘Yüzleşme’ Pera Müzesi’nde sanatseverlerle buluştu

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrenci ve mezunlarının üretimlerinden oluşan ‘Yüzleşme’ adlı sergiyi sanatseverlerle buluşturdu. Bugünün güzel sanatlar, grafik tasarım, tiyatro, gastronomi, mutfak sanatları, sanat ve kültür yönetimi alanlarının etkileyici dünyasını keşfetme şansı veren sergi, doğa-kent ve birey-toplum arasındaki ilişkileri eleştirel bir bakışla ele alıyor.

Serginin açılışında Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Gülveli Kaya, küratör Marcus Graf ve Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kültür ve Sanat İşletmesi Genel Müdürü M. Özalp Birol konuşmalarını gerçekleştirdi.

İNSANLARI KENDİLERİYLE YÜZLEŞMEYE DAVET EDİYORUZ

‘Yüzleşme’nin fakültenin 25 yıllık bir özeti olduğunu aktaran Gülveli Kaya, sadece mezun öğrencilerin değil, fakültenin bugünkü vizyonu, sanata yaklaşımı ve yorumunun da bir göstergesi olduğunu söyledi. Öğrencilerin eserlerini bir arada görme fırsatı yakaladıklarının da altını çizen Kaya, “Bu sergi, çok disiplinli bir sergi. Sadece plastik sanatlar ya da tasarım alanından eserler barındırmıyor; tiyatro, gastronomi, moda ve tekstil tasarımı, resim bölümünden de çalışmalar var. Yapılan işler, tek başına izlendiğinden bir sanat eseri gibi değerlendirilemeyebilir belki ama diğer işlerle ve sergi ortamında yan yana geldiğinde sanatın bir parçası oluyor ve kendisine yeni bir temsil kabiliyeti kazandırıyor. Bu bizim için çok önemli. Aslında burada bir bakış açısı yaratmaya çalışıyoruz ve ortak paydamız sanat. Disiplinleri birbiriyle eriterek serginin tümünün bir anlam ifade etmesi üzerine duruldu. Dolayısıyla isminin de yüzleşme olması anlamlı. Yüzleşme, insani bir duygu ve genel bir kavram. Aynı zamanda insanı iyiye götüren bir kavram. Bu sergide kurucu bir fakülte olarak hem kendi geçmişimizle yüzleşiyoruz hem de insanları kendileriyle ve her şeyle yüzleşmeye davet ediyoruz” diye konuştu.

DOĞA-KENT,BİREY-TOPLUM VE SOYUTLUK KAVRAMLARI ELE ALINDI

‘Yüzleşme’de sergilenen eserlerin, 3 başlığın temel alınarak üretildiğini aktaran Marcus Graf, “Öncelikle bir eğitim kurumu olarak kendimizle yüzleşiyoruz. İkinci konu da, buradaki sanatçılara ve tasarımcılara baktığımızda bu sergide 5 ana konuyu ele aldıklarını görüyoruz. Bunlar; doğa, kent, birey, toplum ve soyutluk. Bu kavramlar, sanat ve kültürün temel kavramları. Buradaki sanatçılar, tüm bu kavramları güncel ve farklı estetiklerle inceleyerek dünyayla yüzleşmemizi sağlıyor. Sanat, alternatif bir bilgi üretim alanı. Farklı, klişelerin ötesinde, polemik yapmadan sanatçıları ve eserlerini görüyoruz bu sergide. Yüzleştiğimiz doğa, kent, birey, toplum ve soyutluk kavramlarından bir şeyler öğrenebiliriz” dedi.

Graf, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Son olarak burada lisans ve yüksek lisans öğrencilerimiz var. Grafik tasarımından gastronomiye kadar birçok alanda eğitim aldılar. Bu bağlamda farklı disiplinleri de görmek mümkün. Yani ayrı ayrı kariyerinin başında ya da kariyerinde yol katetmiş sanatçıları görebiliriz. Ancak hepsine bir bütün olarak baktığımızda, buradaki sergi sanat ve kültür alanının yansıması olarak karşımıza çıkar. Burada, şu anda güncel sanat ve tasarım dünyamızın nasıl döndüğünü, hangi eylemlerin gerçekleştiğini, hangi konuların ele alındığını da görebilirsiniz. Dolayısıyla bu sergide hem eğitim ile hem sanat ve kültür dünyamızla hem de toplum ve dünya ile yüzleşiyoruz.”