Gazete Vatan Logo

Kanseri o şarkıyla yendi

Yılın en çok dinlenilen şarkısı, bir mucizeye sebep oldu...

Milliyet yazarı Mehmet Tez, ilginç bir 'kurtuluş' hikayesine köşesine taşıdı...

Şarkının adı “Get Lucky”. Daft Punk’ın son albümünün gözdesi, dünyada yılın hiti. Bilmeyen, dinlemeyen kalmadı. Bizim düğünlerde Serdar Ortaç’tan bile çok çalınıyor neredeyse. Arkasındaysa ilginç bir hikaye var.

Albümün plak satışları tüm zamanların rekorlarını kırdı. Bu yaz hangi düğüne gitseniz muhtemelen dinlediniz, dans ettiniz. Her duyan “Bu neydi?” diyor. Anında bir hareketlenme, bir dans etme, sallanma isteği.

Daft Punk’ın “Random Access Memories” albümünde yer alan şarkıyı hiphop âleminin yıldızlarından Pharrell Williams -bilmeyen N.E.R.D. dinlesin lütfen- söylüyor. Ama asıl mühim kısmı gitarlar ve ritim... İşte o gitarı çalan ve şarkıya ruhunu veren kişi Nile Rodgers.

Rodgers bugün 61 yaşında. Geçen hafta New York’ta Nokia Mix Radio Play Me lansmanında konuktu. Kendisiyle sohbet etme fırsatı buldum. Rodgers’ın 80’lerin birçok disko hitinde imzası var. David Bowie’nin “Let’s Dance”i mesela. Chic’in gitaristi olarak tanınıyor ama hepsi bu değil. “We Are Family”den, “Freak Out”tan, “Good Times”tan tutun da Madonna’nın “Like a Virgin”inine kadar elinin değmediği şarkı yok. Duran Duran’ın “Notorious” albümünün prodüktörü,
Al Jerrau’dan Mick Jagger’a dünyanın en iyileriyle çalışmış bir müzik adamı. Sayamayacağım kadar çok referansı var. Elektronik dans âleminin yeni global starı Avicii bile ona gidiyor yeni şarkısına bir el atması için (bkz. “Wake Me Up”).

Rodgers bundan yedi yıl kadar önce bir gün New York’ta sokakta yürürken Daft Punk üyeleriyle karşılaşıyor. “Beraber bir şey yapalım” diyorlar. Ama ayaküstü muhabbet orada kalıyor. Rodgers “Beni altı yıl sonra aradılar” diyor. “Şöyle bir şarkı var, bir bakar mısın?” demişler.
Bir parantez açayım; Rodgers’ın işi şu: Şarkı geliyor, Rodgers dinliyor, grubun diğer işlerine bakıyor ve eline gitarı alıp kayıt düğmesine basıyor, içinden geldiği gibi bir melodi attırıyor, şarkıya ruhunu katıyor. Bu. Adam bir ritim ve “groove” üstadı. Kapa parantez.

“Biraz geç aradılar ama olsun” diyor Rodgers gülerek, “Ben sokakta kaşılaşmalara ve tesadüflere inanırım. Bir gün markette David Bowie’yle karşılaşmıştım. Sonuç ‘Let’s Dance’ oldu.”

Şarkının çok iyi olduğunu biliyorlarmış, beğenilecek diye düşünmüşler ama global hit olacağını tahmin etmemişler. “Ben böyle şeyleri anlamam” diyor. “Çalarım iyi olduysa bu iyi oldu derim, ama listelerde ne olur onu bilemem.”

Bu hadisenin farklı bir yönü daha var. Altı yıl sonra Daft Punk geldiğinde Rodgers hayatının en sıkıntılı zamanlarından birinde. Kendisine 2010’da prostat kanseri teşhisi konuyor.

Bir yandan tedavisini olurken diğer yandan hayatına devam kararı alıyor ama kolay olmuyor. Planet C adında bir blog açıyor ve tedavisini, yaşadıklarını burada paylaşıyor. İşte “Get Lucky”nin prodüktörlüğünü ve gitarlarını çalma, yani şarkıyı adam etme işi ona bu dönemde geliyor. Bir yandan albümle ilgilenirken (albümde yer alan “Lose Your Self to Dance” ve “Give Life Back To Music”te de katkısı var) bir yandan da tedavi görüyor. Kendi deyimiyle moralini iyi tutmaya çalışıyor.

Ve sonuç. Bu dönemde kanserden tamamen temizleniyor Rodgers. “Get Lucky’ benim rehabilitasyon şarkım oldu. Onunla uğraşırken bir yandan tedavi oluyordum. Ümidimi hiç kaybetmedim. Bugün temizlendim ve şarkı da çok başarılı olup bütün dünyada listelere girdi” diyor.
İşte yılın en büyük hitinin pek bilinmeyen tarafı böyle. Bir şarkı sadece bir şarkı değildir desek, hakikaten doğru... Nile Rodgers’ın hikayesini ve kanserle mücadelesini şu adreste bulabilirsiniz: www.nilerodgers.com/blogs/planet-c-in-english

Haberin Devamı