Sahaf ve internet, yan yana gelince yerini yadırgayan iki kelime gibi. Kadıköy’deki Moda Kitap’ın sahibi Hakan Tunç düşünüldüğünde ise birbirini tamamlayan kelimelere dönüşüyorlar. Çünkü Tunç, okuyucuyu bulamadığı kitaplara ulaştırırken sosyal medyayı kullanıyor.
Her dönem bir günah keçisi bulunuyor, ‘milletçe yeterince kitap okumuyor oluşumuza’. 15 yıl önce en büyük suçlu ‘televizyon’ iken şimdiki kurban sosyal medya. ‘Okumak isteyene bahane çok’ olsa da bizi 140 karakterlik yazılara alıştıran Twitter çıkalı beri daha az kitap okuduğumuz da bir gerçek. Bu da daha az kitap satışı demek. Fakat bir kişi var ki sosyal medya yüzünden, sattığı kitap sayısı azalmak bir yana artıyor. Hakan Tunç’un sahibi olduğu Moda Kitap, Kadıköy’deki bir apartmanın giriş katında hizmet veriyor. Twitter’da ise ‘modakitap’ kullanıcı ismiyle 7 bine yakın takipçisi var. Okuyucular Facebook, Twitter ya da mail yoluyla kendisine ulaşıp “Falanca kitap var mı?” diye soruyor Tunç’a. Onun cevabı ise hep aynı: “Bulunamayan kitap yoktur. Bazıları biraz zaman alır.” Cevap ilk başta fazla iddialı gibi görünse de Tunç’un çalışma mantığını öğrendiğinizde taşlar yerine oturuyor.
Hakan Tunç’un Kadıköy’deki yerinde 11 bin kitaplık bir stoku var. Bunun dışında da mevcut yeni çıkan kitapların tamamını isteyene ulaştırabiliyor. En önemlisi de kendi stokunda olmayan diğer kitapların yaklaşık 3 milyon kadarının stokuna da ulaşabilmesi. Bunu nasıl yaptığına gelince şöyle cevap veriyor Tunç: “Diğer sahafların mevcut stoklarının bulunduğu portallardan ya da ikili ilişkilerim neticesinde onların stoklarına ulaşabiliyorum.” Tunç’un ‘bulunamayan kitap yoktur’ demesi de bundan ileri geliyor.
HEM İKİNCİ EL HEM HEM YENİ KİTAP
Hakan Tunç için bir nevi diğer sahaflarla okuyucu arasında aracı vazifesi görüyor diyebiliriz. Bunun okuyucuya sağladığı avantajı ise şöyle anlatıyor: “Hız dünyasında özellikle İstanbul’da sahaf sahaf dolaşmak bir lüks haline geldi. Sekiz saat çalışıyorsanız iki saat gidiş, iki saat dönüş yolda geçiyor. Aradığınız şeyin bulunduğu noktaya gitmek bile zaman alıyor. Hatta genelde gidemiyorsunuz. İşten çıkmışsınız, yorgunsunuz. Evet kitapçıları dolaşmak bir haz olabilir. Bunu yine yapın ama bir kitap için dolaşmak zor geliyorsa bunu ben, sizin için yapayım. Hem zamandan kazanın hem kitabınıza hızlı bir şekilde ulaşmanın mutluluğunu yaşayın.” Moda Kitap’ın sadece ikinci el kitap satanlardan ya da internet üzerinden satış yapan sitelerden farkı da hem ikinci el hem de yeni kitap satması. “Aynı paket içinde hem yeni kitabı hem de baskısı tükendiği için bulunamayan bir kitabı bulup gönderiyoruz.” diyor Tunç. İstanbul’da olanlar gelip kitaplarını kendileri de alabiliyor. Zaten Moda Kitap’a uğramak için kitap almak şart değil. Röportaj için bulunduğumuz yarım saatlik süre zarfında misafirlerinin eksik olmaması her şeyi anlatıyor. Aradığı kitabı sormak için gelenler mi istersiniz; “Sizi Twitter’dan takip ediyordum, nasıl biri diye merak ettim.” diyerek uğrayanlar mı?... Simidini alıp gelenlere, geçerken uğrayanlar da eklenince Moda Kitap hiç boş kalmıyor.
SADECE KİTAP DEĞİL
Hakan Tunç’a, “Sosyal medyanın, sahaflara özgü o okuyucu ile kurulan birebir ilişkiye olumsuz etkisi yok mu?’ diye soruyoruz. Bu soru Tunç için çok geçerli değil. Çünkü ofisi, bürosu, sahaf dükkânı adına ne derseniz deyin, beş dakika boş kalmıyor. Hatta hem gerçek ham sanal ortamda insanlarla kurduğu sıcak ilişkiler dükkânını sadece ikinci el kitap ve belge satıllan bir yer olmaktan çıkarmış. Mekan, okuma ve imza günleriyle yazarların katıldığı söyleşilere de ev sahipliği yapıyor. Önümüzdeki aydan itibaren de sinema gösterimleri ve metin yazarlığı dersleri de olacak.
“Sosyal medyanın kitabı olumsuz etkilediği söyleniyor. Siz bu durumu tersine mi çevirmiş oldunuz?” şeklindeki sorumuza ise Tunç’un cevabı şu şekilde: “Ticari olarak belki evet. Sosyal medya sahaflar ve kitapçıların kitap satma oranını düşürmüş olabilir ama bazılarını da olumlu etkiliyor. Evet insanlar daha az okuyor. Buna ben de dahilim ama burada ben okuyan kitleye ulaşıyorum.” Tunç’un @modakitap adlı twitter hesabına girip kargo dahil yaptığı kampanyalara da gözatabilirsiniz. Yazarlarla, tiyatrocularla, oyuncularla yaptığı samimi yazışmaları da okuyabilirsiniz. (Zeynep Kılıç/Zaman)