'Bilgenin Aynası' raflardaki yerini aldı!
Psikiyatrinin yaşayan bilgesi kabul edilen Prof. Dr. Özcan Köknel'in doksan yıllık kişisel yolculuğunun bilinmeyenleri ile toplumsal ruh sağlığımıza ilişkin tespitlerini anlatıldığı "Bilgenin Aynası" isimli kitap raflardaki yerini aldı.
Gazeteci Mert İnan'ın kaleme aldığı 200 sayfalık ‘Bilgenin Aynası’nda, Türkiye’de son zamanlarda gündemden düşmeyen cinsiyet eşitsizliği, istismar, şiddet, uyuşturucu, saplantılar, öfke, çarpık davranışlar ile çocuğa yönelik cinsel istismar suçlarının ortaya çıkmasındaki temel nedenler detaylı şekilde ele alınıyor. Kitapta aynı zamanda toplumsal ve kişisel ruh sağlığı için yazılı terapi özelliğini barındırıyor. Depresyon, panik atak, stres ve takıntı gibi sorunlara karşı davranış, düşünce ve rahatlama tekniklerinin de anlatıldığı Bilgenin Aynası isimli çalışmada Prof. Dr. Özcan Köknel’in yaşamından bilinmeyen ilginç kesitler de aktarılıyor. Milli Eğitim Müfettişi Hasan Âli Yücel’in Özcan Köknel’in nasıl isim babası olduğu, Köknel’in ilkokula neden üçüncü sınıfta başladığı, nişan törenini Demorat Partili devlet büyüğü için neden iptal ettiği, askerden izne geldiği sırada Taksim’de gözaltına alındığı, hemşirelerin Köknel’i akıl hastası sanarak neden hastaneye yatırmak istediği gibi birçok ilginç ayrıntı kitapta yeralıyor.
Prof.Dr. Köknel, kitapta; Türkiye'nin, son yıllarda ruhsal kaos yaşadığını aktarırken, "Değerler, ilkeler, kurallar birbirine karışmış durumda. Neyin doğru neyin yanlış, neyin iyi neyin kötü olduğu konusunda anlamsızlık hüküm sürüyor.Bu anlamsızlık beraberinde çelişki ve çatışmaya neden oluyor. Toplumun zihninde bulanıklık olduğu sürece geleceğe güvenle bakamayacağımız gibi mutlu, huzurlu da olamayız” diyor.
Mutluluğa ulaşmanın formülüne yanıt aranan kitapta Prof.Dr.Köknel, "Günlük yaşamda tüm davranış, çaba ve eylemlerimizin altındaki en temel etken aslında mutluluğa ulaşma gayemiz. Mutlu olmak için çaba gerekiyor. Kimse yattığı yerden iyi hissedemez. Bir insanın ruh sağlığı, onun iyilik durumudur. İnsanın duygu dünyasında ilginin, sevginin, neşenin, sevincin olmaması kötü hissettirir. Ancak, her şeyinizi kaybetseniz bile umudunuzu asla kaybetmemelisiniz. İnsan, hasta veya en mutsuz anlarında bile içinde umut ve iyiliği hissettiğinde ruhsal rahatlama hisseder" ifadelerini kullanıyor.
Özcan Köknel nişan günü gelip çattığında yaşadıkları ise yıllar sonra ilk kez kitapta gün yüzüne çıktı. Menderes liderliğindeki DP'li yıllarda Prof.Dr.Köknel'in nişanını ertelemesine neden olan hadise ilk ağızdan şöyle aktarılıyor: “Nişan hazırlıklarıyla uğraşırken, İhsan Şükrü telefonda heyecanlı bir ses tonuyla, ‘Hemen enjektör alıp Park Otel’e gel. Bu mesele her şeyden önemli’ demişti. Ne olduğunu anlayamadım. Evde nişan töreni yapılacaktı. İhsan Şükrü’nün ses tonundan çok ciddi bir şey olduğunu anladım. Ailelerden izin isteyerek birkaç saatliğine evden ayrılmam gerektiğinisöyledim. Herkes şaşkındı. Ailem, Ülkü duruma tepki gösteriyordu. Park Otel’e gittiğimde hadisenin iç yüzünü anlamış oldum. İhsan Şükrü, Demokrat Partili çok önemli bir ismin oğlunu sakinleştirmeye çalışıyordu. Otelde yaptığımız istişareler sonucu hastanın İsviçre’ye gitmesi gerektiğine karar verdik. İhsan Şükrü, İsviçre’ye benim gitmemi istiyor, bir yandan, ‘Bu durumdan kimseye bahsetmeyeceksin’ diye tembihte bulunuyordu. Önemli kişinin oğlunu sakinleştirdikten sonra eve dönmem gerektiğini söyleyip otelden ayrıldım. Nişan töreni iptal olmuş, insanların morali bozulmuştu. Çok önemli bir hastanın tedavisi için gitmek zorunda kaldığımı belirterek konuyu kapadım. Devlet büyüğünün sinir krizi geçiren oğlu ile İsviçre’ye gidemeyeceğimi, ertelenen nişanın yapılacağını, sınavlarımın olduğunu söyledim. Sınavlarım bitince ertelemek zorunda kaldığımız nişanı da gerçekleştirdik. Hemen akabinde, 1958’de Ülkü ile dünya evine girdik.”