Zekai Aksakallı o geceyi anlattı
Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı Ömer Halisdemir'in şehit edilmesiyle ilgili davada ifade verdi
20.03.2017 - 16:03 |
Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Astsubay Ömer Halisdemir'i şehit edilmesine ilişkin davada "tanık" olarak beyanı alınan Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı, kendisinin yazılı ya da acil durumlarda şifahi emri olmadan bir birliğin naklinin mümkün olmadığını, yine talimatı olmadan birliğinden kimsenin operasyon yapamayacağını belirterek, "Olay tarihinde yapılacağı söylenen operasyon sıra dışı bir durumdur. Bu nedenle sorgulanması gerekir. Ancak bu sorgulamayı yapacak kişiler tim personeli değildir. Her şeyden önce tabur komutanı bu sorgulamayı yapabilecek kişidir." dedi.
Davanın görüldüğü Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İsmail Ademoğlu, bir önceki duruşmada tanık olarak dinlenmesine karar verilen Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Aksakallı'nın, duruşma günü il dışında olacağını belirttiğini, bu nedenle celse açılarak ifadesinin alındığını bildirdi.
İfade tutanağına göre Aksakallı, darbe girişimi gecesi, daha önce de birlik içerisinde görev yapan ve darbeci olmadığını düşündüğü Volkan Vural yüzbaşı ile koruma astsubayı aracılığıyla telefonla birkaç kez görüştüğünü belirterek, Vural'ın, kendisine birlik içerisinden bazı bilgiler aktardığını ifade etti.
Gerek Volkan Vural'ın gerekse Yarbay Ümit Koçak'ın darbecilerle hareket etmediğini değerlendirdiklerini bildiren Aksakallı, "Bu arada MİT Müsteşarı Hakan Fidan beni aradı. Durum hakkında bildiklerimi aktardım. Kolordu komutanlarını arayıp, darbeyi önlemek amacıyla alınabilecek tedbirleri kendilerine aktardım." dedi.
Aksakallı, saat 01.26 sıralarında Diyarbakır'dan Albay Altan Bora'nın kendisini arayarak, Semih Terzi'nin uçakla Ankara'ya hareket ettiğini ancak şüpheli hareketleri olduğunu söylediğini bildirerek şu beyanı verdi:
"Ben de Semih Terzi'nin hain olduğunu söyledim. Hatta Diyarbakır'da uçakların bulunduğu üssün hassas olduğunu, oralarda tedbir alınması gerektiğini ilettim. Daha sonra Albay Altan Bora'nın Semih Terzi ile uçakla Ankara'ya giden Yüzbaşı Ahmet Kemal Yılmaz'ı arayarak, Semih Terzi'nin hain olduğunu ilettiğini öğrendim.
Saat 02.30 sıralarında Fırat Çelik beni aradı ve Diyarbakır'dan Semih Terzi ile birlikte gelen tim komutanı Ahmet Kemal Yılmaz yüzbaşı ile onun emrindeki bir grup astsubayın Etimesgut'ta Özel Hava Alayında kaldığını, Ahmet Kemal Yılmaz'ın bizden emir beklediğini söyledi. Hatırladığım kadarıyla saat 02.54 gibi bu kez Ahmet Kemal yüzbaşı bizi doğrudan aradı. Olayı anlattı. Ben de kendisine Semih Terzi'nin, Ümit Bak'ın, Mehmet Ali Çelik'in darbeci olduğunu söyledim. Bunun üzerine Semih Terzi ile birlikte Özel Kuvvetler Komutanlığına helikopterle giden tim içerisinde çok güvendiği personellerin olduğundan bahsetti. Ben de biraz önce ismini zikrettiğim kişilerin etkisiz hale getirilmesi emrini verdim. Hatırladığım kadarıyla 02.54'teki konuşmamızdan sonra Ahmet Kemal yüzbaşı ile beş kez daha telefonla konuştum. Ahmet Kemal yüzbaşının da bu konuşmamızdan sonra o an için ÖKK'ya gitmiş olan güvendiği personelle telefon irtibatı kurduğunu öğrendim."
Aksakallı, olayın sonrasında Diyarbakır'dan 12. Özel Kuvvet Taburunun Ankara'ya getirildiğini öğrendiğini, bunlar gelirken seçilen 1 ve 3 nolu timlerin, teknik imkanları ve kabiliyetlerine göre seçildiğini anladığını dile getirerek, "Zira 1. tim keskin nişancı ağırlıklı, 3. tim teknik imkanlar yönünden güçlüydü. 1. ve 3. timlerin seçilmesi nedeniyle bu tim personelinin seçilmesi emir-komuta zinciri içerisinde gerçekleştirilmiştir." dedi.
"Yönelttiğimiz emirleri yerine getirdiler..."
ÖKK'da kalkışmaya fiilen iştirak edenlerin Özel Kuvvetlerin mevcuduna oranının yüzde 5,4 olduğuna işaret eden Aksakallı, "ÖKK'ya Semih Terzi ile birlikte gelen ve o an için Mihrali üsteğmenin komutasında bulunan tim personeli, bizim Ahmet Kemal yüzbaşı vasıtasıyla kendisine yönelttiğimiz emirleri yerine getirdiler. Bu kapsamda Albay Ümit Bak, Yarbay Mehmet Ali Çelik gözaltına alınıp, etkisiz hale getirildi. Hatta Ümit Bak'ın gözaltına alınması sırasında darbeci olduğundan tereddüt etmediğimiz Nedim Şahin bu tim tarafından, gözaltına alınma işlemine karşı geldiği için öldürüldü." beyanında bulundu.
Aksakallı, "talimatıyla birliğe sızan albaylar Ömer Faruk Bozdemir, Fırat Çelik, Yılmaz Sayar ve Oğuz Tozak'ın sabaha doğru nizamiyedeki darbeci güçlerin gözaltına alınma hadiselerini bizzat yaşadıklarını" ifade ederek, bu kişilerin tanık olarak dinlenmelerinin, olayın aydınlığa kavuşmasına katkı sağlayacağını kaydetti.
"Halisdemir cansız yatıyordu, üzerinde bir örtü vardı"
Aksakallı, gece boyunca farklı askeri birimlerle irtibatı olduğunu, Genelkurmay Karargahındaki darbeci olmayan subaylara darbeci olanları silahlarından arındırıp, gözaltına almaları talimatı verdiğini anlattı. Birçok birimle bu şekilde konuştuğunu belirten Aksakallı, sabah saat 10.00'a doğru ÖKK'ya gittiğini, burada nizamiyede gözaltına alınan darbecileri gördüğünü belirterek, şöyle devam etti:
"Gittiğimizde, nizamiyede gözaltına alınmış darbeci askerleri gördüm. Gözaltına alan askerlere teşekkür ettim. Karargaha gittim. Karargahın girişindeki beton zemin üzerinde şehidimiz Ömer Halisdemir cansız yatıyordu. Üzerinde bir örtü vardı. Örtüyü kaldırdım ve alnından öptüm. Karargahın önünde darbeye karşı gelen rütbeli arkadaşlarım toplu olarak bulunuyordu. Onlara bir teşekkür konuşması yaptım. Bireysel olarak orada bulunan hiç kimseye teşekkür etmedim. Topluca bir teşekkür konuşması yaptım. Daha sonra karargahın içine girdim. Gözaltına alınan darbeci olduğu düşünülen askeri personeli gördüm. Olay hakkında gördüğüm ve bildiklerim bundan ibarettir. Daha önce savcılık aşamasında detaylı ifade vermiştim. Oradaki ifadelerimi de tekrar ediyorum."
Aksakallı, "15 Temmuz 2016'dan sonra 10-15 gün kadar birlikte tam teçhizatlı olarak görev yapıp yapmadıkları, bu görevlendirmenin neye göre yapıldığı" yönündeki soru üzerine, olayın hemen sonrasında kurulması talimatını verdiği idari tahkikat heyetlerinin göreve başladığını, kamera kayıtlarının incelendiğini, bunun ciddi zaman aldığını anlattı. Bu süreçte suça karıştığı düşünülen birçok personelin ya da durumu şüpheli olanların adli makamlara teslim edildiğini anlatan Aksakallı, sanıkların darbe teşebbüsü sonrasında nerede, nasıl görev yaptığını bilemediğini bildirdi.
"Kimseye bireysel olarak teşekkür etmedim"
Zekai Aksakallı, "16 Temmuz 2016 sabahında, ÖKK'ya geldiğinde bireysel olarak orada bulunan sanıklara ya da sanıklardan birine teşekkür edip etmediği"ne yönelik soruyu yanıtlarken, "Hiç kimseye bireysel olarak teşekkür etmedim. Ancak karargahın önünde toplanan, darbeye karşı koyan personelime topluca teşekkür konuşması yaptım." dedi.
"Diyarbakır'dan Ankara'ya Semih Terzi komutasında gelen, Ankara Özel Hava Alayından helikopterle ÖKK'ya giden tim personelinin ÖKK'nın harekat ve yöntemlerine aykırı bir davranışı olduğu söylenebilir mi?" sorusu üzerine Aksakallı, şunları söyledi:
"Özel Kuvvetler Komutanı olarak benim yazılı ya da acil durumlarda bizzat şifahi emrim olmadan bir birliğin bir başka bölgeye nakli mümkün değildir. Yine benim talimatım olmadan birliğimdeki hiç kimse operasyon yapamaz. Olay tarihinde yapılacağı söylenen operasyon sıra dışı bir durumdur. Bu nedenle sorgulanması gerekir. Ancak bu sorgulamayı yapacak kişiler tim personeli değildir. Her şeyden önce tabur komutanı bu sorgulamayı yapabilecek kişidir. Ancak tim personeli yapılan faaliyeti algılayamayabilir."
Aksakallı, "15 Temmuz 2016'da bitmesi gereken ÖKK'ya ilişkin kursun bir gün önce bitirilmesinin nedeni"nin sorulması üzerine, kurs kapanışlarının genelde cuma günü olarak planlandığını, kurs bitişinin 42 haftalık kursun planlandığı tarihten itibaren belli olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Kurs kapanış törenine teşrifleri için Genelkurmay İkinci Başkanına konuyu arz ettiğimde, Genelkurmay Başkanımızı kastederek, 'Onu da davet edelim, katılabilir' dedi. Ardından Genelkurmay Başkanımızın 15 Temmuz 2016'da programının müsait olmadığını söyledi. Ben de bunun üzerine 14 Temmuz Perşembe ya da 18 Temmuz Pazartesiyi teklif ettim. Genelkurmay İkinci Başkanımız da bu durumu Genelkurmay Başkanımıza aktardı. Genelkurmay Başkanımızın emrini alarak, kurs kapanış töreninin 14 Temmuz 2016 Perşembe yapılmasına karar verildi."
Aksakallı, ÖKK'da nöbetçi personelin planlanmasına yönelik soru üzerine, nizamiyede nöbet tutan erbaşlara ilişkin standart aylık planlama yapıldığını, nöbet hizmeti verecek personelin önceden belirlendiğini ancak olağanüstü durumlarda değişiklik yapıldığını aktardı.
"Uygulansaydı darbe girişimi baştan açığa çıkardı"
"Darbe ile ilgili olay öğrenildikten sonra ÖKK'da ne gibi tedbirler alınabileceği"ne ilişkin soru üzerine, "TSK'da kriz ve olağanüstü durumlarda ilkhaber alınır alınmaz 'personel kışlayı terk etmesin' emri verilir. Birlik komutanları kışlalarında mesaiye devam edilir. Her zaman uygulanan bu temel ve basit kural 15 Temmuz 2016'da ilk haber alındığı zaman uygulanmamıştır. Uygulansaydı darbe girişimi baştan açığa çıkardı." beyanını verdi.
Haberin Devamı