Büyük bir tartışmaya neden olan alkol yasasını Radikal'den Koray Çalışkan yazdığı yazı ile köşesine taşıdı. Alkol yasası çıkmadan önce içki içenlerin vergilerle cezanlandırıldığını belirten Çalışkan, içkiye bu süre içinde vergi zammı olarak yüzde 655 zam yapıldığını belirtti.
İşte o yazı...
Öncelikle vergilerle oynayıp içki içenleri cezalandırıyorlar. Son 10 yılda TAPDK verilerine göre rakıya ödenen vergi yüzde 655 arttı.
Yeni bir torbayla karşı karşıyayız. AK Parti tribündeki holiganla üniversitedeki genci aynı torbaya koyup ikisini de kontrol için bir özel polis kurmaya hazırlanıyor. Torba mantık, torba yasa her yerde kendini gösteriyor.
İçki yasaklarını getiren torba yasa bunun en tipik örneği. Hafızların bütçesiyle alkolün oranı aynı yerde. Ortak ruhu ve mantığı olmayan bir yasama tarzı. Kanuni bohçacılığın arz-ı endamı.
AK Parti, İçki Yasakları Kanunu’nun içki yasağı getirmediğini söylüyor. Elbette “İçki ülkemizde yasaklanmıştır” demiyorlar. Gerçek gündemlerini açıp göstereceklerine, arkadan dolaşıyorlar.
Öncelikle vergilerle oynayıp içki içenleri cezalandırıyorlar. Son 10 yılda TAPDK verilerine göre rakıya ödenen vergi %655 arttı. 2004’te 70’lik rakı 13 dolarken 2012’de 30 dolara çıktı. Sonuç olarak tüketim düştü ve bu düşüş hızlanacak. 2012’de bir önceki seneye nazaran şarap, votka, likör ve viski tüketimi ortalama %4 azaldı.
Bunun adı yasak
Bu yetmiyormuş gibi Yasaklar Yasası 5 adımda içki içenlere savaş açtı. Kısaca bakalım:
1 ] Gençleri koruyacağız diyorlar ancak içki tüketimi gençler arasında artmıyor, azalıyor. Şu anda Avrupa’da içkinin en pahalı olduğu ülkeyiz. Türkiye’de asgari ücretle 14 şişe rakı alınamıyor. Fransa’daki asgari ücretle ise 62 şişe rakı alabilirsiniz. Yani “Orada da vergi yüksek” lafı isabetsiz. Orada yüksek, çünkü alım gücü var.
2 ] 18 yaşından küçüklerin içki alması zaten yasak. Yeni yasa tamamen yetişkinlerin içki tüketimini kısmak için tasarlanmış. Bırakın reklamı, tanıtım yapmak dahi yasak. Sanki reklam ya da tanıtım yüzünden insanlar daha çok içiyor. Hayır, reklam ve tanıtım sayesinde insanlar içmek istediğini seçiyor.
3 ] Kapıdan kapıya 100 metre kuralı da yetişkinlerin hayatına müdahale etmek için planlanmış. Bir bar açtınız Taksim’de, Alsancak’ta, Çankaya’da. 100 metre ilerde dershane, kurs, cami vs. olamaz. Ama sonra açılırsa? Ruhsatınız iptal çünkü her sene yenilenmesi lazım. Ruhsat nasıl yeniliyorsunuz? Belediyeden izin. Sonra da polisten izin! Yani 6 ay dolaş dur. Zaten ruhsat en fazla 1 yıl.
Biri de der ki “Git Turizm Bakanlığı’ndan izin al.” Küçük bir rock barın bakanlıktan izin alması imkânsızdır. Bu düzenlemeyle Türkiye’de irili ufaklı barların ve içkili restoranların büyük kısmı kapanır. İçki, zenginlerin alabildiği, 5 yıldızlı otellerde tüketilebilen bir şeye dönüşür.
4 ] Tanıtımın engellenmesi ise içki üreticileri için korkunç bir haber. İçki bir kültürdür. İyi bir şarap kendini göstermeden piyasayla buluşamaz. Tanıtımın ve reklamın engellenmesi içki tüketicilerinin bilgilenmesini engellediği gibi İslamcı ya da muhafazakâr olmayan gazetelerin gelirini de azaltmayı hedeflemekte. Bu yasa sanata büyük destek olan sponsorlardan büyükçe bir bölümünün kültüre desteğini yok etmektedir. İçki yasakları muhafazakâr devrimin en güçlü ayak sesidir.
5 ] Turizm ülkesinde içki tanıtımının yasaklanması, içki kültürüne saldırılması başka iktisadi zararlarının yanında servis ekonomisini de vurmaktadır. Dünyada hiç kimse gurme bir lokantada ayran, limonata içmez, Suudi Arabistan ve İran hariç...
Özetleyecek olursak, AK Parti içkiyi yasaklamıyormuş gibi yapıp içki içenlere ve içki kültürüne bir savaş açmıştır. Gün ve gün yasakçı bir partiye dönüşmesi, kimseyi dinlememesi, oy aldığı halkına ve tercihlerine saygı göstermemesi önce kendi küpüne zarardır. Varsın versin.
Haberin Devamı