Yıkımın ortasında sapasağlam ayakta! 'Mucizeyle ilgisi yok'
Kahramanmaraş'ta “yıkımın göbeği” denilen Hayrullah Mahallesi’nde hiç hasar almadan duran iki bina var. Biri mimar, diğeri inşaat mühendisleri odası binaları. Şube başkanları bunun nedenlerini anlatırken “Mucizeyle ilgisi yok” diyor.
Sosyal medya Kahramanmaraş’taki yıkımın tam ortasında dron’la çekilmiş bir binanın fotoğrafıyla çalkalanıyor. Etrafı harabe haldeyken bu yapının nasıl hiç hasar almadan ayakta kalabildiği merak ediliyor.
O binayı bulduk. Hatta bu binalardan bir değil, 200 metre arayla iki tane var.
Biri TMMOB Kahramanmaraş Mimarlar Odası Şubesi’nin, diğeri İnşaat Mühendisleri Odası Şubesi’nin merkezi. Yani mimar ve inşaat mühendisleri tarafından kuralına uygun şekilde projelendirilmiş inşaatlar. Merkezlerin bulunduğu yer “yıkımın göbeği” olarak adlandırılan Hayrullah Mahallesi. Binalara otomobille ulaşmak imkânsız. Yıkıntıları aşarak varabiliyorsunuz. Her tarafta iş makineleri çalışıyor, tozdan göz gözü görmüyor. Her yanda enkazlardan çıkarılıp nakil torbalarına konmuş cenazelerinin başında ağlaşan aileler var. Cenaze araçlarının buraya ulaşabilmesini bekliyorlar. Mimarlar Odası Şube Başkanı Yunus Emre Kaçamaz’la şubede buluşuyoruz.
TEK ÇATLAK YOK
Hürriyet'in haberine göre; binanın dışında olmadığı gibi içinde de en ufak bir çatlak göze çarpmıyor. Görüşmeye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun koordinasyon toplantısından yetişmiş ve şehirdeki en güncel verileri paylaşıyor: “Dün sabah itibarıyla toplam can kaybı 9 bin 454. 2 bin kişi kadar da enkaz altında olduğu tahmin ediliyor. Bu sayılar müftülük kayıtları, köylerde ahalinin kendi defnettiklerini içermiyor. Yaralı kurtarılan sayısı 9 bin 379. Yıkılan bina 5 bin 101. 400 ekip aciliyetli yıkılması gereken binalar için hasar tespit çalışması yapıyor.
Önceden binanın molozu başka bir yere taşınıyor, içinde malzeme, değerli eşya araması o alanda yapılıyordu. Bu depremde öncekilerden farklı olarak önce mülk sahiplerine arama izni verilecek, hafriyat sonra taşınacak.”
DOĞRU DEMİR, İŞÇİLİK
Depremde kendisi de kardeşinin nişanlısını kaybetmiş olan Kaçamaz’a böyle bir manzaranın neden ortaya çıktığını ve bu iki binanın nasıl hiç hasar almadan kalabildiğini soruyorum: “Bu tablo 1999 öncesi yönetmeliklerdeki ‘güçlü kiriş-zayıf kolon’ mantığının bir ürünü. Yani kat araları kalın ve ağır, onları taşıyan kolonlarsa zayıf. Sarsıntıda ağır kirişler kolonları ezerek birbirinin üzerine biniyor. Yıkılan binaların geneli bunlar. 2012’den sonra yapı denetim sistemi geldi, 2020’de havuz sistemi oluşturuldu. Şu anda tamamen doğru denetleme var. İçinde oturduğumuz bu bina da, komşumuz İnşaat Mühendisleri Odası’nın binası da işte bu doğrultuda doğru demir, doğru zemin entegrasyonu ve doğru işçilikle inşa edildiği için ayakta.
MALZEMEDEN ÇALINCA EN FAZLA YÜZDE 5 KÂR
Diğer binanın sahibi Kahramanmaraş İnşaat Mühendisleri Odası’nın başkanı Buğra Dalkıran yapıların ayakta kalmasının söylendiği gibi mucizeyle falan ilgisi olmadığını belirtiyor: “Bir bina şartnameye uygun yapılırsa sağlam kalması mucize değil. Etrafımızda yıkılan yapıların çoğu 90’lı yıllarda inşa edilmiş ve beton kalitesi de düşük.”Dalkıran’a tutuklanan, kaçak müteahitleri hatırlatıp bir binadan malzeme çalarak ne kadar kâr edilebileceğini soruyorum. “Bir binanın kaba inşaat maliyeti toplam maliyetin yüzde 35-40’ı kadardır. Bundan da çalsanız çalsanız en fazla yüzde 3-5 arası kâr edebilirsiniz. Yani çok ama çok küçük hesaplar bunlar...”