Gazete Vatan Logo

YEŞİL'in komutanı intihar etti!

JİTEM’in liderlerinden olduğu iddiasıyla yargılanan emekli albay Abdulkerim Kırca intihar etti.

3 faili meçhul cinayeti işlediği ve JİTEM’in liderlerinden olduğu iddiasıyla yargılanan emekli albay Abdulkerim Kırca, dün sabah Ankara’daki evinde ölü bulundu. İlk olarak kalp krizi geçirdiği sanılan binbaşının, daha sonra başına tek kurşun sıkarak intihar ettiği anlaşıldı. Kırca, Yeşil ile birlikte 3 kez ağırlaştırılmış müebbetle yargılanıyordu

Bir dönem Diyarbakır’da binbaşı rütbesiyle Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı yapan emekli Kurmay Albay Abdulkerim Kırca, dün sabah Ankara Güvercinlik Jandarma Lojmanları’ndaki evinde ölü bulundu. Antalya’da PKK’ya karşı yapılan bir operasyonda omuriliğine gelen kurşun nedeniyle tekerlekli sandalyeye mahkum olan Kırca’nın cenazesi üzerinde yapılan ilk inceleme sonucunda jandarma yetkilileri, “normal ölüm” olarak kayıt düştü. Konuyu inceleyen Askeri Savcılık otopsi emri verdi. Ancak ilk başta kalp krizi sonucu öldüğü sanılan Kırca’nın, daha sonra intihar ettiği anlaşıldı.

Bitişik atışla ateşledi

Açıklanan ilk raporda, evde yalnız yaşayan emekli albayın kafasına bitişik atışla ateşlenmiş (kafasına namluyu dayayarak) tek kurşun sıktığı belirlendi. Kırca’nın son dönemde hakkında çıkan haberlerden etkilenip intihar ettiği tahmin ediliyor. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından devlet şeref madalyası ile ödüllendirilen ve genelkurmay üst düzey yetkililerinin katıldığı Çankaya’daki törene tekerlekli sandalyesiyle katılan Abdülkerim Kırca, son dönemlerde PKK itirafçısı Abdülkadir Aygan tarafından gündeme getirilmişti.

Haberler çok üzdü

Örgütten ayrıldıktan sonra, Kırca’nın görev yaptığı dönemde jandarmada maaşlı olarak çalıştırılan ve bazı operasyonlara da PKK’lıların yerlerini bilmesi nedeniyle götürülen Aygan, “İtirafçı bir JİTEM’ci anlattı” isimli kitabında JİTEM’in infazlarıyla ilgili iddialar ortaya atmıştı. Ergenekon operasyonu kapsamında yeniden gündeme gelen ve gazeteleri arayıp açıklamalar yapan Aygan, Kırca’nın üç kişiyi kafasına sıkarak infaz ettiğini öne sürüyor, özellikle Emniyet Müdürü şehit Gaffar Okkan suikastıyla Kırca’yı ilişkilendirilmek istiyordu. İddialara göre bu haberler emekli albayı çok üzdü. Bunu da devre arkadaşlarıyla paylaştı. Dün sabah da hakkında yazılanları okuduktan sonra da beylik tabancasıyla intihar etti.

’Çetenin yöneticisi’

Kırca, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’la birlikte, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca JİTEM’in işlediği 8 faili meçhul cinayetle ilgili açılan davada üç kişiyi öldürmekle suçlanıyordu. Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı Mithat Özcan tarafından hazırlanan 29 Mart 2005 tarihli iddianame, sanıkların 20 Ocak 1992 ile 21 aralık 1994 tarihleri arasında işledikleri suçlara ilişkin olarak “Sanıklar suç tarihi itibariyle JİTEM adı altında oluşmuş sözde devlet adına ancak yasadışı yollarla birçok adam öldürme, adam kaldırma ve terör örgütü PKK yandaşı olarak inandıkları veya sandıkları kişiler aleyhine ve kendi çıkarlarına gasp eylemi yaptıkları, sanık emekli kurmay Albay Abdulkerim Kırca’nın eylemlere ilişkin talimatları vermek suretiyle bu çetenin yöneticisi konumundu bulunduğu anlaşılmıştır” deniliyordu.

’Boğarak öldürdüler’

İddianamede, Abdulkerim Kırca ile birlikte PKK itirafçıları Abdülkadir Aygan, Kemal Emlük ve Yüksel Uğur’un PKK’ya finans yardımı yaptığına inandıkları Abdulkadir Çelikbilek’i JİTEM merkezine götürerek işkence yaptıkları ve elleri arkadan pardösü kemeriyle bağlı olduğu halde boğarak öldürdükleri iddia ediliyordu. Savcı Özcan, Kırca, Yeşil, Fethi Çetin ve uzman çavuş Yüksel Uğurlu hakkında “silahlı çete kurmak, işkence yapmak ve 3 kez adam öldürmek”, sanık Abdulkadir Aygan hakkında 6 adam öldürme, itirafçılar Muhsin Gül ve Saniye Emlük hakkında ise bir adam öldürme suçundan yargılama yapılmasını istedi.

Susurluk raporunda

Kırca’nın ismi, Susurluk kazasından sonra Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş tarafından hazırlanan Susurluk Raporu’nda da geçmişti. Susurluk Raporu’nda, itirafçı Muhsin Gül’ün 1994’de Diyarbakır Cinayet Büro Amirliği’nde verdiği şu ifadeye yer verilmişti: “Faili meçhul cinayetler ve adam kaçırmaların planlayıcısı ve yürürlüğe koyucuları Jandarma İstihbarat’ta Kerim Binbaşı olarak tanınan Abdülkerim Kırca, Ahmet Demir ve Alaattin Kanat’tır. Her infaz sonrasında Kerim Binbaşı, Yeşil ve Kanat tarafından bize 10 milyon TL harçlık veriliyordu.”

’JİTEM vurdurdu’

Diyarbakır’da önemli operasyonlarda görev alan emekli albay Kırca, PKK’lıların Antalya’ya yerleşme çabaları sırasında grubun etkisiz hale getirilmesi için özel olarak bölgede görevlendirildiği sırada vurulmuştu. Antalya dağlarında eylem için hazırlanan PKK grubunu kıstıran Kırca, girişilen çatışmada 12 PKK’lıyı etkisiz hale getirdi. Kendisi de bu çatışmada yaralandı. Tüm çabalara rağmen tekerlekli sandalyede yaşamaktan kurtulamayan Kırca, emekli olmasına rağmen, geçmişteki hizmetleri de dikkate alınarak Ankara Güvercinlik’teki Jandarma lojmanlarında kalıyordu. Kırca’nın vurulması hakkında, itirafçı Aygan şok bir iddiayı daha gündeme getirmişti. Aygan “O dönem PKK’lı Sait Çürükkaya’nın eski ekibinden kaçtıktan sonra JİTEM’de çalışmaya başlayan Serpil T. üniversitede hemşirelik okuyordu. Kırca’nın Serpil ile ilişkisi vardı ve çok açık yaşıyordu. JİTEM bu durumdan çok rahatsızdı. Kırca, Ankara’ya tayin edildikten bir süre sonra Antalya’ya gönderildi. Toros dağlarındaki bir operasyonda yer alan Kırca burada vuruldu. Omuriliğinden vurulan Kırca adeta cezalandırıldı. Halen tekerlekli sandalyeye mahkum yaşıyor. Daha sonra Kırca’nın akrabaları ve JİTEM içinden bazı kişiler Kırca’nın JİTEM tarafından cezalandırıldığını söylediler.”

JİTEM’ciler gidiyor

JİTEM’in kurucusu olduğu iddia edilen emekli albay Arif Doğan ile Doğan’ın “Benden sonra JİTEM’in başına geçti” dediği emekli tuğgeneral Veli Küçük Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanmıştı. Bir başka JİTEM komutanı emekli binbaşı Cem Ersever ise faile meçhul bir cinayete kurban gitmişti.

Cenazesi bugün

Emekli Kurmay Albay Abdülkerim Kırca’nın intiharı, doğum yeri Sivas’ın Suşehri ilçesindeki yakınlarını üzüntüye boğdu. En son babasının ölümü üzerine 5 yıl önce Suşehri’ne geldiği öğrenilen emekli Albay Abdülkerim Kırca’nın yakınları, intihar haberini aldıktan sonra hemen Ankara’ya hareket etti. Abdülkerim Kırca için bugün Ankara Kocatepe Camii’nde tören düzenlenecek. Kırca’nın cenazesi Kocatepe Camii’nde öğle namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

İŞTE PKK İTİRAFÇISININ ŞOK İDDİALARI:

‘Binbaşı Kırca 3 kişiyi diz çöktürüp kafalarına sıktı’

KIrca ile aynı davada yargılanan PKK itirafçısı, JİTEM’de de maaşlı olarak çalıştırıldığı iddia edilen Abdulkadir Aygan’ın itirafları Gazeteci Timur Şahan ve Uğur Balık tarafından “İtirafçı Bir JİTEM’ci Anlattı” isimli kitapta yayınlandı. Aygan itiraflarında aralarında Vedat Aydın ve Musa Anter’in de olduğu 28 faili meçhul cinayete ilişkin ayrıntılı bilgiler veriyor. Aygan’ın itirafları doğrultusunda bulunan iskelet üzerinde yapılan DNA testi ile iskeletin sahibinin Aygan’ın itiraflarında “yakılarak öldürdüklerini” belirttiği Murat Aslan’a ait olduğu Adli Tıp raporu ile ortaya çıkmıştı. Aygan son günlerde de Ergenekon kapsamında iddialarını yeniden gündeme getirip basına açıklamalarda bulunmuştu. İşte Kırca’nın intihar ettiği gün Star gazetesinde çıkan iddiaları:

3 KİŞİYİ İNFAZ ETTİ: “JİTEM Diyarbakır Grup Komutanı Binbaşı Abdulkerim Kırca’nın üç kişiyi infaz ettiğini gözlerimle gördüm. Bu kişiler Sağlık- Sen Diyarbakır Şubesi’nden Necati Aydın, Mehmet Ay ve Ramazan Keskin’di. Bu kişiler mahkemece serbest bıraktığı için Kırca infaz etti. Sonra Silvan yolunda Kağıtlı Karakolu’nu geçince gündüz gözüyle bunlar diz üstü çöktürüldü. Kırca, yakın mesafeden kafalarına sıktı. Daha sonra bunları toprağa gömdük.”

‘Devlet Övünç MadalyasI’ Almıştı

Emekli Kurmay Albay Abdülkerim Kırca’ya “PKK ile mücadelesi” nedeniyle Cumhurbaşkanı Sezer tarafından verilen “Devlet Övünç Madalyası” 22 Aralık 2004’de Çankaya Köşkü’ndeki törende takıldı.

Kimlere veriliyor?

Madalya ve Nişanlar Kanunu’na göre “Devlet Övünç Madalyası; ilgili bakanın (İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu) teklifi, Bakanlar Kurulunun onayı ve Cumhurbaşkanının tevcihi ile, feragat ve fedakarlık, başarı ve yararlılık dolu çalışmalarıyla Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti adına haklı gurur kaynağı teşkil ederek malul olanlara ve şehit olan kişilerin mirasçılarına” veriliyor.



KENDİNİ BÖYLE SAVUNMUŞTU:‘Devletten 3 ayrı madalya aldım, PKK’nın hedefiyim’


KIrca, hakkında açılan dava kapsamında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na 18 Ekim 2006 tarihinde yazılı ifade verdi. VATAN’ın ele geçirdiği yazılı ifadede Kırca, hakkındaki iddiaları PKK’nın kontrolünde olduğunu iddia ettiği yayın organlarının gündeme getirdiğini savunuyor. Kırca, faili meçhul cinayetleri “PKK tarafından maddi destekte bulunmayı reddeden örgüt yandaşlarının öldürülmesi” olduğunu savundu. İşte Kırca’nın 2 sayfalık savunmasından satır başları:

AYGAN’IN AİLESİ PKK’NIN ELİNDE: Murat Aslan’ın öldürülmesi olayını, PKK ile irtibatını ve örgüt başı Apo ile devamlı görüştüğünü ve akrabası olduğunu söyleyen Abdulkadir Aygan ve PKK militanlarının yaptıklarını zannediyorum. Bunu da TSK mensuplarına karşı kasıtlı iftira kampanyası olarak PKK’nın baskısıyla söylediğini, eşinin ve çocuklarının PKK’nın elinde ve ölüm tehdidi altında olduklarını söyledikleri için bu tür açıklamalarda bulunduğunu, yapılan röportajlarda Abdulkadir Aygan anlatmaktadır.

HEDEFTEYİM: Bugüne kadar teröristlerle mücadelede büyük başarı göstererek girdiğim bir çatışmada yaralanarak tekerlekli sandalyeye mahkum oldum. Devlet Övünç ve Üstün Cesaret ve Feragat madalyaları ile ödüllendirildim. Bu nedenle örgütün en büyük hedeflerinden birisi durumundayım. Ancak bu durumum dahi ülkenin vatanın bölünmez bütünlüğüne karşı mücadele azmi ve irademi engellemedi. Benim gibi büyük kahramanlıklar gösteren güvenlik kuvvetleri mensupları bu ve buna benzer iddialarla yargılatılmak istenmektedir.

ŞEMDİNLİ VE BÜYÜKANIT örneği: Şemdinli iddianamesinde görüldüğü gibi dönemin KKK Orgeneral sayın Yaşar Büyükanıt dahi suçlanmış, diğer güvenlik güçleri mensuplarına da hepinizi yargılatırız diyerek mücadele azimleri yok edilmeye çalışılmıştır.

Haberin Devamı