'Yeşil' aklandı!
Susurluk Raporunda 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ın işlediği öne sürülen cinayetin üzerindeki sır perdesi aralandı YENİ
BAŞBAKANLIK Teftiş Kurulu eski Başkanı Kutlu Savaş’ın Susurluk raporunda, ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım ve PKK itirafçıları tarafından Diyarbakır’da kaçırıldığı iddia edilen ve cesedi köprü altında bulunan Bayram Kanat’ı, Hizbullah’ın infaz ettiği açığa çıktı. 14 yıla mahpkum olan tetikçi Nurettin Sezik ile ilgili 30 sayfalık gerekçeli kararda, Sezik’in Bayram Kanat’ı kendilerine polis süsü verip karaçarşafla kaçırdıkları, suçunu itiraf etmesi nedeniyle de cezasında indirim yapıldığı belirtildi.
Diyarbakır’da 13 yıl önce beyaz renkli bir otomobil ile silahlı ve telsizli kişilerce evinden alındıktan sonra, Dicle nehri üzerindeki 10 Gözlü Köprü altında cesedi bulunan Bayram Kanat’ın terör örgütü Hizbullah tarafından kaçırılıp infaz edildiği ortaya çıktı. Susurluk raporunda ise, itirafçı Muhsin Gül’ün Diyarbakır Cinayet Büro Amirliği’ne verdiği ifadesinde, Mahmut Yıldırım’ın talimatıyla JİTEM’de görevli Ali ve Kemal kod adlı kişiler ile kendisinin Bayram Kanat’ı kaçırdığı bilgisi yer aldı.
HİZBULLAHÇILAR KAÇIRIP ÖLDÜRMÜŞ
Diyarbakır’da terör örgütü Hizbullah adına 3 kişinin öldürülmesi, 1 kişinin yaralanması eylemlerine katıldığı gerekçesiyle 7 yıldır tutuklu bulunan ve 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nce 14 yıl hapis cezasına çarptırılan Nurettin Sezik’in, Bayram Kanat’ı bizzat kaçıran kişi olduğu ortaya çıktı. Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesi Işıklar Köyü İlköğretim okulunda öğretmenlik yaparken yakalanan Sezik ile ilgili hazırlanan gerekçeli kararda, Bayram Kanat’ın, PKK’lı olduğu gerekçesiyle Nurettin Sezik, Ramazan Elmas, Mustafa İpek, Seyfettin Kınay ve Sabahattin Alkan adlı tetikçiler tarafından, kendilerine sivil polis görüntüsü vererek, sahte plakalı otomobil, 1 MP-5 otomatik tabanca, kelepçe, telsiz ve tabancayla evinden kara çarşaf giydirilip, ağzına pamuk tıkanarak kaçırıldığı belirtildi.
İTİRAF ETTİ CEZASI İNDİRİLDİ
Kararda, Nurettin Sezik’in eyleme katıldığını inkar ettiği, ancak Topluma Kazandırma Yasası’nın yürürlüğe girmesi üzerine cezasında indirim yapılacağı düşüncesiyle Kanat’ı kaçırıp sorgulayarak öldürüp, cesedini 10 Gözlü Köprü altına attıklarını itiraf etmesi nedeniyle bu eyleme katıldığı konusunda mahkemede tam bir kanaatın hasıl olduğuna yer verildi. Kararda, sanığın bu faaliyetlerinden sonra öğretmenlik yapmaya başlayıp örgüt ile ilişkisini kestiği, yakalandıktan sonra verdiği bilgilerle Hizbullahçının yakalanmasını sağladığı, örgütü çökertebilecek bilgi ve belge verdiği, bu bilgilerden yola çıkılarak yapılan operasyonların başarılı geçmesi nedeniyle cezasında indirim yapılarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis yerine 14 yıl hapis cezasına çarptırıldığı ifade edildi.
HİZBULLAH SUÇUNDAN SERBEST KALMIŞ
Bu arada Dicle Üniversitesi’nde öğrenci iken silahlı yaralamadan 28 Kasım 1992’de gözaltına alınan Nurettin Sezik’in, polise verdiği ifadesinde Hizbullahçı olduğunu söylemesine rağmen, savcılığa bile çıkarılmadan serbest bırakıldığı ortaya çıktı. Sezik’in adı geçen tarihte polise verdiği ifadesi şöyle:
“Halk dilinde Hizbullaçı denilen gruplara sempatim var. Dini konularda ders aldım. Güneydoğu’da Kürt devleti kurmak isteyen PKK’ya karşıyım. Türkiye’yi bölmemeleri için elimden geleni yapacağım. Örgüt sempatizanı öğrenciler dersleri boykot etme kararı alıp bildiri dağıtınca, bizim dinciler de engel olmak isterken olay çıktı. Ben olaya katılmadım, ama haberim olsaydı dincilerle hareket ederdim. PKK Türkiye’yi parçalamak istiyor. Bizim de Türk vatandaşı olarak buna karşı çıkmamız gerekir. Benim gibi dinci, Allahını, devletini sevenlerin, PKK gibi örgütlerin karşısında durup güvenlik güçlerine yardımcı olması lazım. PKK katliam yaparak güvenlik güçlerini öldürüyor. Bu tür katliamlara dur demek için bizim de Hizbullahçı gruplar olarak devlete yardımcı olup olayların üstesinden gelmemiz gerekiyor.''