Yedi yıl sonra yeni soruşturma
Beyoğlu Polis Merkezi'nde öldürülen Nijeryalı Festus Okey'i gözaltına alan, karakol kameralarının bozulmasına yol açan, kanlı gömleğini kaybeden beş polis ve diğer kamu görevlileri hakkında, cinayetten yedi yıl sonra 'kasten öldürme' suçlamasıyla soruşturma başlatıldı.
Beyoğlu Polis Merkezi’nde bir polis tarafından öldürülen Nijeryalı Festus Okey’i gözaltına alan, karakol kameralarının bozulmasına yol açan, Okey’in asli delil niteliğindeki kanlı gömleğini kaybeden beş polis ve diğer kamu görevlileri hakkında, cinayetten yedi yıl sonra Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 82. Maddesi gereğince kasten öldürme suçlamasıyla soruşturma başlatıldı. Okey’in kardeşi Tochukwu Gameliah Ogu adına savcılığa suç duyurusunda bulunan Avukat Alp Tekin Ocak, “Öldürmenin faili sadece tetiği çeken polis olmayıp kendisini göz altına alan, sorgusunu yapan diğer kolluk kuvvetleri ile Beyoğlu Polis Merkezi amiri de sorumludur” dedi.
Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre avukat Alp Tekin Ocak dün yaptığı suç duyurusunda; Okey’in ölümü hakkında bir polise dava açıldığı ve diğer görevlilerin dosyadan uzak tutulduğu belirtildi. Atış mesafesi ve yönünün belirlenmesi açısından en önemli delil olan Okey’in üzerindeki kanlı gömleğin kaybedilmesi, olay yerindeki kameraların bozuk ve çalışmıyor oluşunu dayanak gösteren Ocak, “Bunlar bizde daha en baştan bu olayın meydana gelişine dair bazı şeylerin karartıldığı şüphesini uyandırmaktadır. Olayın Türkiye ’nin en turistik yerlerinden biri olan Beyoğlu Polis Merkezi’nde gerçekleşmesi de ayrıca vahimdir” dedi.
Okey’in polis merkezine getirildikten 19 dakika sonra yaralı halde hastaneye götürülürken savcılığın üç saat sonra haberdar edildiğini kaydeden Ocak, “Bu husus olayda bir şeylerin gizlendiğine, geçen süre boyunca olayın faillerinin ört bas edilmeye çalışıldığına dair bir başka karinedir” dedi. Sanık Cengiz Yıldız’ın tetiği çekmiş olmasına rağmen elinde barut izi çıkmadığını anlatan Ocak, “Yıldız’ın elini temizlediğini, delillerin karatıldığını ve kurmaca hikayeler uydurulduğunu görüyoruz” dedi. Okey’in üst aramasının avukat görüşme odasında yapılmasının da usulsüzlüğüne işaret eden Ocak, “Okey’in beraber göz altına alındığı arkadaşı Mamia’nın nezarethaneye konulmuş olması karşısında Festus’un dört kat yukarıdaki avukat görüşme odasında üstünün aranması, belki bilinçli bir davranış, en hafifinden ihmaldir” dedi. Polislerden Mehmet Aldemir’in, “Olayı kamerada izledim” dediğini kaydeden Ocak, “Buna karşın kayıt olmaması olayın amir dahil polis merkezindeki diğer polisler tarafından örtbas edilmeye çalışıldığına bir başka karinedir” görüşünü savundu.
Düzmece operasyon mu? Okey’in ölümünden kısa bir süre sonra, 7 Eylül 2007’de, Mona Musa adlı bir Afrikalının evine yapılan baskında bir miktar uyuşturucu ve üzerinde Okey’in resimlerinin olduğu kimlik kartları ve pasaportların bulunduğunu belirten Ocak, arama işlemine katılan polislerden Kamutay Akçil’in aynı zamanda Okey’i gözaltına alanlardan biri olduğuna dikkat çekti. Mona Musa’nın sonradan alınan ifadesinde, kimliklerin eve polis tarafından bırakıldığı yönünde ifade verdiğini belirten Ocak, “Bunlar bize olayın vehametini örtmek, diğer polislerin yargılanmasının önüne geçmek için birtakım memurlar tarafından kurmaca olduğunu düşündürmektedir” dedi.
Ocak, savcılığın yürüteceği soruşturmada Türk Ceza Kanunu’nun 95. maddesi gereğince işkence sonucu ölüme sebebiyet vermek suçlamasının dikkate alınmasını, tutanaklara imza atan polis memuru Ömer Akçay, Erdoğan Tuna, Kamotay Akçil, Mehmet Aldemir, Osman Çağlar Kale ve diğer kamu görevlileri hakkında işlem yapılmasını, kayıp gömleğe ve kameralara ilişkin ayrı soruşturmanın açılmasını ve Mona Musa’nın evine yapılan baskının düzmece olup olmadığının araştırılmasını istedi. Ocak’ın suç duyurusu işleme kondu ve şüpheli polisler hakkında TCK’nın 82. maddesi gereğince ‘kasten öldürme’ iddiasıyla soruşturma başlatıldı.
Okey, 20 Ağustos 2007’de Beyoğlu Polis Merkezi’nde polis Cengiz Yıldız’ın silahından çıkan kurşunla ölmüştü. Yıldız hakkında ‘taksirle ölüme neden olmak’tan 3 ile 6 yıl arasında hapis cezası istendi. İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi, Yıldız’ı dört yıl iki ay hapse mahkum etti. Yargıtay 1. Ceza Dairesi kararı usulden bozdu. Daire, Okey’in kardeşi Tochukwu Gameliah Ogu’nun maktülle biyolojik bağı araştırılarak müdahillik talebinin kabulü konusunda bir karar verilmesi için dosyayı mahkemeye iade etti. Fakat mahkeme, kararında direnince dava, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gitti.