Valilikten skandal savunma
İstanbul Başsavcılığı'nın Hrant Dink cinayetini önceden bildikleri halde önlem almayan İstanbul Emniyeti görevlileri ile Dink'in kendisini İstanbul Valiliğine çağırarak iki MİT görevlisi ile birlikte tehdit ettiğini yazdığı dönemin Vali Yardımcısı Ergun Güngör hakkında soruşturma izni verilmesi talebi Valilik tarafından yine reddedildi. Kararda, valilikteki görüşmenin "gayet samimi ve nezaket kuralları çerçevesinde gerçekleştiğinin" ileri sürülmesi dikkat çekti.
İstanbul Başsavcılığı'nın Hrant Dink cinayetini önceden bildikleri halde önlem almayan İstanbul Emniyeti görevlileri ile Dink'in kendisini İstanbul Valiliğine çağırarak iki MİT görevlisi ile birlikte tehdit ettiğini yazdığı dönemin Vali Yardımcısı Ergun Güngör hakkında soruşturma izni verilmesi talebi Valilik tarafından yine reddedildi. Kararda, valilikteki görüşmenin "gayet samimi ve nezaket kuralları çerçevesinde gerçekleştiğinin" ileri sürülmesi dikkat çekti.
KAZANILMIŞ HAK!
4. Yargı Paketi ile AİHM'in etkin soruşturma yürütülmediğine karar verdiği soruşturmaların yeniden açılmasının öngörülmesi üzerine İstanbul Emniyet görevlilerinin soruşturulması için savcılığa başvurdu. İstanbul Başsavcılığı da Trabzon Emniyeti'nden cinayetin işleneceğine ilişkin resmi bilgi geldiği halde önlem almayan ve gerekli araştırmaları yapmadıkları iddia edilen dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler ile polisler Bülent Köksal, İbrahim Pala, İbrahim Şevki Eldivan, Volkan Altunbulak, Özcan Özkan, Bahadır Tekin hakkında soruşturma izni verilmesi için Valiliğe başvurdu. Valilik İl İdare Kurulu, 28 Kasım'da verdiği kararla soruşturma izni talebini reddetti. Kararda yargı paketi ile Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişikliğin "AİHM kararının kararının kesinleşmesinden itibaren 3 ay içinde talep edilmesi halinde kullanılabilecek bir hak olduğu" savunuldu. AİHM'in Dink davasında 2010'da karar verdiği, kanun değişikliğinin ise 30 Nisan 2013'de yürürlüğe girdiği, "geriye yürümezlik ve kazanılmış haklara saygı ilkeleri"ne göre soruşturma izni verilmesinin mümkün olmadığı ileri sürüldü. Kararda, polislerle ilgili cinayetten sonra da soruşturma izni talep edildiği ve bu talebin de reddedildiği belirtilerek şikayet dilekçesinde yeni bir bilgi ve belgenin de sunulmadığı belirtildi.
GAYET SAMİMİ BİR GÖRÜŞME
Valilik, dönemin Vali Yardımcısı Güngör hakkında istenen soruşturma izni talebini de reddetti. Kararda, Güngör'ün İl Koruma Kurulu Başkanlığı görevinin bulunmadığı belirtilerek "Hrant Dink’in korumaya alınmasına yönelik bir önerinin Güngör’e ulaştırılmadığı, Güngör’ün kendiliğinden Dink’i korumaya yönelik bir tedbir almasının ya da bu süreci başlatacak işlem tesis etmesinin mümkün gözükmediği" savunuldu. Kararda, Dink'in son yazısında "Tehdit edildiğini" açıkladığı İstanbul Valiliği'ndeki görüşmeye ilişkin olarak da "Görüşmenin gayet samimi ve nezaket kuralları içerisinde geçtiği" gerekçesiyle soruşturma izni vermedi. Valilik, son olarak 5 yıllık zamanaşımının geçmesini de kararına gerekçe gösterdi.
"CİNAYETE YOL AÇTILAR"
Dink ailesinin avukatı Hakan Bakırcıoğlu, AİHM kararında ve Devlet Denetleme Kurulu raporunda sorumlulukları açıkça belirtilen isimler hakkında soruşturma izni verilmemesinin "cinayette sorumluluğu olan kamu görevlileri hakkında dava açmama tutumunun bir devamı" olduğunu belirtti. 2004 yılı Şubat ayından itibaren Dink'in hedefe alındığı, Agos önünde eylemler yapıldığı, adliyede saldırılara maruz kaldığı, tehdit edildiğinin Valilik ve Emniyet görevlilerinin bilgisi dahilinde olduğuna dikkat çeken Bakırcıoğlu "Ayrıca Trabzon Emniyeti, 17 Şubat 2006'da Dink'in öldürüleceğini İstanbul Emniyetine bildirmiştir. Valilik ve Emniyet tarafından Dink'e yönelik koruma tedbirlerinin alınmadığı ve cinayete yol açıldığı açıktır. Hukuka aykırı kararlar bu gerçeği değiştiremez" dedi.