Ünlü anketçiler açıkladı! Bunu yapan kazanır
AK Parti ile CHP 'büyük koalisyon'da uzlaşamadı. Başbakan Ahmet Davutoğlu, "süreli bir reform hükümeti" önerdiklerini söylerken, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu üç ay süreli koalisyon değil seçim hükümeti önerildiğini açıkladı. Kamuoyu araştırmacıları Al Jazeerra'ya süreci değerlendirdi.
İşte çok çarpıcı o değerlendirmeler
'Kutuplaşmayı bitirecek fırsat kaçtı'
Andy-Ar Sosyal Araştırmalar Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Acar’a göre kutuplaşma ortamının yok olması için fırsat kaçtı:
"Lidere rağmen koalisyon kurulamayacağını biliyorduk. AK Parti ve CHP seçmenlerinin içinde bulunduğu olumsuz kutuplaşma ortamı, rahatsızlığın çözüme ulaşması, ideolojik çözüm süreci için bu bir fırsattı. Bu fırsat kaçmış görünüyor. Bundan sonraki aşama, seçmenlerin kutuplaşma ortamının sürdürüleceği bir tablo."
'Kim seçmenini ikna ederse kazanır'
Acar iki liderin söyleminin de algı yönetimi üzerine kurulu olduğunu anlatıyor:
"Masadan kalkan taraf olmamak adına, seçimlerde fatura kesilmemesi adına iyimser tablo çizmeye çalıştı Başbakan. Algıların yönetimi üzerine erken seçim yaşanacak. Bu faturanın kime kesileceğinin belirsizliği ortada. Kim gerekçelerini seçmenine iyi anlatırsa kazanan olacak. Koalisyon arayışında AK Parti seçmenini ‘Gördünüz arayışta olduk. Muhalefet bu uzlaşıya cevap vermedi’ fikrine inandırırsa yüzde 45’e çıkabilir. Muhalefet de, ‘Zaten erken seçimle, prosedür gereği görüşmeler yapıldı. Uyarılarının anlaşılamadığını’ anlatabilirse AK Parti yüzde 35’e düşer. Bu da sürpriz olmaz. Burada 7 Haziran’dan sonra kararsız olan yüzde 18’lik kızgın seçmen önemli. Son hafta yaptığımız araştırmada koalisyon beklentisi bir ay öncesine göre daha yüksekti. AK Parti seçmeninin yüzde 75’i erken seçimi talep eden noktadaydı. Ancak AK Parti - CHP koalisyonunu isteyen de yüzde 42’lik bir kesim vardı."
'CHP oyuna gelmedi'
MetroPOLL Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi Başkanı Prof. Dr. Özer Sencar göre de sonuç sürpriz olmadı. Sencar, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu daha gerçekçi buluyor. Sencar’a göre, CHP en başından olayların farkındaydı ancak sonuna kadar süreci yaşamak zorunda kaldı. Yani masayı terk eden taraf olmadı.
"İki parti de kurulmayacak bir koalisyon için bir aylarını harcadı. 45 günün dolması için yapılmış bir süreçti. En azından Tayyip Bey açısından böyleydi. Davutoğlu, ‘Bir şans olarak kurabilirim’ diye düşünmüş olabilir, ama CHP’lilerin bir koalisyon hükümeti kurulamayacağını bildiklerini düşünüyorum. Tavırlarından onu anlıyorum çünkü, eğer koalisyon kurma konusunda olumsuz tavır gösterselerdi, iktidarın ‘Biz kendileriyle görüşüyoruz ama koalisyona yanaşmıyorlar’ ithamı altında kalacaktı. Böyle bir oyuna gelmediler."
Ancak Sencar’a göre siyasi aktörleri yönetmekle halkı yönetmek, halkın oy verme davranışlarını yönetmek farklı şey ve son bir aylık çatışma halinin önemli bir etken olacağı düşüncesinde.
'AK Parti Kürt oylarını kaybedecek'
"Kürtlerle dindar Kürtler eskiden beri Özal’a, Demirel’e, Erbakan’a oy verdi. AK Parti öncesinde hiçbir lider ve hükümet Kürtleri bu şekilde devlet adına ezmedi. Devlet ve AK Parti aynı şey haline geldi. Kürtlere, PKK’ya karşı Tayyip Bey çok daha sert ve acımasız oldu. Bu da dindar Kürtleri HDP’ye itti. Bir miktar daha Kürt oylarını kaybedecek. MHP dikkatli, zekice politikalar gütmezse AK Parti bu kaybı MHP’den karşılayacak. HDP’nin ödünç oyları da CHP’ye geri dönecek. Ama 13’ün altına düşmez. AK Parti 40-42’de kalır; CHP 26-27 civarında. MHP 16’nın altına ne kadar iner. Tabii bu süreci nasıl yürüttüğüne de bağlı. AK Parti’nin azınlık hükümetini desteklemeye kalkarsa oyları CHP’ye kayar. Ama yine de AK Parti erken seçimden tek başına iktidar olarak çıkamayacak."
'AK Parti seçmeni sandığa götürürse kazanabilir'
Genar Araştırma Şirketi Genel Müdürü Mustafa Şen'e göre, AK Parti'li seçmen son birkaç seçimde sandığa gitmedi, AK Parti eğer bunu değiştirebilirse seçimi kazanabilir.
"İki lider seçmenini aslında ikna etmek için konuştu. AK Parti'li seçmen CHP ile koalisyonu zaten istemiyordu. CHP'li seçmen de sonradan AK Parti ile bir koalisyona ikna oldu. Davutoğlu kendi seçmen kitlesi bir koalisyon istemediği için kendi seçmen kitlesinin isteği doğrultusunda hareket etti, demokratik bir lider olarak. CHP de aynı şekilde kendi seçmen kitlesine yönelmiş oldu. Yani iki parti de ortada bir tavır sergiledi. Son anketlerde AK Parti'nin az da olsa yükselişini görüyoruz. MHP ve HDP'de ise kısmi düşüşler var. Muhalefet partilerine oy veren seçmen 'Acaba farklı mı davransaydık?' diye soruyor. Unutmamak lazım, AK Parti'li seçmen son birkaç seçimde sandığa koşmadı. biraz gevşek davrandı. Bu AK Parti için bir sorun ama aynı zamanda bir çözüm. Eğer AK Parti seçmenini sandığa götürebilirse o zaman kazanabilir."
'Muhalefet birleşemedi'
"Seçimden önce bütün partiler AK Parti'ye karşı birleşmiş vaziyette hareket ediyordu. Tek amaçları AK Parti'yi iktidardan indirmekti. AK Parti iktidarı kaybetti ancak muhalefet sonrasında birlikte hareket edemedi. Devlet Bahçeli HDP'ye asla bir araya gelinemeyeceği yönünde posta koydu. Yani tam bir muhalefet felaketi ortaya çıktı. Ben bunu orta akıl tuzağı olarak görüyorum ve oradan da çıkamıyorlar. Türkiye'nin temel sorunu da bu. Bu seçimler de onu tescilledi."
'Koalisyon görüşülmediyse CHP niye bugüne kadar bekledi?'
A&G Araştırma Şirketi'nin Sahibi Adil Gür ise, görüşmelerin sonucuna dair her iki partinin de seçmeninde kayıp olmayacağı görüşünde:
"Ortada ciddi koalisyon görüşmesi yoksa bugüne kadar CHP niye görüşüyor? “Azınlık hükümeti teklif edildi, masada oturmaktan kaçınıyoruz” demeliydi. Bugüne kadar niye bekledi? Bundan sonra bu iki parti birbirini suçlamak yerine makul gerekçelerle koalisyon olmadığını anlatabilirlerse, kararsız seçmenlerden onlara yönelen olur. AKP seçmenin yüzde 85’i koalisyon istemiyordu. Bu sonuç kayıp değil, memnuniyet olur. CHP’de de benzer şey var. Her iki partinin seçmeninden de sürecin yönetilişi ve sonuçları nedeniyle kayıp olacağı düşüncesinde değilim. Hükümet kurulmadı ama partiler kazandı. Liderler ve iki parti arasında kutuplaşma vardı. İki liderin bir araya gelmesi, fotoğraf vermesi bile çok önemli bir adımdı. Koalisyon olsaydı iki partinin genlerindeki doku uyuşmazlığı nedeniyle kısa veya orta vadede eften püften sorunlar çıkabilirdi. Kısa vadede seçime gidilecek, maliyeti var ama, hükümet kurulsa uzun vadede uyumsuzluğun maliyeti seçimin maliyetinden fazla olurdu."
'Bu bir ortaoyunu'
Konda Yönetim Kurulu Başkanı ve gazeteci-yazar Tarhan Erdem, son bir ayda yaşanılan görüşmeleri "ortaoyunu" olarak değerlendiriyor:
"Kemal Kılıçdaroğlu çok önemli bir şey söyledi. 'Biz koalisyon müzakeresi yapmadık, koalisyon da teklif edilmedi' dedi. Bu iki husus, Davutoğlu’na verilen görevin ne olduğunu ve bunun arkasında ne yattığını anlatıyor. Koalisyon müzakeresi yapılıyor sanıyordum. Koalisyon konuşulmamış, herkes fikrini söylemiş. 'Bir dahaki hafta bitirelim' demişler. Devlet işi bu kadar ciddiyetsiz bir hale getirilir mi? Davutoğlu’na görevi veren adam 'bunu böyle yap' demiş. O da uymuş. 'Git onları uyut' demiş. En baştan beri senaryo böyleymiş. Bu kadar da açık olmaz. Ben böyle bir şey hatırlamıyorum, çok garipsedim, kabul edemiyorum. Türkiye’nin başına gelen maskaralık ilk kez yaşanıyor. Bu bir ortaoyunu, maskaralıktan öte. Devleti kim idare ediyorsa oyuncular da onlar."
Kaynak: Al Jazeera