Ülkem, ABD'nin sadık müttefiki ve dostudur
Hem genç ve cesur erkek ve kadınların evlerine en az kayıpla dönmesi hem de Irak'ta yaşanan acıların en kısa sürede bitmesi için dua ediyoruz
Asker bulundurma tezkeresinin geçmemesi sonrası Amerika ile gerginleşen ilişkileri yumuşatma çabası çerçevesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Amerikan finans çevrelerinin gazetesi Wall Street Journal'da bir makalesi yayınlandı. Erdoğan makalede "Türkiye'nin, ABD'nin sadık dostu ve müttefikidir" dedi. Erdoğan'ın yazısı şöyle: Komşumuz Irak'taki durum bölge için istikrarsızlık ve kaygı kaynağıdır. Kuveyt'in bağımsızlığa kavuşturulmasının ardından geçen 10 yılı aşkın sürede bu sorun çözüme kavuşturulamamıştır. Özellikle son 6 ay içinde Türkiye, Irak kriziyle yakından ilgilenmek zorunda kaldı. Geçen Kasım'da yapılan seçimlerin ardından kurulan 58. hükümet zamanının büyük bölümünü bu Irak sorununa ayırdı.
Benim kısa süre önce başbakan olarak atandığım 59'uncu hükümet de gece gündüz yakından ilgilendi. Lideri olduğum AKP, Irak krizinin savaşa yol açmadan çözülmesi, bu sayede acı çekilmemesi için tüm çabaları gösterdi. BM silah denetçileri hazırladıkları raporlarda bir yandan Irak'ın işbirliğinin giderek artığını belirtirken bir yandan da sahip olduğu bilinen kimyasal silahlar konusunda tatmin edici bilgiler vermekten kaçındığını ifade etti. Sonuç olarak, Irak'ın işbirliği BM Güvenlik Konseyi'nin 1441 sayılı kararında belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmekten uzak kaldı. Irak konusunda, Türk hükümeti 3 kez Meclis'ten yetki istedi. 6 Şubat'ta üslerin bakım ve onarımı konusundaki tezkere kabul edildi. ABD'nin askeri harekat olasılığının artması üzerine, 1 Mart'ta Türk askerinin yurt dışına gönderilmesi, yabancı askerlerin Türkiye'de konuşlandırılması konusundaki tezkereyi Meclis'e gönderdik. Bu tezkere Anayasa'nın gerektirdiği çoğunluğu sağlayamadı. Bunun nedenleri ve sonuçları demokratik bir ortamda kapsamlı bir şekilde tartışıldı. Görünüşe göre, Türk parlamenterlerin ortak kaygısı kamuoyunun ikna olmaması ve bunun yanı sıra savaşın yol açacağı zararlardı.
Dolar pazarlığı yok
Gelişmeler savaşın kaçınılmaz hale geldiğini gösterdi. Bu aşamada Türkiye'nin seçimi savaş ya da barış arasında değil; geleneksel müttefikimiz ABD'yi desteklerken, burnumuzun dibindeki savaşın bize zararını en aza indirmenin yolunu bulmaya yönelikti. Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler uzun bir dostluğa dayanır. Irak krizinin başından beri müttefikimiz olmasının yanı sıra stratejik ortağımız olan Washington'la yakın görüş alışverişlerinde bulunduk. ABD operasyona destek konusunda çeşitli isteklerde bulundu. Türkiye bunları görmezden gelmedi, ciddi şekilde değerlendirdi. ABD ve Türk medyasında yer aldığının aksine müzakereler asla dolar pazarlığı üzerine kurulmadı. Tam aksine, iki müttefikin zor günlerde omuz omuza davranması anlayışıyla hareket ettik. Türkiye, Kore'den Körfez Savaşı'na; Bosna'dan Kosova'ya, Somali'den Afganistan'a kadar hemen tüm büyük operasyonlarda Amerika'nın yanında yer almıştır. ABD'nin 19 Mart'taki acil çağrısı üzerine Meclis'e Türk hava sahasının ABD önderliğindeki koalisyon güçlerine açılması konusunda yeniden başvuruda bulunduk.
Meclis bu isteği savaşın başladığı gün olan 20 Mart'ta kabul etti. Türk hava sahası ertesi gün açıldı. Meclis hükümete Kuzey Irak'a asker gönderme yetkisi de verdi. Bu durum K Irak'taki bazı çevrelerde, ABD'de ve bazı Avrupa ülkelerinde rahatsızlık yarattı. Türkiye'nin Kuzey Irak'ta değil savaşmaya tek kurşun atmaya bile niyeti yok. Komşumuzun doğal kaynakları konusunda da bir isteğimiz yok. Sınırlı sayıda asker şevkinin amacı geçen savaşta yaşanan mülteci akınını önlemek ve insani yardımı etkili şekilde sağlayabilmektir. Bunun yanı sıra PKK/Kadek örgütüne bağlı teröristlerin olası sızmalarına karşı da önlem alabilmektir. Özetle, Türkiye'nin askeri varlığı hem ABD hem de bölgedeki Kürt gruplarla işbirliği ve koordinasyon içerisinde planlanmıştır.
Uzun süredir müttefikiz
Türkiye'nin Irak konusundaki politikası açıktır. Irak'ın toprak bütünlüğü korunmalı, Irak'ın doğal kaynakları da Irak ulusunun tümü tarafından kullanılmalıdır. Bu kaynaklar etnik gruplar arasında dağıtılmamalıdır. Türkiye stratejik ortağı ve yarım asırdan uzun süredir müttefiki olduğu ABD'yle birlikte bölgede istikrar ve barış için çaba harcayacaktır. ABD'yle yakın ilişkilerimizi sürdürmeye kararlıyız. Hem genç ve cesur erkek ve kadınların evlerine en az kayıpla dönmesi hem de Irak'taki acıların en kısa sürede bitmesi için dua ediyoruz.