Gazete Vatan Logo

Uğur Mumcu, ölümünün 29'uncu yılında anıldı

Araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993'te evinin önündeki aracına konulan bombayla alçak bir suikasta kurban gitti. Türk basınının duayen ismi Uğur Mumcu'nun ölümünün üzerinden tam 29 yıl geçti. Mumcu, katledilişinin 29’uncu yılında bugün törenlerle anılıyor.

Uğur Mumcu, ölümünün 29'uncu yılında anıldı

Hukuk Fakültesinin devrimci asistanı, sakıncalı piyade eri, kitleleri ardına takan cesur kalem. Uğur Mumcu’dan geriye 50 yıllık yaşamına sığdırdığı mücadelesi, keskin kalemi ve kırık gözlüğü kaldı.

Uğur Mumcu 1942 yılının 22 Ağustos’unda Kırşehir’de dünyaya gözlerini açtı. Doğumundan kısa süre önce babasına çıkan piyango nedeniyle adı "Uğur" oldu. 4 kardeşten biriydi. İlk ve orta öğretimi Ankara’da okudu. Aktif bir öğrenciydi. 1961’de avukat olmak üzere Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesine başladı. 1963'te fakültede öğrenci derneği başkanı seçildi. Fakültenin İdare Hukuku Profesörü Tahsin Bekir Balta’nın asistanlığını yaptı.

Uğur Mumcu, ölümünün 29uncu yılında anıldı

Vatan ve Atatürk sevdası ailesinden geliyordu. Bağımsız Türkiye’den yana oldu. Terörün karşısında dimdik durdu. Üniversite kürsüleri onu durdurmaya yetmedi. Gözünü gazeteciliğe dikti. Henüz öğrenciyken 26 Ağustos 1962’de Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan "Türk Sosyalizmi" başlıklı makalesi ile Yunus Nadi Ödülünü aldı. Askerliği de hareketli geçti. Bir yazısında kullandığı "Ordu uyanık olmalı" sözleri nedeniyle gözaltına alındı. Askerliğini yedek subay olarak yapması gerektiği halde Ağrı’ya gönderildi. Resmi tanımıyla "Sakıncalı piyade eri" olarak tamamladı. Ağır koşullar altında askerliğini yapan Mumcu, ülseri yüzünden mide kanaması geçirdi. O günleri "Sakıncalı Piyade" kitabında anlattı.

Haberin Devamı

Birçok gazetede çalıştı. Yüzlerce köşe yazısı kaleme aldı. Usta kalem; MİT, CİA, mafya ilişkilerini, uyuşturucu ticareti cinayetlerini Amerika’nın Ortadoğu planlarını, PKK ve ABD bağlantısını ve Körfez Savaşında ABD'ye karşı konumlandı. Yazılarında baş hedef Amerika'ydı. Uğur Mumcu emperyalist kuvvetlerin üzerine yürüdü.

Keskin kalemi ile dikkatleri üzerine topladı ve 1993 yılının 24 ocağında Ankara karlı sokaktaki evinin önünde aracına yerleştirilen C-4 tipi patlayıcının infilak etmesi sonucu ile yaşamını yitirdi. Onu son yolculuğuna binlerce kişi uğurladı. Ertesi gün tüm gazetelerde aynı manşet vardı: "Susmayacağız."

Ölümündeki iddialar çoktu. Suikastı İran’ın düzenlediği öne sürüldü. Hemen ardından olay yerinde inceleme yapılırken uzmanların cımbızla toplanması gereken delillerin süpürge ile süpürüldüğü iddia edildi. Suikastı İslami hareket İBDA-C, Hizbullah gibi örgütler üstlendi. Suikastın arkasında MOSSAD ve Kontrgerillanın olduğu da iddia edildi. Ergenekon sanıklarından Ümit Oğuztan, iddianamede yer alan ifadesinde Mumcu'nun seri numarası silinmiş ve sözde Kürdistan Demokratik Partisi Lideri Celal Talabani’ye götürülen silahları araştırması nedeniyle öldürüldüğünü öne sürdü.

Haberin Devamı

Uğur Mumcu’nun ağabeyi Ceyhan Mumcu, kendi yaptığı araştırmada ölümüne yakın bir süre içerisinde MOSSAD ve Barzani ilişkisi ortaya çıkınca, İsrail Büyükelçisinin ısrarla kardeşi Mumcu'yla bire bir olarak görüşmek istediği ancak Uğur'un tek görüşmeyi kabul etmemesine rağmen görüşmenin yapıldığını belirtti.

Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu’ya taziye ziyaretleri sırasında dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü ve İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, cinayeti çözmenin devletin namus borcu olduğunu belirterek adeta namus sözü verdi. Ama yıllar geçmesine rağmen suikastın failleri yakalanamadı. Cinayeti de ardında bıraktığı sorular da faili meçhul kaldı.

Haberin Devamı

Uğur Mumcu, ölümünün 29uncu yılında anıldı

UĞUR MUMCU ÖLÜMÜNÜN 29'UNCU YILINDA ANILDI

Gazeteci ve yazar Uğur Mumcu, ölümünün 29'uncu yılında bombalı suikasta uğradığı Ankara'daki evinin önünde karanfillerle anıldı.

24 Ocak 1993 tarihinde Ankara'da evinin önünde otomobiline yerleştirilen bombanın patlatılması sonucu yaşamını yitiren gazeteci ve yazar Uğur Mumcu için ölümünün 29'uncu yıl dönümünde anma töreni düzenlendi. Vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren Mumcu'nun evinin bulunduğu sokaktaki Faili Meçhuller Anıtı'nda toplandı. Vatandaşlar, Mumcu'nun hayatını kaybettiği alana karanfil bıraktı ve mum yaktı. Mumcu'yu sevenler yazdıkları şiirleri ve onun fotoğrafları ile eski çok sayıda gazetecinin fotoğrafını da anıta bıraktı. Daha sonra Mumcu için saygı duruşunda bulunuldu.

Uğur Mumcu, ölümünün 29uncu yılında anıldı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Çankaya Belediyesi Başkanı Alper Taşdelen ve CHP milletvekilleri ve üyelerinden oluşan heyet de Mumcu’nun ailesini evinde ziyaretti. 1 saat süren görüşmenin ardından Kılıçdaroğlu ve CHP heyeti Faili Meçhuller Anıtı'na karanfil bıraktı, saygı duruşunda bulundu.

Haberin Devamı

Uğur Mumcu, ölümünün 29uncu yılında anıldı

KILIÇDAROĞLU: HİÇ KİMSE UĞUR MUMCU'YU UNUTMASIN

Kılıçdaroğlu, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Uğur Mumcu'nun ölümünün üzerinden 29 yıl geçtiğini hatırlatarak, "O unutulmadı, unutulmayacak. Medya dünyasının önemli bir temsilcisiydi. Araştırmacı gazeteciliği ondan öğrendik. Bir olay olduğu zaman bütün ayrıntılarıyla kamuoyunu bilgilendirme konusunda bir gazetecinin nasıl çaba göstermesi gerektiğini ondan öğrendik. Ama onu katlettiler. Acısı hala yüreğimizde. Acısı dinmedi, dinmeyecek. Onun önderliğinde, onun yol göstericiliğinde bütün medya dünyasının ortak çaba harcaması benim en büyük arzumdur. Eğer biz olayların ayrıntılarını öğrenebilirsek, kamuoyuna bütün bu ayrıntıları bir şekliyle aksettirebilirsek gazeteci olarak görevimizi yapmış oluruz. Gerçekleri yazmanın zor olduğunu biliyorum. Hele bugünkü koşullarda gerçekleri yazmak son derece zor. Zor olduğunu, baskıların olduğunu biliyorum. Ama hiç kimse Uğur Mumcu’yu unutmasın. Gerçekleri araştırma uğruna hayatını rahatlıkla feda edebilecek bir yiğitti o. O yiğidi her zaman her yerde her ortamda saygıyla anacağız" ifadelerini kullandı.

Uğur Mumcu, ölümünün 29uncu yılında anıldı

MERSİN'DE UĞUR MUMCU ANMASI

Ankara’da 24 Ocak 1993’te evinin önünde arabasına konan bombanın patlaması sonucu katledilen Araştırmacı Gazeteci, Yazar Uğur Mumcu, Mersinli gazeteciler tarafından Mersin Gazeteciler Cemiyetinin (MGC) Atatürk Parkındaki Uğur Mumcu anıtı önünde düzenlediği törenle anıldı.

MGC yönetimi, 29 yıl önce suikaste uğrayarak yaşamını yitiren Uğur Mumcu’yu gerçekleştirdiği törenle andı. Pandemi kuralları çerçevesinde gerçekleştirilen törene, MGC Başkanı Rüstem Kaya Tepe ile Mersin’de görev yapan ulusal ve yerel basın temsilcileri katıldı. Törende konuşan Başkan Tepe, 6 Nisan 1909'da gazeteci Hasan Fehmi Beyin öldürülmesinden bu yana 60'ın üzerinde gazetecinin öldürüldüğünü söyledi. Bugün Uğur Mumcu, Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Ahmet Taner Kışlalı ve daha pek çok gazetecinin yanı sıra Gaffar Okan gibi teröre kurban edilmiş pek çok vatanseveri andıklarını belirten Tepe, "Ayrıca bu gün Türkiye'nin siyasi hayatının bir dönemine yön vermiş İsmail Cem'in de ölüm yıl dönümü. Bu gün ayrıca Türk sinemasının efsane isimlerinden Fatma Girik'i de kaybettik. Hepsinin ruhları şad olsun. Uğur Mumcu'yu her yıl anıyoruz ve anmaya devam edeceğiz. Düşüncelerini, fikirlerini, gazetecilik ilke ve prensiplerini yaşatmaya devam edeceğiz. Bir pazar sabahı, evinin önünde aracına koyulan bomba ile katledilen cesur bir gazeteciydi Uğur Mumcu. Korkmayan, boyun eğmeyen, araştıran, doğruları yazan cesur ve yürekli bir insandı. 'Korkaklar bin kere, cesurlar bir kere ölür' derdi. 24 Ocak 1993 de karlı bir Ankara sabahında korkaklar arabasına bomba koyarak cesuru sinsice öldürdüler. 50 yıllık bir yaşam ve 30 yıllık bir mücadele böyle son bulmuştu. Cumhuriyet gazetesinin usta kalemi, sakıncalı piyade böyle alçakça susturulmuştu. Bugün hala cinayetin failleri yakalanamamıştır. Önemli olan bu toplumda insanların mezar taşı gibi susmamasıdır. Bu sözlerin sahibi gerçek gazeteci Uğur Mumcu’nun ölümünün üzerinden 29 yıl geçti. Geriye onlarca kitap, yüzlerce makale ve onurlu bir gazetecilik bıraktı. Hayatı boyunca en karanlık olayları aydınlatmaya çalıştı. Bu olayları değil aydınlatmak, dosyasını bile açmak kolay değildir. Uğur Mumcu, Türkiye’nin en önemli gazetecileri arasında tarihteki şanlı yerini almıştır" dedi.

"Terörün beklentisi olan halkı bölme amacı geri tepti"

Uğur Mumcu'nun unutulmaz bir kişi olduğunun altını çizen Tepe, "Yok edilmeye çalışılmıştır ama o artık düşünceleri ile yaşamaktadır. Uğur Mumcu suikasti sonrasında milyonlarca insan sokaklara döküldü. Yüzbinler cenaze törenine katıldı, bu insanların hepsini bir gazeteci bir araya getirdi. Terörün beklentisi olan halkı bölme amacı geri tepti, insanlar demokrasi etrafında birlik olmayı bildiler. Terörün galip gelmesine müsaade etmediler. Gazetecilik zor bir meslek, aşkla yapılması gereken bir yaşam biçimi, tarihimizdeki bu demokrasi şehitleri yeni gazetecilere örnek olmalı. Doğruları söylemek hiç kolay değil, söyledikten sonra arkasında durmak da kolay değil ama gazeteciler gerçeği ortaya çıkarmaktan korkmamalı. Mücadele gazeteciliğin ruhunda var. Uğur Mumcu bütün hayatı boyunca gerçekler, özgürlük, demokrasi, Atatürk ilke ve inkılapları savunucusu olmuştur. Milli ve yerli bir duruş göstermiştir. 30 yıl önce söylediği, uyardığı şeyler şimdi tek tek gerçekleşmiştir. Aydınlar ileri görme yetenekleri sayesinde aydın oluyorlar zaten. Burada önemli olan o zamanlar bu söylenenleri dikkate almak olmalı" ifadelerini kullandı.
Gazetecilerin daha iyi bir dünya, daha çok özgürlük, daha refah bir ülke için çalıştığını vurgulayan Tepe, "Bu topraklar Uğur Mumcu gibi yürekli bir gazeteci gördü. Bir ulus onu tanıma şansı buldu. Kimse yalanın peşinden koşmasın, hırsızı, arsızı, yolsuzu bilsin. Bundan sonra yeni nesile seni anlatmak bizim boynumuzun borcu olsun. Onlar da ailelerini düşünebilirlerdi, kendi ailelerine daha fazla sarılmayı onlarda isterdi. Şimdi bize düşen görev onların verdiği mücadeleyi bu ülkenin insanlarına anlatmak. Tüm demokrasi şehitlerimizi saygı ve özlemle anıyorum" şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından gazeteciler, uğur Mumcu’nun anıtına karanfiller bıraktı.

Uğur Mumcu, ölümünün 29uncu yılında anıldı

UĞUR MUMCU TÜRKİYE'NİN GERÇEK AYDINIYDI

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Nuri Kolaylı, bundan 29 yıl önce, 24 Ocak 1993'te Ankara'da uğradığı bombalı saldırı sonucu hayatını kaybeden gazeteci-yazar Uğur Mumcu'nun, Türkiye’nin gerçek aydınlarından biri olduğunu söyledi.

Yaşamı boyunca halkın doğru bilgiye ulaşması için araştırmacı gazetecilikten ödün vermeden çalışan gazeteci yazar ve hukukçu Uğur Mumcu’yu, katledilişinin 29. yılında saygıyla andıklarını söyleyen TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı, açıklamasında şu görüşlere yer verdi.

“Günümüzde sayısız sorunla karşı karşıya kalan medya sektörü, yakın geçmişte yaşanan onlarca hain suikastın acı anılarını da unutmadı, unutmayacak.

İlk basın şehidimiz olan Hasan Fehmi’den Uğur Mumcu’ya, Taner Kışlalı’dan, Abdi İpekçi ve Çetin Emeç’e kadar onlarca meslektaşımız hain suikastlar sonucu öldürüldü.

Basın tarihimizin en acı suikastlarından biri ise, 24 Ocak 1993 tarihinde Ankara’da yaşandı. Araştırmacı, hukukçu, gazeteci ve yazar meslektaşımız Uğur Mumcu, aracına konan bombanın patlatılması sonucu haince öldürüldü.

Bu hain suikast kendisini çok sevdiği halkından koparsa da, Uğur Mumcu’nun gazetecilik idealleri genç kuşaklara miras kaldı. Basınımızın içinde bulunduğu olumsuz koşullara rağmen genç meslektaşlarımızın Uğur Mumcu’nun gazetecilik ideallerini takip ettiğini büyük bir mutlulukla izliyor, gurur duyuyoruz. Çünkü Uğur Mumcu; gazeteci ve yazarlığının yanı sıra, ülkemizin gerçek aydınlarından biriydi.

Ölüm yıldönümünde saygıyla andığımız Uğur Mumcu Türkiye’nin aydınlık yüzüydü. Meslektaşımız Uğur Mumcu; haksızlığın ve hukuksuzluğun ve özellikle siyaset-tarikat-devlet üçgenindeki kirli ilişkilerin üzerine korkusuzca gidiyordu. Cumhuriyet’in, Atatürk ilkelerinin ve özgürlüğün yorulmaz savunucusu olan Uğur Mumcu’nun katledilişinin ardından 29 yıl geçmesine rağmen, kanlı suikastın aydınlatılamamış olmasının üzüntüsü içindeyiz.

Yaşamı boyunca halkın doğru bilgiye ulaşması için gazetecilikten ödün vermeyen meslektaşımız Uğur Mumcu’yu ve basın şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyor, ilkelerini yaşatmanın gayretiyle basın camiamıza başsağlığı diliyorum.”