TÜRKSAT baskını davasında müştekiler yaşadıklarını anlattı
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Gölbaşı'ndaki TÜRKSAT'a giderek yayınları kesmeye çalışan 5'i sivil 16 kişi hakkında açılan davanın ikinci celsesinde müştekiler yaşadıklarını anlattı. Müşteki Asım Akkaya, "Ailem benim öldüğümü sandı. Onların döktüğü her gözyaşı için bunlardan şikayetçiyim. Bunların kellesini istiyorum. Dinimizde kısasa kısas diye bir hüküm vardır. En azından bunlardan 2 tanesinin idam edilmesini talep ediyorum" dedi.
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar, taraf avukatları ve müştekiler katıldı. Sanıkların savunmalarının tamamlanmasının ardından müştekilere söz hakkı verildi. TÜRKSAT'ta şehit olan Ahmet Özsoy'un eşi müşteki Yasemin Özsoy, eşinin şehit edilmesinin ardından darbecilerin eşinin başında üç yudumda su içtiğini, bunun nedenini sorduklarında da "ona şehitlik mertebesi ikram ettik" denildiğini belirterek, sanıkları Allah'a havale ettiğini söyledi. Sanıklara göre herkesin suçlu, bir tek kendilerinin suçsuz olduğunu belirten Özsoy, "Benim kocam size ne yaptı? Siz nasıl askersiniz? Nasıl ülkeyi koruyorsunuz? Bana Silopi'den, bilmem nereden bahsediyorsunuz. Biz sizler için dua ediyorduk, sizlerin yaptığınıza bakın. Sizin için dua eden insanlara yaptıklarınıza bakın" ifadelerini kullandı.
"Sizin Esed'den ne farkınız var?"
Olay esnasında evinde oturduğunu, olayların başlamasının ardından "Müslüman bir Türk kadını" olarak lojman bahçesindeki çardağa komşularıyla çıktığını anlatan Özsoy, "Biz orada otururken bizi taramaya başladılar. Esed'in yaptıklarını gördünüz, duydunuz. Sizin onlardan ne farkınız var? Halen Müslümanlık iddiası yapabilecek misiniz? Kapımız yumruklandı, 'Boşaltacaksınız burayı' dediler. Ben giderken eşimi şehit ettiler. Eşimi arkada bıraktım ben. Kayınpederim bana 'Kızım Ahmet'i almadan neden çıktınız' diye sordu. Hepiniz yaşayın bu acıyı, kahrolun" dedi.
Sanıkların tamamından şikayetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini belirten Özsoy, gözyaşlarına hakim olamayarak salonu kısa süreliğine terk etti.
"Çocuklarınız için itiraf edin"
Şehit olan Ali Karslı'nin ağabeyi müşteki İbrahim Karslı ise, "Hanımefendi konuşurken herkes duygulandı. Ancak ben farkettim bir duygulanmayan o yarbay (Eray Uçkun) vardı. Hanımefendinin gözüne hiç utanmadan baktı. Kapılmışlar bir meczubun peşine ülkeyi ateşe attılar. Ben idama karşıyım. Onlar için bu bir kurtuluş. Bir ömür boyu hücre cezasında vicdanları ile baş başa olmalarını istiyorum. Bu çocuklar 'babam şehit' diye başları dik gezecek. Sizin çocuklarınız için aynı şey geçerli olacak mı? Bir meczubun peşine takılmayın. Çocuklarınız için itiraf edin. Sanıklardan şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum" diye konuştu.
"TSK yönetime el koydu"
Müşteki Ali Bolat, saat 00.45 sıralarında iki helikopterin kendisinin bulunduğu bölgeden geldiğini gördüğünü, helikopterlerin çanak bölgesini ve çevresini yaylım ateşine aldığını söyledi. Darbeci askerlerin kendisine silah doğrulttuğunu, "TSK yönetime el koydu" dediğini anlatan Bolat, "Bize silahlarımızı bırakmamız yönünde uyarılarda bulundular. Bende silahımı bırakmak zorunda kaldım. Beni götürürlerken belimde bir silahın daha olduğunu gördüler. Bana 'silahlarını bırak demedik mi?' diye bağırdılar. Üzerimde çelik yeleğim vardı, onu çıkardılar. Sürekli 'yayınları kapatın' diye bağırıyorlardı. Bana jeneratörlerin yerini sordular. Ben de 'Bilmiyorum, işe yeni başladım' dedim. Taranan araçtaki arkadaşlarımızın şehit olduğunu öğrenince çok üzüldüm" diye konuştu.
"Birini öldürelim korksunlar"
Müştekilerden teknik personel Asım Akkaya, olay tarihinde nöbetçi olduğunu, akşam saatlerinde genel müdür yardımcısının kendisine TRT yayınının kesilmesi talimatını verdiğini belirtti. Kıdemli uzmanlara ulaşmaya çalıştığını, ancak ulaşamadığını ifade eden Akkaya, "Eray Uçkun ve beraberindeki birkaç asker bizi yakaladı. 'Mukavemet etmeyin, TSK yönetime el koydu' dediler. İçeriye girdiğimizde 2 kişinin diz çöktürülmüş olduğunu gördüm. İçlerinden 'Birini öldürelim korksunlar' diyen oldu. Buranın sorumlusunun kim olduğunu sorduklarında 'Benim' cevabını verdim. Bana 'TRT dışındaki tüm yayınları keseceksiniz' dediler" şeklinde konuştu.
"Bunların kellesini istiyorum"
Akkaya, darbecilerin TÜRKSAT'ın bombalanacağını söylemesi üzerine binayı boşalttıklarını belirterek şunları kaydetti:
"Arabaya bindim, nizamiye bölgesine geldim. Sonra barikatla karşılaştık. Çıkarken Gölbaşı'ndan tanıdığımız polis Hacı'yı gördüm. 'Biz operasyon yapmaya geldik' dedi. Ben de ona 'Abi bombalayacaklarmış' dedim. O da bana 'Blöf yapıyorlardır' cevabını verdi. Biz çıktık oradan. Polis Hacı'yı aradım, yaralanmış. Bana 'Doğru söylüyorlarmış, bombalandı' dedi. Biz tekrardan şirkete dönmeye karar verdik. Son F-16'nın bombayı bırakıp gittiğini gördük. Vatandaşlarla birlikte girdik içeri. Çatılarımız yanıyordu, antenler yaralanmıştı. Ancak sistem yara almamıştı. Vatandaşlar içeride asker arıyordu. Sonra helikopterler yukarıdan gelerek binlerce sivil vatandaşın üzerine ateş ettiler. Poliste yanında getirdiği 'ejder' aracıyla helikoptere ateş etmeye başladı. Ailem benim öldüğümü sandı. Onların döktüğü her gözyaşı için bunlardan şikayetçiyim. Bunların kellesini istiyorum. Dinimizde kısasa kısas diye bir hüküm vardır. Şehitlerimize kan parası istemiyorum. En azından bunlardan 2 tanesinin idam edilmesini talep ediyorum."
"Çok kan dökülecek"
Başka bir müşteki ise, kendisinin ve bazı arkadaşlarının darbeci askerler tarafından rehin alındıklarını anlatarak, "Melih Varol bana 3 kez 'A Haber'i kapatmayı biliyor musun?' diye sordu. Mehmet Varol 'Bizim sizinle bir işimiz yok. Haramzadelerle ve kolluk severlerle işimiz var. Eğer A Haber kapanmazsa çok kan dökülecek haberiniz olsun' dedi. Eray Uçkun, sürekli telefon ile konuşup mesajlaşıyordu. Sonra bizi ayağa kaldırdılar. Tek sıra şeklinde dizdiler ve bize nişan aldılar. Üstümüzde silah olup olmadığını soruyorlardı. Eray Uçkun 'Burada saklanan bir kişi dahi çıkarsa hepinizi öldürürüm' dedi. Eray Uçkun, bir müddet sonra planın değiştiğini söyleyerek '5 dakika içerisinde burası bombalanacak, herkes burayı terk etsin' dedi" ifadelerini kullandı.
Duruşma, verilen öğle arasının ardından müşteki beyanlarının alınması ile devam edecek.