Gazete Vatan Logo
GündemTürkiye'ye yakışmadı

Türkiye'ye yakışmadı

Dava için aylarcı hazırlanıldı. Sonuç: FİYASKO

Ergenekon duruşması fiyaskoyla başladı. Hazırlıkları 2 aydan fazla süren Silivri Cezaevi’ndeki 240 metrekarelik salona sanık, avukat, müdahil ve gazetecilerden oluşan 300 kişi sığmadı. Avukatlar, “Savunma dosyamızı koyacak masa yok. Tiyatro salonu bile daha iyidir” diye isyan etti. Avukatlara mahkeme başkanı da hak verdi

Dalga dalga operasyonları ve gözaltına alınan ünlüleriyle büyük yankı yaratan Ergenekon soruşturmasının ilk duruşması da büyük bir kaosla start aldı. Sabahın ilk ışıklarıyla yola çıkan tutuksuz sanıklar, avukatlar, sanık yakınları ve gazeteciler Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nin ana giriş kapısından yargılamanın yapılacağı kampüse saat 08.00’de giriş yaptı. 250 metrelik bir yürüyüşle ana binanın önüne gelindi. Yaklaşık 200 kişiden oluşan grup, saatlerce bekledik-ten ve çok sıkı kontrollerden sonra nihayet saat 10.10’da salonun kapıları açıldı.

Yer kapma savaşı yaşandı

Ve yaklaşık 240 metrekarelik alanda yer kapma savaşı başladı. Duruşma salonu yaklaşık 8 metre genişliğinde ve 30 metre uzunluğundaydı. Giriş yapılan kapının hemen sağ tarafındaki duvara yakın bölüm yargıçlara ve savcıya ayrılmıştı. Ortada mahkeme başkanı Köksal Şengün oturacaktı. Hemen sol tarafta ise savcının masası 45 derece açıyla yan konmuştu. Mahkeme heyetinin kürsüsünün önündeki alanda sırayla tutuklu sanıklar oturuyordu. Onların arkasında tek sıra ile jandarma güvenlik amaçlı dizilmişti. Onların arkasında ise yine sırayla tutuksuz sanıklar oturuyordu. Onların arka bölümünde ise 3 adet kolon bulunuyordu. Kolanların arkasındaki alan ise basın ve sanık yakınları için ayrılmıştı. Mahkeme heyetinin ve avukatlarının arkasında ise 4 adet LCD TV konulmuştu. Davayı bu ekranlardan da takip etmek mümkündü. Sanıklar mikrofonla konuşacaklardı.

Adım atacak yer kalmadı

Avukatlar ise sanıkların iki tarafında yer alan bölüme yerleşti. Onlar ise iki sıra ile oturacaklardı. Ancak en büyük sorun burada yaşandı. Çünkü sanık avukatlarının sayısı yaklaşık 150 kadardı ve alana konulan sandalye sayısı ise en fazla 50 civarındaydı. Özellikle avukatların dosyalarını koyacakları masa bile olmaması dikkat çekiciydi. Arka tarafta da başka bir hengame vardı. Çünkü sanık yakınları ve basın mensupları da ayakta kalmıştı. Onlar da oturacak yer bulamıyordu. Duruşma kapılarının açılmasından 10 dakika sonra salon tıklım tıklım doldu ve adım atacak yer kalmadı. Davayı izleyecek avukatlar, sanıklar, sanık yakınlarının ve basının sayısı belli olmasına rağmen salon yaklaşık 300 kişiye dar geldi. Bekleme salonunda iddianamenin okunup okunmamasını tartışan avukatlar bu sefer davanın sağlıklı görüşebilmesi için fiziki şartların oluşmadığını tartışmaya başladı.

Başkan: İyi yer bulamadık!

Mahkeme Başkanı Köksal Şengün’ün açılışı yapmasına izin vermeden avukatlar sıkıntıyı dile getirmeye başladı. Daha sonra avukatlar, sanıklar ve hakim arasında sinirleri geren olan şu diyaloglar geçti:

Avukat: Bu davanın aleniyeti yoktur. Sıkı yönetim mahkemelerinde bile bu şartlar yoktu. Cezaevinde yargılama yapılamaz. Adil yargılama için duruşmayı erteleyin.

Köksal Şengün: Hiçbirimiz bu şartlardan memnun değiliz. Ancak biz sıkı yönetim mahkemesi de değiliz. Fiili şartlar farklı olabilir. Ancak yargılamayı etkilemez.