Türkiye'nin geleceği ‘Y Kuşağı’nın elinde!

Sayıları 25 milyonu bulan ‘Y Kuşağı’ 2030’da hayatın her alanında söz sahibi olacak. Türkiye’nin geleceğini belirleyecek olan bu kuşak öncekilere hiç benzemiyor.

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın (İSMMMO) hazırladığı “Türkiye’nin Yaratıcı Geleceği/Y Kuşağı” raporununda hayli çarpıcı tespitler yer alıyor. Raporda “Y Kuşağı” diye tanımlanan 15-34 yaş grubunu oluşturanların hakim özellikleri masaya yatırıldı. Rapora göre Türkiye’nin geleceğini 1980’li yılların başı ile 1999’ların sonu arasında doğmuş olan bu kesim belirleyecek.

Rapora göre, Türkiye’de ise Y Kuşağı, dört yaş diliminde dengeli bir dağılım gösteriyor ve sayıları 25 milyon 407 bin 346 kişiyi buluyor. Bu kuşağın karakteristik özellikleri ise şöyle: Rahatlarına düşkünler, çekingen değiller, emir almaktan hoşlanmıyorlar, otorite tanımıyorlar, sabırsızlar, aynı anda birden çok iş yapmak istiyorlar.

İstatistiklere göre 10 milyonu evli olan bu kitle, ağırlıkla 25 yaş sonrası evlenmeyi tercih ediyor, teknolojiye büyük oranda hakim ve çok hızlı öğreniyor.

Y Kuşağı büyük oranda kentli bir kesim. 25,4 milyonu bulan 15-34 yaş grubundaki nüfusun yüzde 80’i kentte, kalan 5 milyonu yani yüzde 20’si belde ve köylerde yaşıyor. Bu yaş grubundakilerin 7 milyonu lise mezunu. Üniversite mezunlarının sayısı 3 milyon 248 bini aşmış durumda.

En çok ev istiyorlar

Y Kuşağı yüksek özgüven sahibi ve satın alma alışkanlıklarında deneyime çok önem veriyor. Y Kuşağı’nın en büyük hedefi yüzde 86 ile ev sahibi olmak. Onu yüzde 82 ile iş yerinde güçlü bir unvana sahip olmak ve yüzde 80 ile yüksek maaşlı bir işte çalışmak izliyor. Rapora göre, dünyada Y Kuşağı, 2030 yılında iş gücü içerisindeki en büyük paya sahip olacak. 2010 yılında Y Kuşağı’nın çalışan 463 milyonluk nüfus içerisinde payı yüzde 22,5 olarak gerçekleşti. 2030 yılına gelindiğinde iş gücündeki Y Kuşağı sayısı 107.2 milyona ulaşacak.

Gençlerin yüzde 74’ü siyaseti yakından izliyor

Konya Selçuk Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma gençlerin ‘apolitik olduğu’ yönündeki yaygın kanıyı desteklemiyor. 500 öğrenci üzerinde okuma alışkanlıklarıyla ilgili ankete katılanların yüzde katılanların yüzde 89’u da kitap, gazete, dergi okuduğunu belirtti. Öğrencilerin yüzde 74’ü siyasi haberleri okuduğunu belirtirken, yüzde 24’ü siyasi haberlerle hiç ilgilenmediğini kaydetti.