Gazete Vatan Logo

Türkiye'den peş peşe kritik hamleler!

Doğu Akdeniz’de enerji paylaşımıyla ilgili tansiyonun yükseldiği bir dönemde Türkiye’den peş peşe hamleler geliyor. Sondaj ve savaş gemilerini bölgeye yollayan, Libya ile deniz sınırı belirleyen Türkiye, şimdi de KKTC’de insansız hava araçları için üs kuruyor. KKTC’deki Geçitkale Havalimanı Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki gözü olacak.

Türkiye'den peş peşe kritik hamleler!

Türkiye, doğu Akdeniz’de yeni bir stratejik adım attı ve KKTC’de silahlı ve silahsız insansız hava araçlarına (SİHA-İHA) hava üssü kurma kararı alarak bölgede elini daha da kuvvetlendirdi. Malzeme yüklü askeri gemiler Mersin’den yola çıkarken, Rum ve Yunan medyası, “Kıbrıs’a Türk hava üssü” başlıklarıyla gelişmeleri birinci gündem maddesi yaptı.

KKTC’nin Geçitkale havaalanına SİHA ve İHA üssü kurulması, Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarını Türkiye ve KKTC’yi dışlayarak paylaşma adımları atan Rum-Yunan ikilisine yeni bir darbe oldu. Olağanüstü toplanan KKTC Bakanlar Kurulu, önceki sabah Türkiye’den gelen “Geçitkale’yi bize devredin” talebini hemen onayladı.

Türkiyeden peş peşe kritik hamleler

PİST VE HANGARLAR HAZIR

1982 yılında Türk savaş uçaklarının inebilmesi amacıyla yapılan Geçitkale havaalanı, KKTC’nin tek sivil havaalanı Ercan’ın 40 kilometre doğusunda yer alıyor. Bugüne kadar askeri amaçlarla kullanılmayan havaalanında, hava sporları federasyonunun küçük uçakları faaliyet gösteriyordu. Genelkurmay Başkanlığı’nın incelediği havaalanında, uzun bir pist, savaş uçakları için yapılmış, ancak İHA’lar tarafından da kullanılabilecek büyük hangarlar ve kontrol kulesi bulunuyor.

Haberin Devamı

ÇALIŞMA BAŞLADI

KKTC Bakanlar Kurulu’nun onayının hemen ardından Mersin’den malzeme yüklü askeri gemiler yola çıkarken, Geçitkale’de de hummalı bir çalışma başladı. Havaalanı, SİHA ve İHA’ların önümüzdeki hafta uçuşuna hazır hale getirilecek. Geçitkale, 2010 yılında Kıbrıslı iş insanı Asil Nadir’e kargo uçaklarının kullanımı için 15 yıllığına kiralanmıştı. Bakanlar Kurulu ayrıca, kira sözleşmesinde yer alan ve hukukta ‘mücbir sebep’ diye adlandırılan güvenlik ihtiyacını gerekçe göstererek, sözleşmeyi askıya aldı. Rum ve Yunan medyası ise, Türk SİHA ve İHA’larının KKTC’de üsleneceği haberini birinci gündem maddesi yaptı. Rum ve Yunan gazeteleri, Türk uçaklarının ‘burunları dibinde’ üsleneceğini ve Rum hava sahasını da kontrol edeceğini öne sürdü.

BÖLGEDE AVANTAJ SAĞLAYACAK ADIM

Sabit uçak gemisi: Geçitkale ile doğu Akdeniz’in neredeyse tamamında gözlem kabiliyeti kazanıldı. İngiltere’nin Rum kesiminde hava üssü bulunuyor. Rumlar, Fransa ve İsrail’e de hava üslerini açmıştı. Türkiye’nin de Kıbrıs’ta hava üssü oldu. İsrail İHA’larına denge: Kıbrıs Rum yönetimi, İsrail’den 6 İHA satın aldı ve bir dizi anlaşmayla İsrail Silahlı Kuvvetleri’ne tüm sınırlarını açtı. KKTC Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan, “Üssün bir hedefi de Rumların İsrail ile yaptığı anlaşmalardır” dedi.

Haberin Devamı

GEÇ BİR ADIM ATILDI

Eski Başbakan Bülent Ecevit döneminin son Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel, Türkiye’nin 27 Kasım’da Libya’da Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile imzaladığı “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırasını”nı geç kalmış, ama doğru bir adım olarak niteledi. Gürel, Hürriyet’e şunları söyledi:
YUNAN ADALARININ AYRICALIĞI YOK
“Bizim sadece kıta sahanlığımızı belirlemekle yetinmemiz doğru değil. Münhasır Ekonomik Bölge anlaşmaları da yapmamız lazımdı. Libya ile anlaşma yapmamız doğru oldu. Bu anlaşmaya itirazlar büyük ölçüde deniz hukuku anlaşmasında adalara münhasır ekonomik bölge ve kıta sahanlığı hakkı verildiği gerekçesiyle yapılıyor. Aslında bu doğru değil. Deniz hukuku sözleşmesine göre devlet olan adalar veya takım ada devletleri kıta sahanlığına sahip olabiliyor. Yunanistan’ın ana kıtası var. Rodos veya Girit ayrı bir devlet mi, hayır değil. Ege’de Yunanistan’a ait adaların ne takım ada olma özellikleri var, ne de ayrı bir devlet olma özellikleri. Adaların ana kıtadan ayrı bir münhasır ekonomik bölge veya kıta sahanlığı vardır iddiaları safsatadan ibaret.”
Libya ile yapılan anlaşmanın, Doğu Akdeniz’deki diğer kıyıdaş ülkelerle de yapılması gerektiğini vurgulayan Gürel, şöyle devam etti: “Mısır, İsrail, Lübnan ve en önemlisi de Suriye ile aynı anlaşmayı yapmamız gerekiyor. Bence işin asıl büyük kilidi de Kıbrıs’ta duruyor. Hiç vakit geçirmeden Kıbrıs’taki politikamızı açıkca iki devletli çözüme doğru değiştirmemiz gerekiyor.” (Hürriyet)

Haberin Devamı