Türkiye'de politika ve istihbarat turizmi...
'Political Tours' şirketi, her sene Türkiye'ye düzenlediği gezilerle 'turistleri' hızlandırılmış bir eğitime sokuyor. Turun gazeteci 'rehberi' Piotr Zalewski, '5 yıldır Türkiye'yi çözememekten şikayetçi.
Milliyet'ten Gülsin Harman'ın haberine göre; New York Times gazetesinin eski Balkanlar muhabiri Nicholas Wood’un kurucusu olduğu Londra merkezli ‘Political Tours’ (Siyasi Turlar) şirketi; siyaset meraklıları için antropolog Erik Cohen’in tanımıyla ‘sahnelenmiş otantiklik’ten farklı bir turizm anlayışı sunuyor. “Putin’in Rusyası”, “Londra ve Finansal Kriz”, “Devrimden Sonra Libya”, “Güney Afrika-Mandela’nın Mirası”, “Dünyanın En İzole Rejimi: Kuzey Kore” başlıklı turlar sunan şirketin iddiası ‘siyasete ve güncel gelişmelere meraklı gezginler için devrimci bir konsept sunmak’... Uzmanlar, siyasetçiler, akademisyenler, gazeteciler, aktivistlere ‘turistleri’ bir araya getiren tur gazetecilik, sosyolojik saha çalışması ve istihbarat toplama faaliyetlerinin ilginç bir karışımını ortaya koyuyor.
Katılım ücreti 10 bin lira
Türkiye, ‘Siyasi Turlar’ın radarında “Erdoğan ve Anadolu Kaplanları” başlığını taşıyan bir turla bulunuyor. Bu sene “Hızla değişen bu ülkede İslam, kapitalizm ve demokrasi hangi rolü oynuyor?” sorusundan yola çıkan tur 2010’dan beri yapılıyor. 25 Ekim’de 4’üncü kez yapılacak gezi kapsamında Konya, Gaziantep ziyaret edilecek. Gazetecilerle İstanbul ’daki kentsel dönüşüm akşam tekne gezisinde tartışılıp kahvaltıdan sonra şık tesettür üreten bir atölye ziyaret edecek. Fazladan kalmak isteyenlere dört günlük, Diyarbakır ve Mardin’i kapsayan “Kürt güzergâhı” eklenecek. ‘Rehber’ ise önceki gezilerde olduğu gibi 5 yıldır İstanbul’da yaşayan, Foreign Policy ve Financial Times gibi medya kuruluşlarında haberleri yayınlanan ABD’li gazeteci Piotr Zalewski. Katılım ücreti 2 bin 750 sterlin (10 bin TL) olan turda akıcı bir Türkçe konuşan Zalewski’yle birlikte European Stability Iniative düşünce kuruluşunda analist Eddy Ekrem Güzeldere de katılımcılara Türkiye’yi anlatacak. Zalewski’yle program kapsamında uğranılan gezi parkı’nda görüştük.
‘Siyasi Turlar’la ilişkiniz nedir?
- Gazeteci olarak yılda bir kere bir haftalığına çalışıyorum. Onlar için toplantılar ayarlıyorum. Daha çok bir ‘kolaylaştırıcı’ rolü. Klasik anlamda tur rehberi değiliz, ‘fixer’ (mihmandar) gibiyiz. Bir belgesel hazırlıyor gibi, tarafları duymaya, dengeli çalışıyoruz. İşadamları, sivil toplumdan aktivistler, Kürt ve Alevi gruplarla görüşüp bugünün Türkiye’sinin resmini çizmeye çalışıyoruz. Amacımız Türkiye’yi olduğu gibi göstermek.
Ne tarz insanlar geliyor?
- İşadamları, akademisyenler, yabancı devletlerin çalışanları. Genelde İngilizce konuşan ülkeler. Yaş grubu yaşlılar. Haberlerde okuduklarının ötesine geçmek istiyorlar; zamanları, paraları ve ilgileri var.
Belli bir şehri gezmenin Türkiye’yi anlamaya yardım edeceğine hangi kriterlere dayanarak karar veriyorsunuz?
- Bu ilginç bir soru. Belki de gazeteci olarak içgüdüsel bir şekilde buna karar veriyorum. Bir grup insanın bir hikâyeyi anlatmasını istediğinde hangi karakterlere ihtiyacın olduğunu biliyorsundur. Anlatacak bir hikâyesi olan biriyle konuşmak isteyeceğin aşikâr. Uzmanlar söz konusu olduğunda; AB’yle ilişkiler, Türkiye’nin Ortadoğu ’daki dış politikası ya da iç gelişmelerde kimlere gidileceği aşağı yukarı biliniyor. İç siyasette tarafsız yorum yapabilecek insanların sayısı hızla azalsa da... Bir gazeteci olarak da Türkiye konusunda dengeli görüş verebilecek kaynak bulmak da zorlaşıyor. Önceki turlarda gezilen Gaziantep günümüz Türkiyesi’ni anlamlandırmak için neden önemli? - Kayseri, Konya gibi Gaziantep de en hızlı gelişen kentlerden biri, Türkiye’yi uluslararası basında popüler yapan ekonomik büyümenin yüzü. Dini, aileyi ve para kazanmayı...
‘Röntgencilik’ tehlikesi var
Bildiğimiz turizmden farklı olarak ülkeyi ‘anlamayı’ öneriyorsunuz. Yine de 10 gün yeterli mi? Nasıl eleştiriler geliyor?
- Rusya’ya gidip de Kremlin’in finansal politikalarını bilen biriyle barda tanışmam son derece düşük ihtimal. Hatta yok! Bu gezide ise bağlantılara sahip insanlar size altın tepside sunuluyor. Bu turun Türkiye’yi kavramak için yeterli olmadığı söylenebilir. Elbette Türkiye’yi 10 günde çözemezsiniz. 5 yıldır buradayım hâlâ uğraşıyorum! Bu turu ‘Türkiye’ye Giriş’ olarak düşünmek lazım. Bir yandan da ‘röntgencilik’ tuzağına düşme riski var. Kağıt üzerinde bakıldığında bu algıyı yaratabilir. Ekrem’le bunun engellenmesi için özen gösteriyoruz. Geçen sene Gaziantep’teyken mültecilere yardım eden genç Suriyeli aktivistlerle karşılaşmıştık. Bize kamplara yakın yaşayan bazı Suriyeli ailelerin evlerini ziyaret edebileceğimizi söylediler. Bilinçli olarak bu öneriyi kabul etmedik. Gazeteci olarak duruma tanıklık etmek için o eve girmekle, turun içeriği siyasi bile olsa ‘turist’ olarak o eve girmek arasında büyük bir çelişki var. ‘Sefaleti deneyimlemek’ olabilirdi bu, uzak durduk. Aktivistlerin evinde bacağını yeni kaybetmiş, tedavi gören biri vardı; planlanmış bir gezi kesinlikle değildi. Gerçekle bir anda bu ölçüde karşı karşıya gelmek bazı katılımcılara fazla geldi.