Türkiye'de ilk kez yakalandı!
Ergenekon'da kağıt bomba bile çıktı: Detontion Sheet!
Ergenekon’un 10. dalgası kapsamında ele geçirilen silah ve mühimmatlar basına gösterildi; Türkiye’de ilk kez yakalanan “Detonation sheet” adıyla bilinen patlayıcı kağıt dikkat çekti.
İstanbul, Ankara, İzmir, Kayseri, Kastamonu, Sivas, Muğla, Balıkesir, Şırnak, Uşak ve Tokat’ta 7 Ocak’ta gerçekleştirilen operasyonda ele geçen mühimmat İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadale Şube Müdürlüğü’nde basına gösterildi. Mühimmatlar arasında İbrahim Şahin’e ait ve Bedrettin Dalan’ın iş yerinde ele geçen silahlar ve mermilerin yanı sıra, firari Albay Mustafa Dönmez’e ait 22 el bombası yer aldı. Basına gösterilen mühimmatlardan Türkiye’de ilk kez yakalanan ve kurulduğu ortamda yüksek derecece tahrip gücü sağlamasına rağmen, etrafına zarar vermediği bilinen “Detasheet patlayıcı” dikkat çekti. Şahin’in evinde yapılan aramalar doğrultusunda ele geçirilen Kroki yardımı ile Gölbaşı’ndaki kazılarda ise iki adet seri numaraları silinmiş taarruz el bombası ile iki adet seri numaraları silinmiş manyetolu atıma hazır halde lav silahı ele geçirilmişti.
Patlayıcı kağıt nedir?
Patlayıcı kağıt (Detonation sheet) adıyla bilinen Deta, içerdiği yüksek düzeyde patlayıcı olan PETN (Pentaerythritol tetranitrate) maddesi nedeniyle plastik bombalar içinde çok tehlikeli bir yere sahip. İnce kağıtlar halinde olabildiği gibi kalın bir kauçuk görüntüsünde de olabilen bu elastik bomba, yüzeylere yapıştırılma ve bombanın etkisini artırmak için metaller üzerine sarılabilme özelliğine sahip. Orduların yanısıra terör örgütlerince de kullanılıyor. Son olarak 2003’te Tel Aviv’de saldırı düzenleyen İngiliz intihar bombacısı Ömer Han Şerif’in bu bombayı Kur’an sayfaları arasına ince kağıtlar halinde sakladığı tespit edilmişti. X-ray cihazından geçen saldırgan 3 kişinin ölümüne 20 kişinin yaralanmasına yol açan saldırıyı düzenledi.
Sivas’taki silahlar
SİVAS’ta gözaltına alınan zanlılarla ele geçirilen silah ve mühimmatın görüntüleri basına dağıtıldı. Ele geçen silah ve mühimmat şöyle: 2 tabanca, 1 kalem tabanca, 2 el bombası, 1 kuru sıkı tabanca, 4 şarjör, 3 tarihi nitelikli tüfek, 4 av tüfeği, 9 milimetre çapında 37 dolu fişek, 53 dolu av fişeği, 2 kuru sıkı tabanca fişeği, 1 siyah saplı pekçen tabir edilen 45 santimetrelik pala, 1 siyah saplı 25 santimetrelik kama, 1 colombia ibareli kilitli bıçak, 1 muşta, 1 valter ibareli tahmini 25 cm’lik pala, cop, bıçaklar, 1 kılıflı hançer, 1 titanic marka kılıflı hançer, 1 walther marka kılıflı kılıç, 1 ağaç topuz, 1 ezici ahşap sopa, 1 süslemeli tüfek, 1 ucu sivri baston, kama, 12 bilgisayar, 14 cep telefonu.
İddianamede lav silahı nasıl geçiyor?
Ele geçirilen 2 lav silahı akıllara 1997’de İstanbul’da önce Emniyet Müdürlüğü’ne 1 ay sonra daHarbiye Orduevi’neapılan saldırıyı akıllara getirdi. Tuncay Güney’in ifadesinde, Emniyet saldırısının bir misilleme olduğunu öne sürmüştü. İfadelerde, Dev-Sol’un DHKP/C’ye dönüşümünde JİTEM ve Emniyet arasında çekişme yaşandığı iddia edilerek, Susurluk’ta ölen Emniyet Müdürü Hüseyin Kocadağ’ın Dursun Karataş’ı, JİTEM içindeki bir grubun da Bedri Yağan’ı desteklediği öne sürülüyor. 403. klasördeki bu iddiada Emniyet, Dev-Sol ve PKK’ya karşı gibi görünen, ancak uyuşturucu kaçakçılığı yapan bir örgütün kurulduğu öne sürülüyor. Güney ifadesinde, Harbiye Orduevi’ne DHKP/C’nin saldırısı sonrasında, misilleme olarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün Vatan Caddesi’ndeki binasına da saldırı yapıldığını öne sürüyor.