Türkiye yabancı casusların radarına girdi!
Türkiye'nin son dönemlerde savunma sanayinde şaha kalkması dünyanın gözünü Türkiye'ye çevirdi. Bu durum sonucu olarak diğer ülkelerin Türkiye'deki casusluk faaliyetleri hız kazandı. Eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı Em. Korg. İsmail Hakkı Pekin konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı Em. Korg. İsmail Hakkı Pekin, Türkiye'nin savunma sanayinide gelişminin ardından yabancı ülkelerin casusluk faaliyetleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Pekin, "O projeleri, yazılımları ele geçirmek isteyen çok sayıda ülke, insan olur. Sadece güvenlik nedeniyle değil, pazardan pay kapmak, sizi pazara sokmamak için de aynı şeyler var. İHA’ların zayıf tarafını bulup o yazılımda onların üzerine gidecek İHA’ları düşürecek şekilde bir işlem geliştirmek isteyenler de bunu yapabilir. Amaç sadece ülkenin güvenliği değil sizin pazara ulaşmanızı da engellemek ya da sizin ürünlerinizi işe yaramaz göstermek" ifadelerini kullandı.
Eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı Em. Korg. İsmail Hakkı Pekin, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
“İstihbarat servisleri işin içindedir ama bunlar gidip doğrudan bir şey yapmazlar. Yani kendilerine özgü bir bilgi kaynağı ağı yaratırlar. Bir yerde ofis kurarlar idare ederler o ofise bağlı yerli halktan çok sayıda haber kaynağı kullanılır. Bunlar savunma sanayii teşkilatlarında, özel sektörde, üniversitelerde de olabilir. Bunların bir kısmı parayla ilgilidir bir kısmı kadınla ilgilidir ya da kumarla ilgilidir adama şantaj yapılır. Çocuğu başka yerde okuyordur ondan dolayı şantaj yapılır. Aklınıza gelebilecek her şey yapılabilir. Onun için bunlara karşı benim hep savunduğum bir iç istihbarata ihtiyacımız var. Dışarıda da bizim aynı şeyleri yapmamız lazım. Yani hangi ülke ne geliştiriyor, biz onların önüne nasıl geçebiliriz. Biz bu işe daha yeni başlıyoruz”
Türkiye’de teknoloji casusu çok mudur?
“Olmaz olur mu? İddialısın, savunma sanayimi şu hale getireceğim diyorsun o iddia için hamle yapıyorsun, üretiyorsun, yazılım geliştiriyorsun. O projeleri, yazılımları ele geçirmek isteyen çok sayıda ülke, insan olur. Sadece güvenlik nedeniyle değil, pazardan pay kapmak, sizi pazara sokmamak için de aynı şeyler var. İHA’ların zayıf tarafını bulup o yazılımda onların üzerine gidecek İHA’ları düşürecek şekilde bir işlem geliştirmek isteyenler de bunu yapabilir. Amaç sadece ülkenin güvenliği değil sizin pazara ulaşmanızı da engellemek ya da sizin ürünlerinizi işe yaramaz göstermek... Dolayısıyla sizin neyle uğraştığınızı, detaylarını öğrenmek isterler. Mesela Aselsan’ın jammerleri var ya da hava savunma sistemlerini durduracak elektronik aletler geliştiriyor. Diğer tarafta TAİ yazılım geliştiriyor. Türk hava sanayii yeni bir helikopter motoru geliştiriyor. Milli uçak üzerinde çalışılıyor. Bunlar hep onların radarındadır.”
ASELSAN'daki şüpheli ölümler casus işi mi?
“Büyük ihtimalle olabilir. Yüzde yüz böyledir demiyorum ama büyük ihtimalle olabilir. O intiharlar, ölümler araştırılması gereken şeyler. Komplo teorisi gibi geliyor ama olabilir. Sadece bunlar değil mesela Isparta uçağı düştüğü zamanda Bor madeniyle ilgili çalışan bilim insanlarının hepsi öldü biliyorsunuz. Yani o ölümlerde olabilir, eğer peşinde oldukları malzemeyi ele geçiremiyorlarsa bunu geliştirecek insanlar bir şekilde ortadan kaldırılabilir. Bunu yabancı istihbarat örgütleri olduğu gibi yabancı şirketler de yapabilir. Çünkü mesela bir şirketten telsiz alıyorsun, kendi telsizini yaptığında otomatik olarak o şirketin Türkiye’deki pazar payı düşüyor. Dolasıyla bu gibi şirketlerde yapabilir. Mesela adamları satın alıp kendi çalıştırabilir, istifalar vardı hatırlarsanız, bir kısmı öldürülebilir. Yani bu iş hem istihbarat örgütleri tarafından hem büyük şirketler tarafından da yapılabilir.”
Bunlara karşı ne yapılmalı?
“Bu casusluk kişilerle yapılıyor, siber taarruzlarla da yapılıyor ama kritik şeyleri almak için kişilere ihtiyaç var. Yani her ne kadar siber sistem çıktı casusluk bozuldu gibi laflar falan ediliyorsa da casusluk, insan istihbaratı hala devam eden bir olay çünkü bazı sırları ancak insanlardan öğrenebilirsiniz. Onun için bu tip yerlerde çalışanların iyi korunması lazım. Bölgenin de emniyete alınması, siber taarruza da açık olmaması lazım. Mesela İsrail bir siber taarruz yaptı İran’ın uranyum zenginleştirme sistemleri hasara uğradı. Yine Rusya bir siber taarruz yaptı ABD’deki 18 bin teknoloji şirketi, bazı devlet kurumları,40 tane de İsrail teknoloji şirketi etkilendi. Hata yaparsak Türkiye bunlarda da karşılaşabilir. Yani istihbarat teşkilatımızın bu konuyla ilgili çok iyi hazırlık yapması lazım. Dolayısıyla içeriyle ilgili de ayrı bir istihbarat teşkilatı kurulmalı...” (Tunca Bengin-Milliyet)