Türkiye emirlik mi?
Savaşın eli kulağında. Türk halkının olan bitenden haberi yok. Kapalı kapılar ardında pazarlık yapılıyor. Bir hafta öncesine kadar ikinci tezkere için çabalayan AKP Hükümeti, birden sessizliğe büründü...
Son günlere kadar tezkerenin mutlaka geçmesi gerektiğini dile getiren AKP'lilerin büründüğü sessizlik kamuoyunda "Şimdi ne olacak" sorusunu gündeme getirdi.
AKP, 3.5 aylık iktidarında tezkerenin mutlaka geçmesi ve Irak'a ABD müdahalesinde mutlaka yeralması gerektiğini yolunda kamuoyunda yarattığı beklentiden sonra şimdi tam bir sessizliğe büründü. ABD ile yapılan müzakerelerin kapalı kapıların ardında yapılması, Meclis'teki tezkere müzakerelerinin gizli oturumlara dönüştürülmesi kamuoyunda belirsizliği artırdı. AKP iktidarının bu tutumu, kamuoyunda yaratılan beklentiyi belirsizliğe dönüştürerek "şimdi ne olacak" sorusunu gündeme getirdi. Kamuoyunu iknaya dönük AKP iktidarının açıklaması ve ardından belirsizliğe dönüşen ve kafaları karıştıran süreç ise şöyle gelişti.
İlk tezkere kabul edildi
Başbakan Abdullah Gül, 2002'nin son günü gazetecilere "Türkiye bir emirlik, krallık değildir. Ben de emir, kral değilim. Gerçekçi olmak zorundayız, sorumluluk içinde hareket etmeliyiz" diyerek, Türkiye'nin artık ABD'den yanında olduğunu açıkladı. Olası müdahaleye karşı da Türkiye'nin tüm önlemleri aldığını kamuoyuna duyurdu. Gül'ün, kamuoyunu ve Meclis grubunu iknaya dönük bu açıklamasının ardından 4 Şubat'ta AKP Lideri Erdoğan da "Ortadoğu'daki denklemde belirleyici olmak için mutlaka bu müdahalede Türkiye'nin yeralması gerektiğini" söyledi. Bu açıklamaların ardından Ocak ayında toplanan Milli Güvenlik Kurulu'nda, 58'inci Hükümetin "olası müdahaleye karşı tüm hazırlıkları yapması yolunda tavriye kararı" açıklandı. Ardından da, Amerikan üstlerinin modernizasyonuna ilişkin ilk tezkere Meclis'e geldi ve bu tezkere kapalı oturumda kabul edildi.
Güvenliğimiz tehlikede
Birinci tezkereden, sonra gelmesi beklenin asker gönderme ve bulundurmayı içeren ikinci tezkere konusundaki tam bir tarih karmaşası yaşandı. 18 Şubat'ta Meclis'e geleceği duyurulan tezkere daha sonra belirsiz bir tarihe ertelendi ve 28 Şubat'taki MGK toplantısının beklenmesi kararlaştırıldı. Ancak MGK'dan tezkereye ilişkin herhangi bir karar çıkmadı. MGK'nın 31 aralıkta yaptığı değerlendirmenin dışında değerlendirmesinin bulunmadığı kamuoyuna yansıdı. İkinci tezkere 1 Mart'ta Meclis gündemine geldi Tezkerenin Meclis'e geldiği gün Başbakan Gül, "Türkiye'nin güvenliği tehlikede" dedi. AKP lideri Erdoğan da, grubun eğlimini belirlemek üzere kapalı yapılan ve üç gün süren grup toplantısının son günü yaptığı konuşmada, "72 milyar dolar dış borumuz var. Bu işin dışında kalamayız" dedi. Tezkere 1 Mart'ta Meclis'te gizli oturumda reddedildi. Ardından yeni bir ekonomik paket açıklandı ve vatandaşın sırtına ek vergilerle yeni yükler bildirildi. Maliye Bakanı Ünakıtan "Barışın da bir bedeli var" dedi. Tezkerenin Meclis'de reddedilmesinden sessiz kalmakla eleştirilen Genelkurmay'dan da bir açıklama geldi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, "Türkiye'nin savaşın dışında kalamayacağını" açıkladı ve hükümetin tezkeresine açık destek verdi. Tüm bu gelişmelerden sonra, AKP iktidarının kamuoyunda yarattığı beklendi, tezkerenin Meclis'te reddedilmesinden sonra yerini bir belirsizliğe bıraktı.
Yeni tezkere askıya alındı
2. tezkerenin Meclis'te görüldüğü güne kadar en yetkili ağızlardan, yeni tezkerenin Meclis'e gelip çıkması gerektiği yolunda açıklamalar yapıldı. Ancak, araya giren 9 Mart'taki Siirt seçimleriyle birlikte Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekili seçilmesi ve yeni hükümetle birlikte yeni tezkere de askıya alındı, ne zaman Meclis gündemine geleceği konusunda da tam bir belirsizlik yaşanmaya başladı.