Türk jetlerine "yerde" görev
Suriye'nin kuzeyindeki terör hedeflerine yönelik yürütülen Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında, Türk jetleri iki haftadır hava harekatına katılmıyor.
DEAŞ başta olmak üzere terör örgütlerinin yarattığı tehdidi bertaraf ederek hudut güvenliğini artırmak ve koalisyon güçlerine destek vermek için Suriye'nin kuzeyine yönelik 24 Ağustos'ta başlatılan Fırat Kalkanı Harekatı 77. gününe ulaştı.
Bu kapsamda terör örgütü DEAŞ ve PKK/PYD hedefleri vurulmaya devam ediliyor. Türk Silahlı Kuvvetleri ve koalisyona bağlı kuvvetlerin hava harekatlarıyla desteklenen muhalif unsurlar yaklaşık bin 440 kilometrekare alanda kontrolü sağladı.
AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, harekatın uygulanması konusunda son iki haftada bazı önemli değişiklikler yaşandı. Daha önce terör örgütü hedeflerine yönelik hava harekatlarına katılan Hava Kuvvetleri Komutanlığına ait uçaklar, son dönemde bu harekatlara katılmamaya başladı.
Türk Silahlı Kuvvetlerinden Fırat Kalkanı Harekatı'na yönelik gerçekleştirilen bilgilendirmelerde söz konusu durum, "Hava Kuvvetlerimize ait uçaklar tarafından hava harekatı icra edilmemiş, ani çıkacak hedeflere yönelik olarak, 'yerde bekler' uçak görevlendirilmiştir." ifadeleriyle aktarıldı.
Hava Kuvvetleri Komutanlığına ait savaş uçakları, Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında en son, operasyonun 61. gününde uçtu. Jetler, Cubban'ın güneyi ve Burj'daki 4 hedefe düzenledikleri hava harekatında savunma mevzisi olarak kullanılan 4 bina ile DEAŞ üyesi 11 teröristi etkisiz hale getirdi.
Türk jetlerinin operasyonun 58. gününde gerçekleştirdikleri bir diğer hava harekatı ise terör örgütü PKK/PYD'ye büyük darbe vurdu. Hava Kuvvetleri Komutanlığına ait savaş uçakları, terör örgütü PKK/PYD'nın yeni kontrol altına aldığı bölgedeki 18 hedefe 26 bomba attı, terör örgütü tarafından karargah, mevzi, silah deposu olarak kullanılan binalar imha edilirken, 160-200 terörist etkisiz hale getirildi.
Söz konusu harekatın özellikle Hava Kuvvetleri Komutanlığına bağlı uçakların bundan sonraki görevlerini de etkilediği ileri sürüldü.
"YPG aparat olarak kullanılıyor"
Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suriye'de özellikle ABD ve Batı dünyasının himayesinde varlık ve etki üreten terör örgütü PKK'nın uzantısı YPG yapılanmasının olduğunu belirtti.
"Batı dünyası DEAŞ'ı gerekçe göstererek YPG'yi aparat olarak kullanıyor." diyen Ağar, Batılı ülkelerin bunu kendi çıkarları doğrultusunda yaptığını da bildirdi.
Terör örgütü PKK/PYD'nin Batı dünyası tarafından kollandığını ve donatıldığını ifade eden Ağar, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin 160-200 PKK'lıyı etkisiz hale getirmesi aslında çok önemli bir cevaptı. Bundan rahatsız olan sadece ABD değil, aynı zamanda Suriye merkezi hükümeti de bir şekilde rahatsız oldu ve bizim uçaklarımıza kilitlenmeye başladılar. Suriye'den hava savunma sistemleriyle bizim uçaklarımıza kilitlenmeye başladıktan sonra uçaklarımız uçmamaya başladı. Yeni bir kriz istemedi Türkiye. Bana kalırsa bu noktada da doğru yaptı. Türkiye'nin yeniden konjonktürün yerine oturmasını beklediğini düşünüyorum. Bununla ilgili mutlaka görüşmeler yapılıyor."
TSK tarafından terör örgütü PKK/PYD'ye yapılan ve 160-200 teröristin etkisiz hale getirildiği hava harekatına ilişkin, "Birileri bu işten çok fazlasıyla rahatsız oldu." görüşünü paylaşan Ağar, "Suriye karasalındaki hava savunma sistemleri Türk jetlerine kilitlenmeye başladı, o harekatın ardından. Ondan sonra Türkiye uçaklarını sokmamaya başladı." dedi.
Güvenlik uzmanı Yarar
Güvenlik uzmanı Mete Yarar ise bir hedef değerlendirilirken en uygun atış sisteminin de seçildiğini belirtti.
Bunu yaparken en kolay olan yolun tercih edildiğini vurgulayan Yarar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında terör örgütü DEAŞ ve terör örgütü PKK/PYD unsurlarını ateş altına aldığını anımsattı.
Bölgede terör örgütlerine ait sabit ve hareketli hedeflerin olduğuna dikkati çeken Yarar, sabit hedeflere çoğunlukla Fırtına obüsleri ile atış yapıldığını aktardı.
Menzil içinde olan terör örgütü unsurlarının imhasına yönelik bu yöntemin kullanıldığını, bunun da en kolay ve az riskli yöntem olduğunu vurgulayan Yarar, "Türkiye'den başka bir yere gitmeden atış yapılabilecek bir olay varken uçakları yaklaşık 30 kilometrelik derinliğe sokmanın açıkçası doğru bir kavram olduğunu hedef kıymetlendirmesi yapanlar düşünmez." diye konuştu.
Yarar, harekat kapsamında hava desteğinin genellikle koalisyon uçaklarınca sağlandığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Havada onların uçakları var, eğer o yapabiliyorsa onu kullanıyoruz. Burada önemli olan hangi hedefe kimin ateş edebildiği ile ilgili bir sistem. 'Koalisyon uçakları rahatlıkla uçabiliyor, Türk uçakları uçamıyor' şeklinde bir mantaliteden kaynaklanmıyor. Bu değerlendirme şu anda çok eksik olur. Tabii ki risk var, zaten o risk olduğu için de bu riskler değerlendirildiğinde en kolay hedefi ateş altına alacak silah sistemi seçiliyor. Bence Hava Kuvvetlerinin seçilmemesindeki en önemli sebeplerden bir tanesi, risk faktörlerini değerlendirerek en kolay hedefi ateş altına alabilecek ve en risksiz silah sistemi seçiliyor. Bu durum da bütün silahlı kuvvetlerin düşünce mantığında çok doğru bir mantıktır."
Emekli Hava Korgeneral Karakuş
Emekli Hava Korgeneral Erdoğan Karakuş da Rusya'nın Suriye'de etkili olduğunu ve bölgeye yerleştiğini belirtti.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Suriye'nin kuzeyindeki harekat kapsamında muhalif unsurları desteklediğini, harekatın bu unsurlar tarafından icra edildiğini vurgulayan Karakuş, Hava Kuvvetleri Komutanlığına bağlı savaş uçaklarının 160-200 arası terör örgütü PKK/YPG üyesini etkisiz hale getirmesinin batılı ülkeleri rahatsız etmiş olabileceğini söyledi.
Türk jetlerinin Fırat Kalkanı Harekatı kapsamındaki hava harekatlarına katılmasının önündeki sıkıntının aşıldığına yönelik düşüncesini dile getiren Karakuş, "Genelkurmay Başkanı'nın Rusya'ya gidişi döneminde aşıldı." diye konuştu. Karakuş, Orgeneral Hulusi Akar'ın Rusya ziyaretinin bu kapsamda da değerlendirilebileceğini ifade etti.
Hava harekatlarının koalisyon güçleriyle birlikte harekat merkezlerinden yönlendirildiğini ifade eden Karakuş, hava harekatlarının gerektiğinde yapılmasının önemine değindi.
Akar'ın Rusya ziyareti
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Rus mevkidaşının davetlisi olarak 1 Kasım'da Rusya'ya gitmişti. Orgeneral Akar'ın, Rusya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Valery Gerasimov ile görüşmesinde, askeri iş birliği konuları ile bölgesel konuların değerlendirildiği açıklanmıştı.