Türk basını ‘en beyefendi öğretmeni’ni kaybetti...
Türkiye’de gazetecilik okulu gibi çalışan Cumhuriyet’in yöneticilerinden, Vatan gazetesini var eden kadronun en önemli isimlerindendi... Birçok gazetecinin hem öğretmeni, hem abisi olmuştu. Türk basını çok önemli bir gazeteciyi, bir entelektüeli ve bir beyefendiyi, Okay Gönensin’i kaybetti...
Türk basınının en kıdemli isimlerinden gazeteci Okay Gönensin dün sabaha karşı saat 04.30’da hayatını kaybetti. Gönensin’in ölüm nedeninin “kalp krizi” olduğu açıklandı. Bir süredir sağlık sorunları olan Gönensin’in vefat haberi sevenlerini ve basın camiasını yasa boğdu. 1975 yılında Cumhuriyet Gazetesi’nde mesleğe başlayan Gönensin, Sabah, Yeni Yüzyıl, Star ve Yeni Bin yıl gazetelerinde görev yaptı. Gönensin, Vatan gazetesinde köşe yazısı yazmaya devam ediyordu.
‘Çok iyi bir dosttu’
Gönensin’in yakın arkadaşı, meslektaşı Aytekin Hatipoğlu ve asistanı İlkay Açıkgün gün boyu evde taziyeleri kabul etti. Aytekin Hatipoğlu, arkadaşını anlatırken gözyaşlarına hakim olmadı. “Her şeyden önce çok iyi bir dosttu” diyen Hatipoğlu, “Çoğu gazetecinin öğretmenidir. O her zaman “Gazetecinin en önemli görevi gazeteyi yaşatmak ve her gün çıkmasını sağlamak” derdi. Gazetecilik için çok büyük bir değeri kaybettik” ifadelerini kullandı.
1993 yılından bu yana birlikte çalıştıklarını söyleyen asistanı İlkay Açıkgün, Gönensin’in vefatının ardından şunları söyledi: Benim için baba gibiydi.
‘Şekerim’ dediğinde...
Bir kaç günüdür rahatsızdı. Ama çok ciddiye almamıştı. Bizim için çok ani bir vefat oldu. Meslek hayatında çok iyi bir öğretmendi. Herkesle arkadaş gibiydi. Çok nadir kullandığı bir kelime vardı. O da Şekerim’di. Bu kelimeyi kullandıysa anlardık ki çok kızmış. Ama kimseyle kötü bir anısı yoktur. Herkesin sevip saydığı bir insandı. Çok üzgünüz.” Kardeşleri Koray ve Turgay Gönensin de acılarını, “Türkiye’ye çok saygılı bir kişiydi. Acımız çok büyük” sözleriyle anlattı. Okay Gönensin bugün Zincirlikuyu Camii’nde ikindi namazının ardından kılınacak cenaze namazından sonra Nakkaştepe Mezarlığı’nda defnedilecek.
‘Hayat nedir, ölüm nedir kader nedir, güç nedir?’
Bu sözler Okay Gönensin’in, ‘Bu da Geçer Yahû’ adlı kitabının tanıtımından. Gönensin, Karakarga Yayınları’ndan çıkardığı kitap 21. yüzyılın depresyonun sınırında yaşayan bireyi için antidepresan niteliğindeydi.
Yakınları, dostları, basın camiası yasta
‘Ustamızı yitirdik’
Gazeteci Zafer Arapkirli: Değerli bir ustamızı, ağabeyimizi, meslek büyüğümüzü yitirdik. Başımız sağ olsun.
‘Benim çok değerlim...’
Fotoğrafçı Barış Bil: Bu sabah telefonu açtım ve ölüm haberini alınca şok oldum. Nezaketi, beyefendiliği, centilmenliği, bilgisi, kültürü ve öğreticiliği ile aklımdan hiç çıkmayacak. Hep gözümün önüne muzip, çocuksu, heyecanlı ve çoğu zaman neşeli bakışları gelir. Öyle de kalacak.
Bilmiyorum Okay Gönensin benim neyim, ama çok değerlim…
‘Sıkı bir entelektüeldi’
Gazeteci-Yazar Fatih Güllapoğlu: Sıkı bir entelektüel ve tam bir kitap kurdu idi. Zekası normal zeka düzeyinden yüksekti. Ama en önemli kusuru kendine bakmaması, sağlıksız yaşamasıydı. Dilerim ki mekanın cennet olur ve o dünyada aradığın mutluluğa kavuşursun.
‘Oysa daha dündü’
Gazeteci-Yazar Belma Akçura: Okay Gönensin’i de kaybettik... Oysa daha dündü... Gazeteciler Cemiyeti’nin Meslek Etiği İlkeleri Kurulu’na koordinatör olmam için beni ilk o önermiş, elini ilk o kaldırmıştı... boşluğa düşünce anılar da yoruyor... Huzur içinde uyu...
‘Fransız ekolündendi’
Gazeteci Gündüz İmşir: Bugün Okay ağabeyimi kaybettiğimi öğrendim. Üzüntüm çok büyük. Fransız ekolünden gelen 24 saat gazetecilik yapan kıvrak bir zekaya sahip Türk medyasının önemli mihenk taşlarından birisiydi. Hoşçakal usta... İyi ki seni tanıma Şeref’ine erişmişim...
‘Özleyeceğim...’
Karikatürist Tan Oral: Okay Gönensin uzun yıllar yazı işleri müdürümdü. Bir gün bana ‘arka sayfada çizeceksin’ dedi ve gitti. Peki bile diyemedim, talimatlarının dışına hiç çıkmadım. Çünkü bunu gerektirecek bir sözünü de hatırlamıyorum. Amam soranlara benim için ‘gizli deli’ derdi. Okay’ı ve onun sakin, içten dostluğunu ve gazeteciliğini özleyeceğim.”
Gazeteciliğe adanmış bir ömür
Duayen gazeteci Okay Gönensin, 1950 yılında Kars Sarıkamış’ta doğdu. Gönensin, 1967’de Saint Joseph Fransız Lisesi’nden, 1972 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. Gazeteciliğe ilk adımını 1975 yılında Cumhuriyet’te attı. 9 Mayıs 1983 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü iken gazetenin baş yazarı Nadir Nadi ile birlikte iki ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı.
Vatan’ın kurucularından
Cumhuriyet, Sabah, Yeni Yüzyıl, Star ve Yeni Bin yıl gazetesinde yazı işleri müdürü, yayın koordinatörlüğü, genel yayın yönetmenliği, köşe yazarlığı ve başyazarlığı olarak çalıştı. Gönensin 2002 yılında Sabah gazetesinden ayrıldıktan sonra Vatan gazetesini kurmuş olan “Bağımsız Gazeteciler Grubu” arasında yer aldı.
Yazar, çevirmen...
Usta Gazeteci, en son 2016 yılında ‘Bu da Geçer Ya Hû’ isimli kitabını yayınladı. Yazarlığın yanında ‘Gün Doğarken Bülbül Susar, Gece Bekçisi, Ateş ve Kılıç gibi eserlerin çevirmenliğini yaptı. Sürekli Basın Kartı sahibi olan Gönensin, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Sedat Simavi Ödülleri Gazetecilik Seçici Kurulu’nda ve Meslek İlkelerini İzleme Komisyonu’nda yer aldı. Gönensin, köşe yazılarına VATAN gazetesinde devam ediyordu.
