TSK’da ‘imam’ yok!
CHP’li Hüseyin Aygün’ün “TSK’nın imamı Orgeneral Özel mi?” sözüne Genelkurmay yanıt verdi: “Tahammül sınırları aşıldı. TSK’da bilinen ve ima edilen unvan ve sıfatta kişi/kişiler bulunmamaktadır”
Genelkurmay Başkanlığı, CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün, “TSK’nın imamı Özel mi?” açıklamasıyla ilgili hukuki süreç başlatıldığını açıkladı. Aygün’ün twitter hesabından “Soru artık şu; Ordunun, yani TSK’nın imamı kim” demişti. TSK’nın “eski imamı” olarak Genelkurmay eski Başkanı emekli Org. Hilmi Özkök’ü işaret eden Aygün, “Peki ama bugünkü baş imam kim?” diye sormuştu.
Aygün’ün bu sözleri ile bu sözleri kullanarak Org. Özel’e çeşitli platformlarda eleştiriler getirilmesine, Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel’in sert tepki gösterdiği öğrenildi. Org. Özel’in bu tepkisi TSK’nın basın açıklamasına da yansıdı. Org. Özel’in talimatıyla yapılan açıklamada, şöyle denildi:
Dava açılıyor
“Bazı kişilerin basın özgürlüğü ve dokunulmazlık zırhına bürünerek, Türk Silahlı Kuvvetlerinin manevi kişiliğine, onun şerefli ve saygın mensuplarına yönelik olarak yaptıkları haksız, mesnetsiz, acımasız ve her türlü sorumluluktan uzak ithamlarının tahammül sınırlarını aştığını yüce milletimiz ile paylaşmayı görev kabul ediyoruz. Milletvekili olan bir kişinin sarf ettiği yakışıksız sözler esefle karşılanmış, konu ile ilgili hukuki süreç başlatılmıştır. Yüce Türk Milletinin gözbebeği Silahlı Kuvvetlerde; yüreği vatan ve millete hizmet aşkı ile dolu, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bekasına, yüce milletinin huzur ve güvenliğine kendisini adamış, ‘İnsan Haklarına ve Demokratik Düzen’e saygılı kişiler/komutanlar vardır. Yüce milletimizin bağrından çıkmış olan Türk Silahlı Kuvvetlerinde bilinen ve ima edilen unvan ve sıfatta kişi/kişiler bulunmamaktadır. Yasa dışı faaliyeti tespit edilen personel hakkında yasal işlem tereddütsüz uygulanmaktadır.”
'Bizatihi kumpasın ürünü’
CHP’li Aygün, Genelkurmay’ın açıklamasına yanıt verdi. “Özel ve ekibini itham ediyoruz” ifadesiyle başlayan yanıtta “Bizim eleştirdiğimiz TSK değil, Özel ve ekibidir. Bu ekibin işbaşına gelmesi zaten bizatihi ‘kumpas’ın bir ürünü ve ifadesidir. Askerlere dönük yoğun gözaltılar, tutuklamalar, hemen YAŞ öncesi ‘Ergenekon’, ‘Poyrazköy’, ‘Askeri Casusluk’, ‘İnternet Andıcı’ soruşturmalarında çıkan yakalama kararlarıyla Özel ve ekibi için ‘Mıntıka Temizliği’ yapıldığını bu ülkede yaşayan çocuklar bile bilmektedir” denildi.
İşte ‘Kumpas’ dilekçesi:
Soruşturma gerektirir bir hal var!
Genelkurmay’ın 27 Aralık 2013 tarihlu suç duyurusunun dilekçesinin içeriği aydınlandı. Dilekçede, Başbakan danışmanı Yalçın Akdoğan’ın, “orduya kumpas” ifadesi hatırlatılarak, “soruşturma gerektiren bir hal” olduğuna dikkat çekilmiş ve bu yöndeki haber ve yorum örnekleri gönderilmiş. “Bahse konu yazı, haber ve yorumlarda birçok TSK personeli hakkında adli işlem yapılmasına neden olan olayların, yargı süreçlerinin ve TSK’yı yıpratmaya yönelik faaliyetlerin anılan yapılanma tarafından kurgulandığının ima edildiği belirlendiği” ifade edilen dilekçede, şöyle deniliyor:
Olası suçlar da sıralandı
“Anılan hususların doğru olması halinde TSK’yı ve personelini hedef alan faaliyetleri yürüten kişilerin, yetkili makamlara bildirimde bulunmayan ve gerekli işlemleri yerine getirmeyen kamu görevlilerinin eylemlerinin ‘Suç işlemek amacıyla örgüt kurma’, ‘İftira’, ‘Suç uydurma’, ‘Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi’, ‘Suçluyu kayırma’, ‘Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs’ suçları başta olmak üzere, çeşitli suçlara vücut verebileceği değerlendirilmektedir. Bilindiği üzere 5271 sayılı CMK’nın 160’ıncı maddesi ‘Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar’ hükmünü amirdir.”
‘Şikayetlerle örtüşüyor’
“Bu yöndeki haber ve yorumlara kaynak teşkil eden köşe yazısındaki iddiaların Başbakan Siyasi Başdanışmanı olan bir milletvekiline ait olduğu, benzer iddiaların son dönemde başkaca üst düzey yetkililer tarafından da dile getirildiği, bunun yanında belirtilen hususların çeşitli davalarda haklarında işlem yapılan TSK personelinin, bazı sivil toplum örgütlerinin kamuoyuna yansıyan şikayetleri/açıklamaları ile örtüşür mahiyette olduğu bir bütün olarak dikkate alındığında, CMK’nın 160’ıncı maddesi anlamında soruşturma başlatılmasını gerektiren bir halin mevcut olduğu kıymetlendirilmektedir.”