Gazete Vatan Logo
GündemTorunu son noktayı koydu!

Torunu son noktayı koydu!

Afganistan Enformasyon ve Kültür Bakanlığı’nın, “Mevlana, ne Türk ne de Fars’tır

O bizim edebi figürümüzdür” açıklaması büyük yankı uyandırdı. Mevlana’nın 22. kuşaktan torunu Esin Çelebi, “Hz. Mevlana Farsça konuşsa da kendi eserlerinde Türk olduğunu vurgulamıştır“ dedi.

İSLAM dünyasının en önemli düşünürlerinden biri olan Hz. Mevlana’nın kökeniyle ilgili yapılan tartışmalara Afganlılar da katıldı. Bugünkü Afganistan sınırları içinde yer alan Belh kentinde doğan Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin Afgan kökenli olduğu iddiası ortaya atıldı. Afgan Enformasyon ve Kültür Bakanlığı, “Mevlana bizim edebi figürümüzdür” açıklamasında bulundu. Öte yandan Kabil Üniversitesi’nin öncülüğünde Afgan Kültürünü Koruma ve Sahiplenme Hareketi de bir çalışma başlatarak, Mevlana‘nın Afgan kültürünün bir parçası olduğunu dünyaya kabul ettirmek için çalışacaklarını deklare etti. Daha önce de İran’ın sahiplendiği Mevlana’ya, şimdi de Afganistan’ın sahip çıkması Türkiye’de de büyük yankı uyandırdı.

Torunu son noktayı koydu

Mevlana’nın etnik kimliğinin gerçekte ne olduğuna ilişkin tartışmalara ünlü düşünürün 22’nci kuşaktan torunu ve Uluslararası Mevlana Vakfı 2. Başkanı Esin Çelebi Bayru da katıldı. Mevlana’nın eserlerini Farsça söylemiş olsa da sözlerinin adresinin Konya olduğuna dikkati çeken Bayru, “Selçuklular’ın resmi dili de Farsça’ydı. Hz. Mevlana kendi eserlerinde Türk olduğunu vurgulamıştır. Kaldı ki önemli olan verdiği mesajlardır. Hz. Mevlana sadece bizim coğrafyamıza sıkışıp kalmamış, öğretisi tüm dünyaya yayılmıştır. Afganlar’ın devletleşme süreci 100-150 yıllık bir serüven. Oysaki Mevlana, 800 senedir gönüllerde yaşıyor. Belh bölgesi, onun döneminde bir Türk şehriydi ve Harzemşahlar’ın yaşamış olduğu bir bölge olarak biliniyordu. ‘Aslım Türk’tür’ diyor Mevlana hazretleri. Lisanı Farsça olsa da etnik kökeni Türk’tür. Büyükannesi ise bir Harzemşah prensesiydi. Türbesini her gün 8 bin kişi ziyaret ediyor” dedi.

UZMANLAR NE DEDİ?

Mevlana evrenseldir

- Prof. Dr. Derya Örs (Mevlana Araştırmaları Derneği): “Mevlana’nın kökeni konusundaki tartışmalar 60 yıldır sürüp gitmekte. Mevlana evrensel bir değerdir. Eski dönemde coğrafi sınırlar şimdiki kadar çok keskin düşünülmemişti. Belh şehrinin olduğu yerleşim alanları, Büyük Türkistan Horasan Bölgesi olarak adlandırılıyordu. Bölgede Türkler’le birlikte, Araplar ve Farslar da yaşıyordu. Eserlerini Farsça vermiş olması Türk soyundan gelmediği anlamı taşımaz. Mevlana gibi eserlerini Farsça verip Türk soyundan gelenler bulunuyor.”

Soyu Türk’tür

- Doç. Dr. Nuri Şimşekler (Selçuk Üniversitesi Mevlâna Araştırmaları Enstitüsü Müdürü): “Hz. Mevlana Türk soyludur. Mevlana net olarak Harzemşah soyundandır. Büyük annesi Harzemşah sultanıdır. O dönem Pakistan’dan Anadolu’ya kadar olan coğrafyada edebiyat dili Farsça, bilim dili ise Arapça’ydı. Hz. Mevlana Türkçe’yi de biliyordu. Ancak şiir verecek olgunluğa erişmediği için Farsça’yı kullandı. Oğlu ise Türkçe şiir diline yönelmiş ve eserler vermiştir. Oğlunun Türkçe divanı bulunmaktadır. Türkler’i öven birçok beyiti vardır. Divan-ı Kebir’in en eski orijinal yazmalarından birinde aynen şu ifade geçer: ‘Her ne kadar Farsça söylesem de aslım Türk’tür.’”

İranlı bakan Hüseyni Mevlana’yı ziyaret etti

İRAN Kültür ve İslami İrşad Bakanı Seyit Muhammed Hüseyni, Konya’da Mevlana Müzesi’ni gezdi. Mevlana ve Şems-i Tebrizi Kitapları Sergisi’nin açılışı için Konya’ya gelen Hüseyni, ilk olarak Şems-i Tebrizi Türbesi’ni, ardından Mevlana Müzesi’ni ziyaret etti. Hüseyni, Mevlana ve Şems-i Tebrizi Kitapları Sergisi’nin açılışında, Konya’ya yaptıkları ziyaretin ikili ilişkilerin gelişmesi açısından çok önemli olduğunu belirtti. Mevlana’nın hakkının yüzeysel bir şekilde sadece türbesi ziyaret edilerek verilemeyeceğini, eserlerini okuyarak Mevlana’nın daha iyi anlaşılacağını söyledi. Bakan Hüseyni, sergide İranlı heykeltıraş Behzad Hajir’in yaptığı semazen figürlerini inceledi.

Haberin Devamı