Gazete Vatan Logo

Teşrik tekbiri ne zaman okunur? Teşrik tekbiri nasıl yapılır?

Teşrik tekbirleri Kurban Bayramı ile birlikte pek çok kişinin merak ettiği konuların başında geliyor. Kurban Bayramı’nın arefe günü sabah namazından itibaren başlayan teşrik tekbirlerinin ne zaman biteceği merak ediliyor. Peki, Teşrik tekbiri ne zaman okunur? Teşrik tekbiri nasıl yapılır? Teşrik tekbiri kaç defa getirilir? Teşrik tekbiri nasıl söylenir? Teşrik tekbirleri ne zaman bitiyor? İşte detaylar...

Teşrik tekbiri ne zaman okunur? Teşrik tekbiri nasıl yapılır?

Kurban Bayramı arife gününde başlayan teşrik tekbirlerinin ne zamana kadar okunacağı merak ediliyor. Teşrik tekbirlerini Hz. Muhammed'in Kurban Bayramı boyunca devam ettirdiği rivayet ediliyor. Peki, Teşrik tekbiri ne zaman okunur? Teşrik tekbiri nasıl yapılır? Teşrik tekbiri kaç defa getirilir? Teşrik tekbiri nasıl söylenir? Teşrik tekbirleri ne zaman bitiyor? İşte teşrik tekbirleri ile ilgili detaylar...

TEŞRİK TEKBİRLERİ BAŞLANGICI VE BİTİŞİ

Teşrik tekbirlerinin ne zaman getirileceğine dair detaylar, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından şu şekilde açıklanmıştır;

Fakihler, arefe gününden önce ve bayramın dördüncü gününden sonra tekbir alınmayacağı ve cemaatle kılınan farz namazların arkasından tekbir alınması gerektiği hususunda ittifak etmiştir.

Teşrîk tekbirlerinin başlangıç ve bitiş vakitleri hususunda Hanefî mezhebinde tercih edilen ve günümüze kadar uygulanan Ebû Yûsuf ile İmam Muhammed’in görüşlerine göre arefe günü sabah namazı ile bayramın dördüncü günü ikindi namazı arasında yirmi üç vakit farz namazdan sonra, Ebû Hanîfe’ye göre ise sadece arefe günü sabah namazı ile bayramın birinci günü ikindi namazı arasında sekiz vakit farz namazın ardından tekbir alınır.

Haberin Devamı

Hz. Peygamberin (s.a.s.), kurban bayramının arefe günü sabah namazından başlayarak bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar, ikindi namazı da dâhil olmak üzere farzlardan sonra teşrik tekbirleri getirdiğine dair rivayetler vardır (Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, III, 315; Dârekutnî, es-Sünen, III, 439, 440).

Buna göre Hanefîlerde tercih edilen görüşe göre arefe günü sabah namazından bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar 23 vakit, her farzın ardından teşrik tekbiri getirmek, kadın erkek her Müslümana vaciptir. Teşrik günlerinde kazaya kalan namaz aynı günlerde kaza edilirken teşrik tekbirleri de getirilir. Teşrik günleri çıktıktan sonra kaza edilmeleri hâlinde ise tekbir getirilmez. Namaz kaza edilmedikçe tekbirler kaza edilmez (Serahsî, el-Mebsût, II, 43-44; İbnü’l-Hümâm, Feth, II, 82). Şâfiî mezhebine göre ise teşrik tekbirleri sünnettir (Mâverdî, el-Hâvî, II, 500-501).

Haberin Devamı

TEŞRİK TEKBİRİ NASIL YAPILIR? İŞTE TEŞRİK TEKBİRLERİNİN OKUNUŞU

Teşrîk tekbiri "AllahüekberAllahüekber lâ ilâhe illallahüvallahüekber Allahüekber ve lillâhi’l-hamd" şeklindedir.

Teşrik tekbirleri, Kurban Bayramı’nın son üç gününü kapsayan zaman dilimine ve zilhicce ayının belli günlerinde farz namazların ardından söylenen tekbire verilen isimdir. Zilhiccenin muayyen günlerinde farz namazların ardından özel lafızlarla getirilen teşrik tekbirleri, arefe günü başlayıp, Kurban Bayramının üçüncü günü sona ermektedir.

TEŞRİK TEKBİRİ NE ZAMAN BİTER?

Hz. Peygamberin (s.a.s.), Kurban Bayramı'nın arefe günü sabah namazından başlayarak bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar, ikindi namazı da dâhil olmak üzere farzlardan sonra teşrik tekbirleri getirdiğine dair rivayetler vardır (Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, III, 315; Dârekutnî, es-Sünen, III, 439, 440).

Buna göre Hanefîlerde tercih edilen görüşe göre arefe günü sabah namazından bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar 23 vakit, her farzın ardından teşrik tekbiri getirmek, kadın erkek her Müslümana vaciptir. Teşrik günlerinde kazaya kalan namaz aynı günlerde kaza edilirken teşrik tekbirleri de getirilir. Teşrik günleri çıktıktan sonra kaza edilmeleri hâlinde ise tekbir getirilmez. Namaz kaza edilmedikçe tekbirler kaza edilmez (Serahsî, el-Mebsût, II, 43-44; İbnü’l-Hümâm, Feth, II, 82). Şâfiî mezhebine göre ise teşrik tekbirleri sünnettir (Mâverdî, el-Hâvî, II, 500-501).

Haberin Devamı