'Terörü haklı gösterecek hiçbir gerekçeyi kabul etmeyiz'
Türkçe konuşan ülkelerin devlet başkanı düzeyinde temsil edildiği Antalya'daki zirvede konuşan Cumhurbaşkanı Sezer, Türkiye'nin uzun yıllar terörden zarar gören bir ülke olarak, terörü haklı gösterecek hiçbir gerekçenin varlığını kabul etmeyeceğini söyledi
Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları 8'inci Doruk Toplantısı, Antalya'daki Talya Divan Otel'de başladı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in ev sahipliğinde yapılan zirveye Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Kurmanbek Bakiev ve Türkmenistan'ı temsilen Büyükelçi Nurberdi Amanmuradov katılıyor.
ÖZBEKİSTAN KATILMADI
Zirveye davetli olan, son güne kadar da meclis başkan yardımcısı düzeyinde katılacağı bildirilen Özbekistan, dün Dışişleri Bakanlığı'na gönderdiği nota ile toplantıya katılmayacağını duyurdu. Özbekistan'ın notasında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 3'üncü Komitesi'nde görüşülmesi beklenen Özbekistan'ın insan hakları alanındaki durumunun olumsuz görüldüğüne ilişkin kararnameye Türk Dışişleri Bakanlığı yetkililerince Türk tarafının destek vereceğinin belirtildiği kaydedildi. Notada, "Bu nedenle Özbek tarafı toplantıya Özbek delegasyonunun katılmasını uygun görmemiştir" denildi.
Ortak tarih, kültür ve dil birlikteliğinden kaynaklanan derin, güçlü dostluk ve kardeşlik bağları bulunan katılımcı ülkelerin bir araya gelerek görüş alışverişinde bulunmalarına olanak sağlayan üst düzeyli forum niteliği taşıyan zirveye hükümeti temsilen Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ile Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın katıldı.
SEZER'İN KONUŞMASI
Zirvenin açılış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Sezer, Antalya Doruk Toplantısı'nın Türk dili konuşan kardeş ülkelerin bağımsızlıklarının 15'inci yıldönümünü kutlamakta olmaları nedeniyle ayrı bir anlam taşıdığını belirterek, şunları söyledi:
"İlk doruk toplantısının düzenlendiği tarihte bağımsızlıkları yeni kazanmış ve geleceğe umutla bakan kardeş ülkelerimiz bugün uluslararası toplumun saygın birer üyesi olarak dünya sahnesinde yerlerini almışlardır. Avrasya coğrafyasınon ekonomisinde belirleyici, bölgenin barış ve istikranının pekiştirilmesinde etkin devletler olarak uluslararası siyasada sağlam bir konumdadırlar."
Türk dili konuşan ülkeler olarak dünyadaki ve bölgedeki gelişmelere bakışta yeni ölçülerin devreye girdiğini, bu nedenle Antalya toplantısının bölgesel ve küresel düzlemde ülkeler arasındaki işbirliği yönünden yeni bir dönemin başlangıcını simgelediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, şöyle konuştu:
"Dünyamız önemli değişimlerin yaşandığı bir dönemden geçmektedir. Küresel değişim bölgemizi ve ülkelerimizi de etkilemektedir. Bu süreçte kendi değerlerimizi yitirmeden ve çağın gerisinde kalmadan uzun erimli siyasalar izlememiz gerekmektedir. Bu dönemde devlet ve toplum yapılarımız, çağdaş değerler çerçevesinde yapılandırabildiğimiz işbirliği ve dayanışmayı güçlendirdiğimiz ölçüde bölgemizin yeni yüzyılın koşullarına uyum sağlayabilecek dönüşümü gerçekleştirebileceğine inanıyoruz. Bu toplantılar, dost ve kardeş devletler arasında güzel bir ortamda bölgesel ve uluslararası konuların gözden geçirilmesi, işbirliğimizin güçlendirilmesi, bölgemizde barış ve istikrarın pekiştirilmesi amacıyla serbestçe görüş alışverişinde bulunduğumuz yüksek düzeyli forumlar niteliğini kazanmıştır. Başlangıcından bu yana kimseyi hedef almayan, gönüllü bir birliktelik olarak gördüğümüz doruklar sürecinin katı kurallara bağlanmış, ağır işleyen bir örgütlenme geliştirmek yerine, serbest görüş alışverişine olanak sağlayan niteliğinin artık pekiştiğini mutlulukla gözlemliyoruz. Küresel gelişmeler ve Türk dili konuşan ülkelerin geçirdiği dönüşüme, doruklar sürecinin bölgemizin gereksinim duyduğu daha güçlü işbirliğine ve dayanışmaya katkı sağlayacak olgunluğa eriştiğine inanıyoruz."
KÖPRÜ GÖREVİ GÖRÜYOR
Sezer, Türkiye'nin doruklar sürecine duygusal değil, gerçekçi ve akılcı yönden yaklaştığını, bu süreci aynı coğrafyada yer alan benzer sorunları bulunan, bu sorunlarla savaşımda işbirliği arayışında olan ülkelerin bir araya geldikleri bir düzlem olarak gördüğünü belirerek şöyle dedi:
"Ülkelerimiz arasında siyasal, toplumsal, ticaret ve diğer alanlardaki ilişkilerin büyük gelişme gösterdiğinin, toplumlarımızın tüm kesimlerini kucaklayacak biçimde kurumsallaşmakta olduğunu mutlulukla gözlemliyoruz. Ülkelerimiz arasındaki ekonomik ve ticari ilişkiler sağlam bir köprü işlevi görmektedir. Karşılıklı yatırım, ticaret ve yüklenici hizmetleri önemli oranda artmaktadır. Türkiye'de önde gelen kuruluşları kardeş cumhuriyetlerde yatırımlarını hızlandırmaya özendiriyoruz. Aynı biçimde kardeş cumhuriyetlerin işadamlarının ülkemizde yatırım yaptıklarını görmekten mutluluk duyuyoruz."
ENERJİDE İŞBİRLİĞİ
Başta enerji, ulaştırma, iletişim ve turizm olmak üzere ekonomi alanındaki işbirliğinin ikili ve çok taraflı düzeneklerle desteklenmesi halinde kurulan bu sağlam köprünün daha da güçlendirilmesine katkı sağlayacağını belirten Sezer, Kars- Tiflis- Bakü demiryolu gibi Asya'yı Avrupa'ya bağlayacak yeni ulaşım yollarının kurulmasının, Türk dili konuşan ülkelerin küresel ekonomi ile bütünleşmelerine yarar sağlayacağını kaydetti. Dünya enerji pazarındaki son gelişmelerin, enerji kaynaklarının çeşitli ülkelere ulaştırılmasında kaynak ve ulaşım yolu çeşitlendirilmesinin önemini ortaya koyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bölgemizdeki doğal kaynakların, dünya pazarlarına seçenekli ve güvenli yollardan, kesintisiz sürdürülebilir ve ekonomik biçimde ulaştırılması küresel enerji sunum güveliğinin geliştirilmesine olanak sağlayacaktır. Üretici ülkelerin siyasal ve ekonomik yönden güçlendirilmesine yardımcı olacak böyle bir gelişme ülkelerimiz arasındaki işbirliğinin ve dayanışmanın güçlendirilmesini de gerekli kılmaktadır. Bakü- Tiflis- Ceyhan petrol boru hattı ülkelerimiz arasındaki güven ve işbirliğinin ortak kararlılığımızın bir sonucu olarak temmuz ayında işletmeye açılmıştır. Bakü- Tiflis- Erzurum doğalgaz boru hattını da bu yıl sonunda devreye sokmayı öngörüyoruz. Bu bağlamda Türkçe konuşan ülkeler arasında enerji alanında işbirliğinin artırılmasını, bölgenin siyasal ve ekonomik istikrarını doğrudan katkı sağlayacak bir olgu olarak görüyoruz."
KÜLTÜREL ETKİNLİKLER
Halklar arasında güçlü bir bağ oluşturan eğitim ve kültür ilişkilerinin hızla gelişmekte olduğunu mutlulukla gözlemlediklerini belirten Sezer, "Bu kapsamda üniversitelerimiz, araştırma kuruluşlarımız ve kültürel kurum etkinliklerimizi ortak somut tasarılarla özendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Birbirini tanıyan ve anlayan kuşaklar yetiştirmek, evrensel nitelikli düşünce ve yazın yapıtlarımızı elbirliğiyle yüceltmek bizlere düşen büyük görevler arasındadır. Aynı zamanda insanlığın ortak varlığı olan kültür değerlerimiz geleceğimize de ışık tutmaktadır" dedi.
AZERBAYCAN'A DESTEK
Türkiye'nin öncelikli dış siyasal hedeflerinden birinin Avrasya coğrafyasının istikrar ve işbirliği alanına dönüştürülmesi olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Sezer, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bölgede varlığını sürdüren sorunlar, bölgesel istikrar ve işbirliğinin önünde engel oluşturmaktadır. Güney Kafkasya'da gerçek bir barış, gönenç ve işbirliği ortamının oluşturulması, ancak Yukarı Karabağ sorunun Azerbeycan'ın toprak bütünlüğü çerçevesinde barışçıl bir çözüme kavuşturulmasıyla sağlanabilecektir. Kardeş Azerbaycan'a Yukarı Karabağ konusunda vermekte olduğumuz desteği, kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha vurgulamak istiyorum. Uluslararası terör, köktendinci, ayrılıkçı ve aşırı akımlar, yasadışı göç, uyuşturucu madde ve silah kaçakçılığı gibi diğer örgütlü suçlar Avrasya bölgesinin gelişimine ve istikrarına tehdit oluşturmaktadır. Türkiye uzun yıllar terörden zarar görmüştür. Terörü haklı gösterecek hiçbir gerekçenin varlığını kabul edemeyiz. Terörle savaşımda ve bölgemizin gelişimine tehdit oluşturan konularda her düzeyde işbirliğine büyük önem vermekteyiz. Tarihi, kültürü ve dili aynı kökten gelen, bağımsız, egemen ve eşit devletlerin bir araya geldiği Antalya Doruk Toplantısı'nın ülkelerimiz arasındaki işbirliğinin pekiştirilmesine, aynı zamanda bölgenin barış ve istikrarının güçlendirilmesine katkıda bulunacağına inanıyoruz. Azeri, Kazak, Kırgız, Özbek ve Türkmen kardeşlerimizi Türk halkı adına selamlıyorum."
KARABAĞ'A DESTEK İSTEDİ
Cumhurbaşkanı Sezer'in konuşmasının ardından diğer ülkelerin temsilcileri de sırayla konuşma yaptı.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, dünyanın değiştiğini, bölgede yeni oluşumların meydana geldiğini belirterek, "Biz bu yanaşmalara karşı birlikte hareket etmeliyiz" dedi. Konuşmasında ekonomik işbirliğinin önemini vurgulayan ve her Türk dili konuşan ülkenin sorununun, Türk dili konuşan diğer bir ülkenin sorunu olmalısı gerektiğini söyleyen Aliyev, bunun hem ülkeler, hem de bölgeler için büyük fırsatlar doğurduğunu söyledi.
Ekonomik ve siyasi bağımsızlığın önemini vurgulayan Aliyev, bağımsız ama birlikte hareket edilmesinin bölge ülkelerini güçlendireceğini kaydetti. "Suni yoldan yaratılan problemler bizi yolumuzdan döndüremez" diyen Aliyev, Karabağ sorununa değindi. Aliyev, Ermenistan'ın işgalinin hem Azerbaycan hem de bölge için tehdit oluşturduğunu söylerken, "Biz sorunun barışla çözümünden yanayız. BM kararları doğrultusunda mesele çözülmelidir" dedi.
Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliğini desteklediklerini yineleyen İlham Aliyev, Türkiye'ye karşı adaletli davranılması gerektiğini vurguladı. Aliyev, "AB süresince Türkiye'ye yönelik adaletsizlik bizi üzüyor" diye konuştu. Aliyev, Türkiye'nin desteğinden duyduğu memnuniyeti dile getirirken, bu desteğin sürdürülmesini istedi.
DEMİREL, AKSAÇLILILAR GRUBU'NUN BAŞI OLSUN
Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, konuşmasına merhum Turgut Özal'ı anarak başladı, ev sahibi Sezer'e teşekkür etti. Aynı dili konuşan 200 milyon Türkün dünyaya dağıldığını belirten Nazarbayev, Kazak atasözünden örnek verip, `Elmas bıçak, kınında durmaz' misali buluştuğunu söyledi, Atatürk'ün "Türkün, Türkten başka dostu yoktur" sözlerini hatırlattı. Kazak Cumhurbaşkanı Nazarbayev, şöyle konuştu:
"Atatürk'ün bu sözü gibi amaçlarımıza birilikte uzanmalıyız. Yeni başkentimizin inşasında Türk firmalarının etkin çalışmasıyla güzel bir şehrimiz oluşuyor. Kazakistan'ın bağımsızlığını ilk kabul eden ülke Türkiye'dir. Türkçe konuşan devletler arasında bir sorun yoktur."
Kökten dincilik, terör, uyuşturucunun bütün ülkeler için sorun teşkil ettiğini belirten Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev, ülkesinin dünyada 4'üncü nükleer silah potansiyeli olmasına rağmen bundan vazgeçtiğini belirtti. Uzay alanında araştırmaların sürdüğünü, ilk yer uydusunun da uzaya gönderildiğini belirten Nazarbayev, bu alanda işbirliği de önerdi. İşadamları arasında işbirliğinin önemine değinen Nazarbayev, TOBB'un temsilciliklerinin bu ülkelerde açılması gerektiğini söyledi. Önceki toplantılarda getirdiği bazı önerilerinin rafa kaldırıldığını söyleyen Nazarbayev, kültür ve sanat gibi konularda işbirliğine gidilmesi gerektiğini belirtip, "Bu konularla alakalı Aksaçlılar Grubu kurulsun ve başına da 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i öneriyorum" diye konuştu.
Kırgızistan Cumhurbaşkanı Kurmanbek Bakiyev ise, konuşmasında kabul edilecek deklarasyon belgesinin ülkeler arasındaki karşılıklı ilişkileri pekiştireceğini söyledi. Sürdürelebilir işbirliği, ülkeler arası entegrasyonun önemli olduğunu belirten Bakiyev, zirvede şöyle konuştu:
"Terörizm, aşırı dincilik, örgütlü suç, uyuşturucuların kanun dışı yaygınlaştırılması ve satılmasına karşı mücadele alanında işbirliğinin geliştirilmesi, koordine edilmesi gerekmektedir. Eğer bizler karşılıklı yardımlaşmamızı hukuki veya anlaşma bazında pekiştirebilirsek, o zaman bu gibi tehditlere karşı verimli bir şekilde mücadele sergileyebiliriz. Yetişmekte olan yeni nesilleri, 21'inci yüzyılın çağrılarına ve durumlarına göre hazırlamak için milli eğitim sisteminin kökünden reforma tabi tutulmasının altını özellikle çizmek isterim. İlişkilerimizi geliştirmeli atalarımızın kültürel miraslarını ortaya çıkarmalıyız."
Cumhurbaşkanlarının konuşması sırasında Kırgızistan ve Kazakistan cumhurbaşkanlarının konuşmaları çevirmenler aracılığıyla kulaklıkla dinledi. Kırgızistan ve Kazakistan cumhurbaşkanlarının konuşması sırasında ise Ahmet Necdet Sezer de söylenenleri anlamak için kulaklık takmak zorunda kaldı.
Zirveye katılan cumhurbaşkanları, konuşmaların ardından aile fotoğrafı çektirdi. Toplantının yapıldığı Divan Talya Oteli Kongre Merkezi'nin çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alınırken, çevredeki binalara keskin nişancılar yerleştirildi. Bir helikopter sürekli bölgede güvenlik turu atarken, deniz polisi de açıkta balıkçı teknelerinin geçişine izin vermedi. Güvenlik nedeniyle tur teknelerinin limandan açılmasına da izin verilmedi.