Telsiz konuşmaları ortaya çıktı
‘Şaban timine sahip ol’
Gezi eylemlerinde yediği dayak sonucu hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz davasının üçüncü duruşması dün yapıldı. Olay sırasında polislerin yaptığı telsiz konuşmalarının okunduğu duruşmada, tutuklama çıkmadı.
Eskişehir’deki Gezi eylemlerinde polisler tarafından feci şekilde dövülen ve 38 gün komada kaldıktan sonra yaşamını yitiren üniversiteli Ali İsmail Korkmaz davasının üçüncü duruşması Kayseri’de yapıldı. Duruşmada, tutuksuz yargılanan polisler Hüseyin Engin, Şaban Gökpınar, Yalçın Akbulut ile tutuklu sanıklardan polis Mevlüt Saldoğan ile Muhammed Vatansever, Ramazan ve İsmail Koyuncu ile Ebubekir Harlar katıldı.
‘Sanık görüntüleri net değil’
Duruşmada, İçişleri Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığı’na gönderilen güvenlik kamera görüntüleriyle ilgili olarak teknik uzmanlarca incelenen görüntülerle ilgili düzenlenen görüntü iyileştirme ve eşkal inceleme raporu okundu. Raporda çözünürlüklerin düşük olduğu, kamera ve kişileri belli edebilecek görüntü ve verilere ulaşamadıkları, olay yerinden geçen şüpheli otomobilin ise belirlenemediğine yer verildi. Olay anına ait görüntü büyütme, filtreme, onarma ve bazı işlemler uygulanmasına karşın, ışık yetersizliği, mesafe ve bazı nedenlerden dolayı Ali İsmail’e vuranların yüzlerin belli olmadığı öne sürüldü.
‘Gözaltı yok, dalacağız’
Duruşmanın ikinci bölümünde Korkmaz ailesinin avukatlarından Mehmet Vakurkulat, emniyetten gelen telsiz görüşme dökümlerini okudu. Vakurkulat, “Dökümler emniyetin müdahalesinin nasıl bir ruh hali, şiddetle yapıldığını açıkça ortaya koymaktadır. Telsiz görüşmelerinde , ‘Çevik kuvvet gözaltı yok. Sadece dağıtacağız.Üzerimize çekeceğiz, sonra dalacağız” ifadeleri kullanılmaktadır. Sanıklardan Şaban’ın telsiz kayıtlarında oradaki timlerden birinin yetkilisi olarak geçtiği ve talimatlar vardır. O da ‘Şaban timlerine sahip ol’dur. Telsiz görüşmeleri, hasımane bir görüşmelerden ibarettir” dedi.
9 Ekim’e ertelendi
4’üncü duruşmanın 9 Ekim’de yapılmasını kararlaştıran mahkeme, tutuklulukların devamına karar verdi. Tutuksuz yargılanan sanıkların da tutuklanma talepleri reddedildi.
‘O başka Şaban’dır’
Telsizde adı geçtiği söylenen sanık polislerden Şaban Gökpınar, kendisini şöyle savundu: “Olay günü telsiz kullanmadım ve taşımadım. Benim o gün amir olduğum söylenmektedir. Başpolislikle ilgili kanuni haklar verilmemiştir ve polis memuru olarak geçmekteyiz. Anons edilen başka Şaban olabilir.”
‘Senin ayağın kopsaydı’
Korkmaz ailesinin avukatlarından Pınar Çelik Arpacı, tutuklu sanık Mevlüt Saldoğan’ın aldığı sağlık raporuyla ilgili olarak, “Öyle şiddetli vurmuştur ki, hem Ali İsmail Korkmaz’ın kafatasında hem de kendi ayağında çatlak oluşmuştur. Öldürme isteğinin ortaya çıktığını düşünüyoruz” diye konuştu. Anne Emel Korkmaz, Mevlüt Saldoğan’ın ayağında çatlak oluştuğunu duyunca, “Senin ayağın kopsaydı” diye bağırdı. Anne Emel Korkmaz oğlunun dövülme şekli anlatılırken sanıklara dönerek, “Allah belanızı versin, kızınıza mı tecavüz etti, dayanamıyorum hakim bey” deyince salon karıştı.
OTOPSİ RAPORU DA OKUNDU
‘Başına darbe almasa ölmezdi’
Dünkü duruşmada Ali İsmail Korkmaz’ın otopsi tutanağı okundu. Tutanakta, 10 Temmuz 2013 tarihinde ölen Ali İsmail Korkmaz’ın Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapılan otopsisinde, ölümünün, kafatası travmasına bağlı olarak beyin kanamasının meydana geldiği, ardından çeşitli komplikasyonların oluştuğu, kronik kalp damar ve kapak hastalığı bulunduğu ve bu nedenle ilaç kullanması nedeniyle de aldığı kafa travmasının ölümünü hızlandırdığı, kafa travması meydana gelmeseydi ölümünün meydana gelmeyeceğine dair karara varıldığı söylendi. Anne Emel Korkmaz, otopsi tutanağı okunduğu sırada gözyaşlarını tutamadı. Fenalık geçiren, anne ve baba Korkmaz, salondan bir yakınlarının koluna girerek ayrıldı.
SANIKLAR KENDİLERİNİ BÖYLE SAVUNDU:
‘Kanunların bana verdiği yetkiyle...’
Ali İsmail’e son tekmeyi attığı öne sürülen sanık polis Mevlüt Saldoğan, “Aleyhime olanları kabul etmiyorum. Aslında müdafilerin belirttiği gibi yalan söylemediğin ortada. Zaman içinde görülecek. Bir insan, baba ve polis olarak namusum şerefim üzerine yemin ediyorum ki kasten yaralamak üzerine hareket etmedim. Kanunların bana verdiği yetkiler dahilinde bedenen zor kullanmak yoluyla hareket ettim” dedi.
‘Bana tut dediler’
Tutuklu sanık İsmail Koyuncu da polisle işbirliği yapmadığını, hiçbir suç işlemediğini, köylü çocuğu olduğunu devlete karşı boynunun kıldan ince olduğunu anlatırken, “Bana ’Tut’ dediler ve tutup kenara çekmeye çalıştım. Bu husustan özür diliyorum. Allah katından vicdanım rahat ve suçsuzum. Bu olaydan sonra ailem ve ben mağdur oldum. İşyerimi kaybettim. İtibarım kayboldu. Tahliyemi istiyorum” diye konuştu.
Vekille yapılan telefon görüşmesi
Duruşmada, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığından (TİB) gelen telefon görüşmelerine yönelik raporlar da okundu. Korkmaz’ın avukatlarından Ümit Erdem, Saldoğan’ın AK Partili vekille yaptığı görüşme konusunda suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Tutuklu fırın işçisi Ebubekir Harlar da, “Bilirkişi raporunda telefon görüşmeleri üç kişi görüştüğümüz çıkıyor. Çakışan kişiler hep restoran sahipleridir. İş görüşmesi şeklindedir. Olay sonrasında hiçbirini görmedim” dedi.