Tek tek konuştular: Annemi kandırmışlar...
Adnan Oktar organize suç örgütüne yönelik soruşturma sonucunda haklarında dava açılan ve örgütün elebaşı Adnan Oktar'ın da aralarında bulunduğu 167'si tutuklu 226 sanığın yargılandığı davada, sanıkların savunmaları alındı.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısında bulunan salonda yapılan duruşmada, tutuklu sanık Necati Koç'un savunması alındı.
Dava kapsamında kardeşleri Tarık ve Nilüfer Koç ile birlikte tutuklu yargılanan sanık Necati Koç, babası Hikmet Koç'un, ağabeyi Mehmet Emin Koç'un kandırmasıyla kendilerinden şikayetçi olduğunu öne sürdü.
Babasında demans başlangıcı olduğunu anlatan Koç, "Ağabeyim Mehmet Emin Koç'un babamın mallarına çökmesine engel olmaya çalışıyoruz. Ağabeyim, 30-35 yıldır hayır kisvesi altında babamı kandırmakta, sömürmektedir. Emin Koç'un zenginleşmesini incelerseniz bu dediğimin doğru olduğunu göreceksiniz." dedi.
Koç, işleri ve ailesi yaşlı olduğu için bedelli askerlik beklediğini belirterek, "Ailemiz kalabalıktır. Babam bu dosyada müşteki. Kendisi, Büyükada'daki birkaç taşınmazını Emin Koç nedeniyle satmak zorunda kalmıştır. Bir gün yolda giderken babam bana bir enerji işinden söz etti. Bu işi nasıl yapacağımızı sordum. 'Emin araştırmış. Evleri, arsaları ipotek edeceğim.' dedi. Diğer kardeşlerimle ben, Emin Koç'un, babamı yine kandırmaya çalıştığını tespit ettik. Malların satılmaması için bir vasi davası açmak istediğimizi söyledim, babam bunu kabul etti. Onun bilgisi dahilinde vasi davası açtık. Bu konu bile iddianamede örgütsel temayül gibi yansıtmaya çalışılmıştır. Babam Adnan Bey'i çok sever. Kitaplarının dağıtılmasına vesile olmuştur. Evde arkadaşlarıma yemek vermiştir. Operasyondan 4-5 ay öncesine kadar babam Adnan Bey'i överdi. Fotoğraflarımız da vardır. Operasyondan 4-5 ay önce babam arkadaşlarımız ve kardeşlerime korkunç şekilde karşı duruma geldi." diye konuştu.
"Babam, ağabeyim Mehmet Emin Koç tarafından devşirildi"
Mahkeme Başkanı Mehmet Galip Perk'in, "Siz de babanıza mı karşı geldiniz?" sorusunu Koç, şöyle yanıtladı:
"Kesinlikle öyle bir şey yok. 15 aydır cezaevindeyim. Babam 3 kez hapishaneye ziyaretime geldi. Babam ağabeyim tarafından cebire maruz kaldı. Babamın bana 'sarışın küt saçlı kız' diye anlattığı Ceylan Özgül olarak değerlendirdiğim kişi babama bir şeyler söylemiş. Babam bana 'Size operasyon yapacaklar evladım, kaç git yurt dışına kendini kurtar.' dedi. Babamın korkutulduğunu anladım. Babam bu olayın operasyona dönüşeceğini anlayana kadar bizim yanımızdaydı. Bu bizim operasyondan tam 1 ay önce, babamın cebir ve zorla düşüncesinin değiştirildiği zamandır. İnternette 'kedileaks' diye bir iftara sitesi var. Ailemiz hakkında da iftira atılıyor. Bizle ilgili cevabi olarak ne yazılsa Emin Koç anında cevap verdi. Cevaplar için avukat yardımcısı arkadaşlardan hukuki destek alıyorduk."
İddianamede, Adnan Oktar'ın kaldığı evde nöbet tutulduğu, bunun da "Maç var" diye şifrelenerek gerçekleştirildiği bilgisinin yer aldığını aktaran Koç, her hafta sonu arkadaşlarıyla farklı yerlerde basket maçı oynadıklarını anlattı. Koç, "Maçın nöbetle ilgilendirmesi çok yanlış. Bizim arkadaşlarla toplandığımız belli başlı yerler var. 150-200 kişiyiz hep beraber Kandilli'de toplanmamız çok zor. Bir düzene göre değil, iş durumuna göre herkes gider." diye konuştu.
Koç, senede 2 milyon lira ciro yapan şirketi olduğunu, genç bir adam nasıl para kazanıp harcarsa öyle yaşadığını anlatarak, "Beni kimseye öyle para verme durumum olmadı. Bir arkadaşım veya öz kardeşim benden bir şey istediğinde ya da kendime aldığım şeyden ona da alırım. Bu iddianamede nefret olduğunu düşünüyorum. Babam, ağabeyim Mehmet Emin Koç tarafından devşirildi. Bizim yokluğumuzu fırsat bilip babamı zorladı." dedi.
Aynı aileden 5 kişi yargılanıyor
Duruşmada daha sonra tutuklu sanıklardan 1998 yılında hayatını kaybeden eski milletvekili Tevfik Ertüzün'ün oğlu, profesör Cevat Babuna'nın torunu Saim Erdem Ertüzün'ün savunması alındı.
Dayısı Oktar Babuna, annesi Ceyda Ertüzün, teyzeleri Ayşegül Hüma Babuna, Tuba Babuna ve Eda Babuna ile birlikte yargılanan sanık Erdem Ertüzün, 2003'te kalp rahatsızlığının ortaya çıktığını, 2004'te ameliyat edildiğini, 2005'te ise kalbine pil takıldığını anlattı. Hastalığı nedeniyle üniversiteye gidemediğini, bu süreçte bilgisayar yazılımları alanında kendisini geliştirdiğini dile getiren Ertüzün, "Sayın Adnan Bey ile tanışmam 1998 gibiydi. Annemle beraber ziyaretine gitmiştim. Uzun yıllarda da seyrek aralıklara dayım, teyzelerim ve annemle kendisini ziyaret ettik. 23 yıldır kendisini tanıyorum. Her zaman kendisinin güzel ahlakına şahit oldum. Ameliyatımla çok ilgili oldu. Dayımla da ne kadar yakından ilgilendiğine şahidim. Teyzem Tuba Babuna kansere yakalandı. Onunla da çok ilgilendi." diye konuştu.
Kendilerine suç örgütü denilerek zalim insanlar gibi gösterildiğini öne süren sanık Ertüzün, "Bizim gördüğümüz tek şey sevgi, şefkat ve fedakarlık. Bunu da Kur'an'a göre yapıyoruz. 2010'dan itibaren A9'da canlı yayınlara çıktım. 4-5 yıl her ramazan ayında sohbet programları yaptım. Belgeseller çektim. Milli Eğitim Bakanlığının izniyle liselerde yaklaşık 400 konferans verdim. Facebook sayfam vardır, orada onlarca canlı yayın yaptım, yaklaşık 100 bin kişi izliyordu. Arkadaşlarımla önemli etkinliklere gidiyor ünlü ve tanınmış insanlara kitaplar hediye ediyorduk." ifadelerini kullandı.
Ertüzün, iddianamede geçen para transferlerinin aile arasında olduğunu beyan ederken, 15 müşteki ve mağdurun kendisi hakkında aleyhe ifade verdiğini, bu kişilerin bir kısmını tanımadığını, bunların cinsel iftira suçu olduğunu öne sürdü.
İddianamede kendilerine örgüt denildiğini ve bu örgütün farklı isimlerle kollara ayrıldığının ileri sürüldüğünü kaydeden Ertüzün, arkadaşlarıyla birbirlerini kardeş olarak gördüklerini ancak bu isimde bir grup olmadığını, arkadaşları arasında da hiyerarşi bulunmadığını söyledi.
Sanık Ertüzün, kendisi hakkındaki aleyhe ifadeleri okurken, müştekilerden ağabeyi Emre Ertüzün'e ilişkin şunları söyledi:
"Emre Ertüzün ağabeyim olur. Kendisi maalesef psikolojik rahatsızlıkları olan biridir. Evin içinde cübbe ve sarıkla gezer. Böyle bir kişidir. Dedemin (Cevat Babuna) cenazesinde tabutu taşırken beni itti ve bana kötü sözler söyledi. Bunun üzerine kendisine dava çatım. Ayrıca orada silahla tehdit edildiğini söylüyor. Kesinlikle bu da doğru değil. Ağabeyim 12 yıl boyunca bizim grubumuzun içindeydi. Anlattığı hayali şeyler varsa neden 12 yıl içimizde bulundu?"
Saim Erdem Ertüzün, babasından kalan mirasın örgüte aktarıldığı iddialarına yanıt vererek, annesinden aldığı bilgiye göre bu mirasın kendisinin kalp hastalığı tedavisi ve dayısı olan tutuklu sanık Oktar Babuna'nun hastalığının masrafları için harcandığını ifade etti.
"Anneannemi kandırmışlar"
Dosyanın müştekilerinden, anneannesi olan Semin Babuna'yı çok sevdiğini anlatan Ertüzün, "Anneannem ben tutuklandıktan sonra cezaevinde ziyaretlerime geldi, ihtiyaçlarımı karşıladı. Ama maalesef müşteki Özkan Mamati ve ağabeyim Emre Ertüzün'ün etkisindedir. Onu galiba kandırmışlar. Zaten anneannemin benim aleyhime bir ifadesi yok. Ağabeyim anneannemle yaşamaktadır. Bunda bir art niyet seziyorum. Hem dedemin hem de anneannemin mirasından dolayı orada kaldığını düşünüyorum." dedi.
Ertüzün'ün savunmasını tamamlamasının ardından çapraz sorgusuna geçildi.
Müşteki Semin Babuna'nın avukatının, "Dedenizi en son ne zaman görmüştünüz?" sorusuna "2007 yılıydı." diye cevap veren Ertüzün, "Babanız benim bildiğim kadarıyla milletvekiliydi. Sizin ameliyat giderlerinizi TBMM mi karşıladı?" sorusunu ise "Evet, doğru." şeklinde yanıtladı.
Babuna'nın avukatı, ameliyat olmak için Amerika'ya giden Ertüzün'e, yanında neden aile üyelerinden birinin olmadığını sordu. Ertüzün, dayısı Oktar Babuna'nın rahatsız olduğunu, annesi ve teyzelerinin ise kadın olduğu için zorluk yaşayacağını düşünerek Amerika'ya arkadaşlarıyla gittiğini beyan etti.
"Dedenizin cenazesinde anneannenize başsağlığı dilediniz mi? Neden cenazeye korumalarla gittiniz? Anneannenizi cenazenin yanına yaklaştırmadığınız iddialarına ne diyeceksiniz?" sorularını Ertüzün, "Anneanneme başsağlığı diledim, elini öptüm. Tehdit alan ve tanınan bir insan. O yüzden cenazeye arkadaşlarımızla gittik, koruma değillerdir. Cenazeye silahlı kimse gelmedi. Arkadaşlarımız manevi destek için yanımızda bulunmak için geldi. Anneannemi cenazeye yaklaştırmadığımız iddiası doğru değildir. Kendisi dinlenmek istedi, Fatih Camisi'ndeki banklar ilerideydi, orada oturdu." diye cevapladı.
Sanık Ertüzün son olarak ağabeyi Emre Ertüzün'ün operasyondan aylar önce kendilerine operasyon yapılacağını belirten mesajlar gönderdiğini öne sürdü.
Duruşmaya 30 Eylül Pazartesi günü diğer sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam edilecek.