Gazete Vatan Logo

Tek derdi cam çerçeve!

Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın Okmeydanı olaylarına ilişkin sözlerini eleştirdi: “Demokraside protesto en doğal hak. Erdoğan ölene acımıyor. Tek derdi cam çerçeve. Toplumu bölüyor, ülkeyi ateşe atıyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda görüş almak üzere Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu’nu ziyaret etti. “Okmeydanı’ndaki olaylara ilişkin Başbakan Erdoğan’ın açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusu üzerine şunları söyledi:

Polis de bizim o çocuklar da

“Bir diktatöre özgü açıklama. Polis, kendi yurttaşına karşı silah kullanmamalı. Ölen kişi, bir cenazede başsağlığı dilemek için cemevine giden birisi. Hiçbir olaya karışmamış. Bu ölüyor, Berkin ölüyor, diğerleri ölüyor. Erdoğan’ın tek derdi var, kırılan cam ve çerçeveler. Çünkü o dünya malını önemsiyor. Onun bütün hayatı o. ‘Ben ve ailem nasıl köşeyi döneriz, nasıl zenginleşiriz’ Ölenlere hiç acımadı. Polise yönelik şiddete de karşıyız. Polisler de bizim çocuklarımız. Onların görevleri toplumda huzuru sağlamaktır. Demokrasilerde protesto, gösteri en doğal haktır. Eğer şiddete yönelirse protestolar, polis müdahale eder ama yine insanları öldürerek, kurşun kullanarak değil. Bu affedilecek bir şey değil. Erdoğan ülkeyi ateşe atıyor. Müthiş bir kutuplaşma var. Türkiye’nin geleceği açısından kaygılıyım.

Erdoğan bölüyor

Ülkeyi yöneten insanların kucaklayıcı bir dil kullanmaları, eleştiriye saygı göstermeleri gerekir. Bırakın saygı göstermeyi, dinlemeye bile tahammül edemeyen bir yapı var karşınızda. Çünkü iki dudağından çıkan her şeyin doğru olduğuna inanıyor. Bu yapı ülkeyi felakete götürür. Bugüne kadar bu toplum bölünmedi, Erdoğan bölmeye çalışıyor. Bu toplum çatışmadı, Erdoğan çatıştırmaya çalışıyor. Etrafındaki insanların Erdoğan’ı uyarması gerekiyor. Demokrasisi sağlıklı işleyen ülkelerde Erdoğan’ı artık bir diktatör olarak görüyorlar. Böyle bir Başbakan ile ilk kez karşılaşıyor Türkiye Cumhuriyeti. Kendi toplumundan belli bir kesimden intikam almayı beyninin arkasına yerleştirmiş bir felsefeyle karşı karşıyayız.”

Haberin Devamı