‘Tek bir kanıt gösterin savunma yapmayacağım’
Darbe soruşturması kapsamında tutuklanan Ahmet Altan, isnat edilen suçla ilgili tek bir kanıt gösterilmesi halinde savunma yapmayacağını kaydetti. Mahkeme heyeti 3 gazetecinin tutukluluğuna devam kararı verdi
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak, Fevzi Yazıcı, Şükrü Tuğrul Özşengül, Yakup Şimşek duruşmada hazır edildi. Ahmet Altan’ın ise duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS (Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi) yöntemiyle katıldı. ‘Darbeye iştirak etmekle’ suçlanan Ahmet Altan, isnat edilen suçla ilgili herhangi bir kanıt olmadığının altını çizerken hakime yönelik olarak “Bir yargıç mahkemede yalan söylediğinde kendi yargıçlığıyla birlikte devleti de yok eder” ifadesini kullandı. Ahmet Altan’ın savunmasında özetle şunları kaydetti: “Şimdi bu mahkemeye, bu ülkeye ve dünyanın bu davayla ilgilenen kesimlerine çok net biçimde şunu söylüyorum. Hakkımızdaki bu tuhaf iddialarla ilgili bir tek somut kanıt gösterin, ben bir daha savunma yapmayacağım ve hakkımda en ağır hüküm verilse bile temyize gitmeyeceğim. Çok net söylüyorum. Tek bir kanıt gösterin, temyiz hakkımdan vazgeçeceğim. Ömrümün geri kalanını bir hapishane hücresinde sessizce geçirmeye razı olacağım. Tutuklu olduğumuz bu bir yıl boyunca her ay bir yargıç ‘hakkımızda somut kanıtlar’ olduğunu söyleyerek tutukluluğun devamına karar verdi. Bir yıl önce Mehmet Altan’la birlikte ‘darbecilere subliminal mesaj verme’ suçlamasıyla gözaltına alındık. Sonra bu gülünç iddia ortadan kayboldu ve biz 15 Temmuz’da darbe yapmak ve hükümeti silahla devirmeye kalkışma suçundan tutuklandık. Biz silahlı darbe yapmışız. İsnat edilen suç bu. İddianın saçmalığının, isnat edilen suçun büyüklüğünü bile aştığı bir dava bu.
‘Darbenin asli unsuru olmuşum’
Duruşmanın başlamasının ardından Nazlı Ilıcak’a söz verildi. Nazlı Ilıcak, “Bundan 3 ay önce sizleri suçsuzluğum konusunda ikna etmeye çalıştım. Ancak ikna edebildiğimi sanmışım. Mahkeme sonunda somut deliller var diyerek beni tahliye etmediniz. Ben 3 aydır düşünüyorum. Sizi bu somut deliller konusunda tereddüte düşüren hususlar varsa bana da söyleyiniz. Ancak bu somut delilleri sunmadınız. Benim darbeyi önceden bildiğim, zemin hazırladığımı kanıtlamak ve açıklamak zorundasınız. Bu darbe gerçekleşseydi ben bakan mı olacaktım? Himmet paralarını mı cukkalayacaktım? Ben Bank Asya’dan krediyle villa mı aldım? Bu huşuları açıklamak zorundasınız. Ben menfaat mi temin edecektim. Menfaat peşindekiler dışarıda. Ben içerideyim” dedi. Ilıcak sözlerini şöyle sürdürdü; “Cumhurbaşkanına suikast düzenleyenler neyse ben 11 tweetle ve bir kartopu fotoğrafıyla aynı duruma düştüm, ‘darbenin aslî unsuru’ olmuşum. Savcı darbeyi çağrıştırıcı dediği cümlem hangisi söylemiyor. Bana bu cümlemi ifade etmesini istiyorum. Benim darbeyi övdüğüm hangi yazımda hangi tweetimde var söylemesini istiyorum. Hangi yazımda vatandaşa darbeye karşı durmayın demişim. En yanlış insana bu suçu yamadınız” dedi. Mahkeme heyeti, Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın tahliye taleplerini reddetti.